Dağlardan kopmuş, yaşamla dopdolu insanları yazacaktım bugün...\n

Düzlükleri, sizin çok iyi bildiğiniz o derin mavilikleri, kül rengi güzellikleri, okula giden çocukları...\n

Notlar almıştım bir gün önce...\n

Cizre’de bir okula ses bombası atan eli kanlı PKK’nin amacının ne olduğunu anlatacaktım, o güzellikleri yazarken.\n

Cizre’de öğrencilerin okul bahçesindeki korkulu bakışlarını, kaçışlarını anlatacaktım.\n

PKK vahşetini yazacaktım...\n

Ardından sonsuzluk boyunca çöken, derin dinginliği...\n

Gecikmiş bir saatinde günün, sevgiyi, dostluğu, kardeşliği ve bunun ne denli önemli olduğunu vurgulayıp akan kanın durması için çabalayan siyasetçileri, aydınları, yurtseverleri, devrimcileri, demokratları, ODTÜ’lü gençleri alkışlayacaktım.\n

Gözlerinden okuduğum soğuğu, zamanın gizine uzanan gökteki her şeyi.\n

Umutlarımızı çalanları!\n

Hayatımızı zincire vuranları!\n

Irkçılığı!\n

Mezhep ayrımcılığını!\n

İnanç özgürlüğünü!\n

***\n

Gerçekten Türkiye nereye götürülmek isteniyor çok merak ediyorum...\n

Türkiye’de 1945 yılından beri yayımlanan, tiyatro oyunuyla hemen hemen herkesin gördüğü John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar”ı, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce sakıncalı bulunmuştu.\n

Nedense aklıma Müşfik Kenter geldi...\n

Kenter Tiyatrosu’nda izlemiştim...\n

Tek kişilik bir oyundu.\n

İstanbul’da da Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” romanını okutan öğretmen hakkında soruşturma açılmıştı.\n

Bir grup öğretmen oturup her konuda karar veriyordu benim ülkemde.\n

Sansürcü bir düşünce egemen oluyordu Türkiye’de, tıpkı İran, Suriye, Suudi Arabistan’da olduğu gibi.\n

Dünyaya rezil oluyorduk...\n

Demek ki Türkiye’nin her yerinde öğretmenlerin oluşturduğu bir kurul, dünya klasiklerinin içinde yer alan kitaplara sansür uyguluyordu.\n

Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal’in açıklamasında olduğu gibi, dünya klasikleri “ahlaki” açıdan üç-beş öğretmenin kararıyla öğrencilere okutulmuyordu.\n

Yasakçı kafalar hep olmuştur Türkiye’de...\n

Halk Oyuncuları’nın, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun 70’li yıllarda başına gelenleri unutmadık.\n

2013 yılının başında yıllardır liselerde okutulan ve “100 Temel Kitap” arasında yer alan “Fareler ve İnsanlar”la, “Şeker Portakalı”nı ahlaki nedenlerle yasaklayanları, ivedi bir psikiyatra götürmek gerekir...\n

Ya da ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırmak...\n

***\n

Ben dün sabah uyandığımda güzel şeyler yazmak istiyordum yaşama dair.\n

Her sabah böyle düşünürüm ama öğle saatlerinde düşüncem değişir.\n

Yaşananlara izleyici kalamam!\n

Sabah, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın gözaltına alındığını öğrendim.\n

Bekliyordum bunu ben...\n

Çünkü Sincan’da tutuklu bulunan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Karadayı’yı suçlayan on sayfalık bir şikâyet dilekçesi vermişti savcıya...\n

O dönemi düşündüm...\n

28 Şubat denilince benim aklıma ABD’deki Neoconlar, İsrail gelir...\n

Buna çoğunluk inanmaz, 28 Şubat’a alkış tutar nedense!..\n

Olayın arka planı nedir görmezler...\n

Postmodern bir darbe değil miydi ABD destekli? Eğer Refah Partisi kapatılmasaydı bugün AKP iktidara gelebilir miydi?\n

Susurluk’un üzerinin örtülmesi, JİTEM, faili meçhul cinayetler...\n

Bankaların içinin boşaltılması, medya patronlarının yaptıkları...\n

Telefonla verilen buyruklar:\n

“Falan falan yazarları, gazetecileri kapının önüne koyun...”\n

1999 seçimlerinde CHP’nin yüzde 10 engeline takılması... 2002 erken seçimlerinde DSP, DYP, ANAP ve MHP’nin Meclis’e giremeyip CHP ve AKP’nin girmesi...\n

Öykü uzun, daha sonra anlatırım...