Hakemsiz maç olur mu, olmaz. Zaten o, maç olmaz oyun olur. Hakemli maç ise kararsız olmaz, kararı veren hakemdir. Gol mü, faul mü, ofsayt mı, ne olursa olsun oyun içinde karar veren bir kişi. Ama konuşan on binlerce kişi. Kimi koca koca adamlar, kravatlı, sakallı, sakalsız, eğitimli, eğitimsiz, alaylı, mektepli, işin içinden gelen, dışarıdan bakan bir sürü insan... Her biri bir televizyon köşesini kapmış, pozisyonları defalarca inceliyor, tekrar tekrar, ağır çekimle, sağından, solundan, tepeden, durdurarak, kare kare oynatarak inceliyor. Üstelik saatlerce gece yarılarına kadar, çocukları bile uykusuz bırakıyorlar. Bu kadar ince eleyip sık dokumalarına rağmen çoğu zaman ortak bir karara bile varamıyorlar. Üstelik de dünyanın parasını alıyorlar. Ne güzel, gideri yok geliri çok gevezelik parası.
Hiçbir spor branşı böyle değildir ama futbol maalesef böyle. Üstelik yalnız bu televizyon simaları değil, milyonlarca vatandaş da hakemdir, teknik direktördür, tribün antrenörüdür. Ama onlar kafelerde, mahallede, sokakta, yolculukta, sınıfta, her yerde ücretsiz yorumcudur. Hakemin kararı doğru mu? Hakeme sorsanıza... Herkes konuşur ama o konuşamaz neden? Bu kadar insan konuşup yorum yapacağına, maçı yöneten hakem hangi pozisyon için neden o kararı verdiğini çıkıp ekranlarda anlatsa ya... Siz sorun o anlatsın. Alın size tasarruf. Onlarca kişiye “geyik muhabbeti” için dünya para ödeyeceğinize... O para futbol ve futbol hakemliği eğitimi için kullanılsın, az para değil. Çıksın tüm tartışmalı pozisyonlar için verdiği kararın nedenini niçinini açıklasın. Teknik kurul tarafından yanlışı varsa cezası kesilsin, bu kadar net... Olmaz, biz hakemin dürüstlüğüne inanmıyoruz ki... O ne demek, hanginiz dürüstsünüz ki o zaman, biz nasıl inanacağız...
*Milli Cinastikçi-Eski Milli Takım Antrenörü