Geçmişte yargının tarafsız olmadığını söyleyenler bugün iktidarda.

Ama şimdi de geri kalan herkes yargının tarafsız olmadığını söylüyor.

Yargıda bir gruplaşma olduğu da herhalde anlaşılmayacak bir şey değil.

Bütün iktidarların bir biçimde yargıyı da kendi istedikleri kararları almaya zorladıkları, özel yetkili mahkemeler kurarak özel davalar açtırdıkları, yargının devletin genel duruşu neyse ona uyarak muhalif gördüklerine davalar açtığı alıştığımız bir durum.

Yargıda verilen kararlar artık sürekli tartışılıyor. Yargı mensupları, barolar, hukukçular da bu tartışmada yer alıyor. En önemli davalarda bile mahkeme heyetinin tamamen farklı görüşlerde olması yargının tarafsızlığını iyice tartışılır hale getirdi.

Politikacılar da işlerine gelen kararlarda “yargı bağımsız” derken işlerine gelmeyen her kararda “yargıya güvenmiyoruz” diyerek kamuoyundaki algıyı iyice pekiştirdiler.

***

Şimdilerde iktidar kanadı da dahil gazeteciler, hukukçular, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, aydınlar hemen hemen her kesimden insan yargıyla ilgili en azından bazı noktalarda birleşiyor.

Bunlardan biri özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, biri de tutukluluk halinin rutin bir uygulama olmaktan çıkartılması, özel bir tedbir olarak çok gerekmedikçe kullanılmaması...

Özellikle bu ikincisi üzerinde hemen herkes hemfikir.

Peki buna rağmen bu durum nasıl düzelmiyor.

***

Mahkemeler, ellerindeki yasaları uyguladıklarını söylüyor. Kimi hukukçulara göre, hâkimler ellerindeki yasalarla ilgili daha esnek davranabilir. Kaldı ki bazı hallerde bazı hâkimler zaten öyle davranıyor. Yani bu konuda da aslında bir tutarlılık yok. Düştüğünüz mahkemeye göre durum değişiyor.

O zaman en azından tutukluluk gibi bir konuda hangi hallerde ne yapılması gerektiğine dair bir yasa değişikliği neden yapılmaz? Her istediği yasayı değiştirebilen Meclis böyle bir konuda en azından bir kanaat belirtirse herhalde mahkemeler de ona göre daha farklı davranabilir.