Mehmet Ali Güller

Kazakistan’dan Ukrayna çıkmaz

08 Ocak 2022 Cumartesi

Kazakistan’daki ayaklanma, birbiriyle mücadele eden iki büyük küresel gücün operasyonu olarak yorumlanıyor: Bir taraf, olayların ABD’nin Rusya’yı hedef alan kadife devrim girişimi olduğunu; diğer taraf ise hem Ukrayna görüşmelerinde ABD’ye karşı güç gösterisi yapmak hem de Türk Devletleri Teşkilatı’nı zayıflatmak için Rusya’nın operasyonu olduğunu savunuyor. Oysa bir büyük gücün, eğer içeride uygun dinamik yoksa, bir başka ülkede, sıfırdan, düğmeye basarak ayaklanma çıkarabilmesi kolay değildir.

Diğer yandan, olayları Rusya’nın eseri gören yorumun dayanaksız olduğu da ortada. Zira Kazakistan’ı karıştırmak Rusya’nın elini ABD’ye karşı güçlendirmez ama Kazakistan’ın karışması, Ukrayna cephesini sağlamlaştırmak isteyen ABD’nin elini Rusya’ya karşı kesinlikle güçlendirir!

AYAKLANMANIN ZEMİNİ

Aralık ayında enerji sektöründe 40 bin işçinin işten atılması, yeni yılın ilk günlerinde Hazar Havzası’ndaki şirketlerde grev dalgası başlattı. Tam da işten atmalar ve grevler sırasında Kazakistan hükümetinin yakıt fiyatlarına yüksek oranda zam yapması, başta işsiz gençler olmak üzere halkın tepkisine yol açtı ve şehirlerde ayaklanma başladı.

Petrol ve doğalgaz ülkesi olan bir ülkede yakıt zamlarına tepki göstermek, elbette halkın en doğal hakkıdır. Nitekim zamlar geri çekildi ve hükümet istifa etti. Yani hedefi bakımından başarıya ulaşıldı. Neden? Çünkü talep haklıydı, hedef doğruydu.

Ancak devamında eylemlerin yöntemi de hedefi de rayından çıkmaya başladı. Durumdan yararlanmak isteyen kuvvetlerin devreye girmeye yeltendiği anlaşılıyor. Çünkü güvenlik kuvvetlerini doğrudan hedef alan silahlı eylemler, kitle eylemi de halk hareketi de değildir.

İşte bu noktada Batı destekli kimi sözde Kazakistan muhalefet liderlerinin hem de karargâh kurdukları Ukrayna üzerinden “rejim yıkma” hedefi ilan ederek ayaklanmaya yön vermek istemeleri, güneyden ülkeye sızan bazı siyasal İslamcı grupların olaylara dahli, Batı fonlarıyla faaliyet yürüten kimi kurumların devreye girmesi, tipik bir “turuncu darbe” girişimini işaret ediyor.

İÇ DARBE OLASILIĞI

Peki, grevlerle başlayan haklı eylemlerden yararlanmak isteyen ve yönünü, yöntemini, hedefini saptırarak bunu kendi amacı için kullanmaya çalışan sadece ABD-İngiltere ikilisi mi?

Bazı göstergeler, tablonun “iç darbe” şeklinde yorumlanabilmesini de olanaklı kılıyor. Şöyle ki Devlet Başkanı Tokayev, hükümetin istifasını istedikten sonra, ülkeyi yaklaşık 30 yıl yöneten ve 2019’da istifa eden ama fiilen ipleri hâlâ Devlet Konseyi Başkanlığı ile elinde tutan Nursultan Nazarbayev’in bu “görevini” de üstüne aldı!

Tokayev’in kendi gücünü sağlamlaştırmak için eylemleri fırsata çevirmiş olabilmesi de olası yani. Zaten Kazakistan, feodal faylar üzerinde. Bunu kendileri “üç (büyük - orta - küçük) cüz” diye tanımlıyorlar. Bu feodal tabakaların en üstünde de Nazarbayev ailesi var. Ailenin büyük şirketleri, enerji sektöründeki güçleri, Kazakistan’daki ve Batı’daki büyük mal varlıkları zaten halkın bir bölümünün tepki gösterdiği bir durumdu.

KARIŞIKLIK ABD’YE YARAR

Sonuç olarak Kazakistan’ın haritadaki yeri, ABD ile Çin - Rusya arasındaki büyük güç mücadelesi açısından bu ülkeyi çok önemli hale getiriyor. ABD, batısında cephe açtığı Rusya’yı zorlayabilmek için güneyinde karışıklık çıkmasından, çekilmek zorunda kaldığı Afganistan’ın ardından Orta Asya’da problem doğmasından ve Çin’in Kuşak-Yol projesinin güzergâhında kaos bulunmasından en memnun olacak ülkedir elbette.

Ancak ABD’nin Ukrayna’dan farklı olarak, Kazakistan’da bu hedeflerine ulaşabilecek ve karışıklığı sürdürebilecek gücü yok. Yani ABD, Kazakistan’dan bir Ukrayna çıkaramayacak.

Bitirirken halk hareketleri bağlamında şunu söylemeliyim: Doğru hedefi ve programı olmayan, örgütlü bir önderliği bulunmayan halk hareketlerinin amacına ulaşamaması, dış müdahaleyle yönünün sapması, sızmalarla iktidarın karşı propagandasına malzemeye dönüşmesi ve en sonunda sönümlenmesi yüksek olasılıktır. Örneğin Mısır’da böyle oldu. Süveyş Kanalı başta, Mısır’daki yaygın grevler üzerinden yükselen halk hareketi, Mübarek’i yıktı ama eylemlere sonradan katıldığı halde en örgütlü kuvvet olduğu için İhvan tarafından çalındı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları