Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dokunulmaz Futbol Cumhuriyeti
Futbolu sevmem, hatta 22 kişinin bir topu o kaleden bu kaleye atmak için yaptığı mücadelenin manasız olduğunu düşünürüm. Herhalde bunda kadın olmamın etkisi var ama bütün bunlar benim, sporun milyonlarca doların döndüğü bir sektör olduğunu, özellikle ülkemizde karanlık bir koruma kalkanıyla örtüldüğünü bilmemem için bir neden değil.
\nBu alan öyle bir koruma kalkanıyla örtülmüştür ki, sporcuların inanılmaz transfer ücretlerinden ne vergi alındığını, her bir takıma federasyon bütçesinden ne kadar para verildiğini biz sıradan vatandaşların bilmesi mümkün değildir. Üstelik sık sık şu sözleri duyarız, “kulüp başkanları bu ülkede bırakın milletvekillerini, neredeyse başbakan kadar forsludur”. “Onlara kredi vermeyecek bir banka, onları kapılarından döndürecek bir bürokrat düşünülemez.” “Devlet onlar için ayağa kalkar.”
\nÖte yandan bu alanda, mafya filmlerinden pek bir aşina olduğumuz şike söylentisi hiç eksik olmaz. Öyle ki, bu spora karşı hiçbir ilgi duymayan ben, seçimlerden önce, Fenerbahçe’nin Sivasspor’la oynadığı maçta şike yapıldığını duymuştum. Nereden mi, bir mahalledeki kahvede, iki, bir pazar günü Beyoğlu’da izlediğim bir protesto yürüyüşünde. Trabzonspor taraftarları ellerinde özellikle Tayyip Erdoğan’a fena halde çıkışan pankartlarla, yürüyorlardı. Beyoğlu’nda her grubun gösterisine alışık olan ben, şaşırmıştım. Vay canına taraftar denilen hiç de siyasi olmayan bir grup protesto gösterisi yapıyordu!
\nSonunda sağır sultanın bile duyduğu şike iddiaları savcıları harekete geçirdi, Dilerim, her şey ortaya çıkar ve en önemlisi sektör şeffaflaşır, düşünün üç büyüklerin para hesabına bile bakılamıyor ve borsadalar. Bu durum zaten hakkında türlü şaibeler dolaşan Türk Borsası’nın da ne denli tuhaf oyunlara sahne olduğunu da gösteriyor.
\nBütün bunlar bilinen şeyler şimdi ben sizlere bir Türkiye yurttaşının en dokunulmaz takım olan Fenerbahçe kulübüyle yollarının zaman zaman nasıl kesiştiğini anlatmak istiyorum.
\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\nBugün Kadıköy’ün övündüğü Özgürlük Parkı’nın nasıl Özgürlük Parkı olduğuna bir göz atalım. Efendim, macera yirmi yıl ötesine gider, bugün gördüğünüz park alanı o zamanlar bir vakfa aittir. Ve o zamanların ANAP’lı Belediye Başkanı Osman Hızlan burayı, sosyal tesis yapacağını söyleyen Fenerbahçe kulübüne hibe eder. Nasıl olur demeyin, Fenerbahçe oldu mu bütün sular durur. Spor takımlarının sosyal tesisi ne demeye gelir? Ortaya bir yüzme havuzu yapılır, iki üç tenis kortu konulur, bir bölümü yemeğe ayrılır ve parayı bastıran içeri girer. Ancak devir döner ve CHP’li Cengiz Özyalçın Kadıköy Belediye Başkanı olur ve ilk iş, bu muhteşem büyüklükteki verimli toprak parçasını Fenerbahçe’den almak için dava açar. Dava dört yıla yakın sürer ve sonuçta Fenerbahçe kaybeder. Nereden mi biliyorum, bir zamanlar evim bu parkın karşısındaydı ve parkı kurtarma timinde olduğum için macerasını ezbere bilirim.
\nElbette ki, spor kulüplerine gösterilen ayrıcalıklar sadece Fenerbahçe için değildir, mutlaka başkalarına da yapılmıştır, benim bildiğim bu. Bunu anlattım.
\nÖte yandan, kişisel maceralarımda, bir rastlantı sonucu Bağdat Caddesi’ni kapatan Fenerbahçeli taraftarlar arasında sıkışıp kalmak da var. Polisin yok olduğu böyle bir zamanda yanımdaki ayağı sakat bir insanı ezilmekten, caddedeki bir gece kulübünün korumalarından yardım isteyerek kurtarabilmiştim. O günden beridir, bilirim ki, Fenerbahçe maçlarında evden dışarı çıkılmaz. Çünkü yer gök onlara aittir ve biraları da kafaya diken taraftar ne sakat dinler ne kadın!
\nBelki de bütün taraftarlar böyledir. Ben bildiklerimi anlatıyorum, ama şunu da itiraf etmeliyim, “Çarşı her şeye karşı” sloganını çok severim.
\nGörülen o ki, bu yaz sıcaktan da sıcak geçecek, üç yıl sonra da olsa Deniz Fener’iyle de ilgili soruşturma başladı. Herkesin bildiği gibi iktidarlar belirli zamanlarda bazılarını kurban etmek zorundadırlar. Popüler bir alandan örnek verelim, Muhteşem Yüzyıl dizisinde ilerde görülecek, iktidarının doruğunda olan Kanuni, bir zamanlar hayatını kurtaran ama daha sonra Topkapı Sarayı’ndan daha büyük ve incelikli İbrahim Paşa Sarayı’nı inşa ettiren ve hakkında rüşvet iddiaları ayyuka çıkan Pargalı’yı öldürtecek. Öyledir, iktidarlar kurban sever. Bu kural dünya kurulduğundan beri hiç değişmedi.
\n\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'