Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Günahkâr Devlet...
Hayatın bir ucundan tutarsınız, yaşadığınız coğrafyada yakın tarihin sayfalarını çevirirsiniz...
Nice ölümleri görürsünüz, acıları, hüzünleri...
5 yaşında, 10 yaşında,15’inde kız, erkek çocuklarının Hakkâri’de, Lice’de, Mardin’de parçalanan bedenleri aklınıza gelir...
Kimi havan mermisiyle, kimi polis kurşunuyla, kimi çöplükte yemek artıkları ararken el bombasıyla ölmüşlerdir.
Bu devlet acımasızdır, günahkârdır!
Darbelerin 27’sinde, 12’sinde...
Mayıs’ta, Mart’ta, Eylül’de...
Darağaçlarını kurmuştur...
Geride gözü yaşlı kadınlar, çocuklar, analar, babalar...
Bugün neredeyiz?
Demokrasiyi, özgürlükleri, hukuk devletini, yargı bağımsızlığını içimize sindirebiliyor muyuz?
Fişleme, izleme, dinleme!
Hayat başka bir şeydir, iktidar gücünü ne kadar elinizde tutarsanız tutun, gün gelir “Tanrı’nın sopası” sizin de belinize vurur!
Çünkü devlet günahkâr!
Devleti günahkâr kılan siyasal iktidarlar, o güç!
Bakın, nelerle uğraşıyoruz...
***
Devletin içinde kıyamet kopuyor, kriptolu telefonlar dinleniyor...
Zamanında haber verenler oldu, hiç kulak asmadınız, umursamadınız. Yüzde 50 sandık gücünü arkanıza alarak, Ortadoğu’da liderliğe soyundunuz, ABD’ye rest çektiniz. Rabia işareti yapıp Sisi’ye vurdunuz, Mursi’yi kucakladınız.
Davos’ta “van münit”, “Mavi Marmara”da ölen masum insanlar, baskı altında inim inim inleyen yoksul Arap halklarının size sevgisi...
Siz de onları sevdiniz biliyorum!
Biraz da size oy vermeyen kendi halkınızı sevseydiniz?
Türkiye’nin laik demokratik bir hukuk devleti olduğunu unuttunuz, Mustafa Kemal’in bağımsızlık savaşını da...
Keşke Prof. Dr. Bülent Tanör’ün “Kurtuluş” ve “Kuruluş” kitaplarını okusaydınız.
Yanılgınız, emekçileri, gerçek yurtseverleri, sosyalistleri, komünistleri, aydınları dışlamanız, “din eksenli siyaset” yapmanız oldu.
Tüm Türkiye’yi kucaklamadınız...
Şimdilerde “haşhaşi, paralel yapı, harami” dediklerinize yol verdiniz, halbuki kadroları onlarla birlikte kurmuştunuz...
Kendinize ve yakın çevrenize çok güvendiniz; kendi atadığınız, birlikte çalıştığınız İlker Başbuğ’u, suçsuz askerleri, gazetecileri, polis müdürlerini, bilim insanlarını, siyasetçileri, yazarları uyduruk kanıtlarla, gizli tanıklarla, torba davalarla mahkûm ettiniz!
***
Fethullah Gülen hareketini neredeyse 40 yıldır yazıp çizerim; mahkeme tutanaklarıyla, o tutanaklara giren istihbarat bilgileriyle...
Koltuk kavgası yapan polis müdürlerinden, istihbaratçılardan bilgi alma gereğini görmem!
Çünkü onlara inanmam! Bana bunu Cumhuriyet’te öğretti, şimdi hayatta olmayan meslek büyüklerim.
Ben röportajlarımda, yazılarımda “Fethullahçılar” diyordum. Gülen’in avukatları bana dava açtı, tekzip gönderdi.
100’e yakın dava... Kiminde aklandım, kiminde para cezası aldım...
Hakaret etmedim, belden aşağıya vurmadım.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, iki kez Cumhuriyet’i ziyaret etti, beni İlhan Selçuk’a şikâyet etti...
Yıllar geçti...
Beni davet ettiler, gittim görüştüm...
Gazeteciyim, herkesle görüşürüm...
İşim bu benim!
Kimi çevreler beni “cemaatçi” ilan etti...
Oraya gizli falan gitmedim, gazetemin haberi vardı.
Bu ülkede, bildim bileli polisle, istihbaratla birlikte çalışan, bilgi alışverişi yapan, üstelik kadrolu istihbaratçı olan gazeteciler dün de vardı, bugün de...
Ben onları iyi tanırım, kendilerini hâlâ gizleseler bile.
Türkiye’de dürüst ve onurlu gazeteciler de var!
Kalemini satmayan, boyun eğmeyen, kovulmayı göze alan.
Türkiye’de tarikatçı, sözde ulusalcı, sinsi, CIA’nın kucağında, devletin derinliğine inmiş pek çok kişi var.
Erbakan Hoca bu yapıyı çok iyi bilirdi, siz bilmiyorsunuz!
Dün Pensilvanya’ya gidenler, şimdi Gülen’e karşı...
Haşhaşi, harami, çete, paralel derken bunlar şimdi sizin yanı başınızda değil mi?
***
Sizin iktidarınız döneminde “Fethullah Gülen’in 40 Yıllık Yol Arkadaşı Anlatıyor” adlı dizi yazım, Cumhuriyet’te yayımlanmaya başladıktan bir gün sonra Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesi’nce tedbir kararıyla durduruldu.
15 gün süreli bir dizi yazıydı...
Başı sonu belli değildi!
Belki Gülen’i övüyordum!
Üstelik gazete Cağaloğlu’ndaydı, Sultanahmet mahkemesi yerine Üsküdar yeğlenmişti.
Siz iktidardaydınız!
Cemaat örgütlenmesinin en güçlü ayağı sizin 12 yıllık döneminizde ivme kazandı.
Elbet, daha önce de vardı...
Polis, yargı, eğitim, istihbarat!
Rüzgâr eken fırtına biçer!
Biraz demokrasiye, özgürlüklere, hukuk devletine, yargı bağımsızlığına inancınız olsaydı, toplumu ayrıştırıp bir kesimi korku tüneline sokmaz, ıslak imzalar, yasadışı dinlemelere karşı gereğini yapardınız...
Sonunu ben değil siz getirin!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği