İslam cephesinde yeni bir şey yok
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

İslam cephesinde yeni bir şey yok

17.09.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

İlahiyat akademisyeni Mustafa Öztürk’ün “Geleneksel İslamın Kritiği” (1) başlıklı kitabı, İslam şeriatının büyük ölçüde İslam öncesi cahiliye toplumundaki uygulamalara dayandığını göstermesi bakımından değerli bir inceleme. Kitabın tek ama önemli kusuru yazarın Türkçesi; açık seçik sözcükleri bile Arapça, hatta Latince kullanarak lafı uzatıp okuru yorduğu ağdalı dili.

İlişikteki alıntılar, özgün metinden hem çok kısaltılmış hem de (tarafımdan) Türkçeleştirilmiştir. Ama İslamiyette, cahiliyeden günümüze cinselliğe imanın hız kesmediğini göstermek için yeterlidir:

MUTA NİKÂHI

Erkeğin kadına verdiği ücret ya da bedel karşılığında belli bir süre geçerli bu nikâh; özellikle savaş vb. nedeniyle yer değiştiren erkekler içindi. Muta nikâhında velilerin onayına gerek görülmezdi. Nikâh kıyıldıktan sonra kadın kendi ailesiyle kalır, kocasına bir mızrakla çadır verirdi. Böylece erkek, kadının kabilesiyle yaşadığı sürede müttefik sayılır, kabile ile birlikte hareket ederdi. Kadın muta nikâhını sona erdirmek istediğinde çadırın kapısını aksi yöne çevirir, koca bunu görünce kendi kabilesine dönerdi.

ŞİĞÂR NİKÂHI

Şiğâr, iki erkeğin birbirlerinin velayeti altındaki kadınlarla karşılıklı olarak mehirsiz (bedelsiz) evliliğidir. Cahiliye döneminde iki erkek, kızları ve kız kardeşleri gibi kadınları karşılıklı alıp veriyor ve bu değiş tokuşta, iki taraf da mehir ödemiyordu. “Ben kızımı seninle, senin kızını da kendimle evlendiriyorum” ya da “Bana kızını vermen koşuluyla kızımı sana veriyorum” biçiminde iki erkeğin sözleşmesi olan şiğâr nikâhında, değiş tokuş edilen kadınlar birbirine mehir sayılıyordu. 

İSTİBDA NİKÂHI

Hz. Ayşe hadisine göre aynı dönemde bir erkek, karısına “Filan kişiyle cinsel ilişkiye gir ve hamile kal” derdi. Karısına o kişiden hamile kalıncaya değin yaklaşmazdı. Bu garip talep, erkeğin asil kan taşıyan bir çocuk isteğinden kaynaklanırdı. İstibda nikâhından doğan çocuk, talep eden kocanın meşru oğlu sayılırdı. Karısını kıskanmadığı için “deyyus” diye anılan erkeklere atfedilen bir diğer nikâh türü de karılarını değiş tokuşla gerçekleşen “bedel” nikâhıydı. 

HIDN NİKÂHI

Elmalılı Hamdi Yazır’a göre, “Devr-i cahiliyede iki tür zina vardı. Birisi umuma karşı açıktan kârhanecilik, diğeri de birini dost tutarak gizlice zina etmek idi. Ve bunlar alelekser cariyelerle yapılırdı.” Bâğâyâ diye adlandırılan bu cariyeler evlerinin kapısına kırmızı flamalar asarlardı. 

İbn Abbas’tan aktarılan bir söylentiye göre Araplar açık seçik zina eylemini ayıplar, gizli saklı yapılmasında sakınca görmezlerdi. 

MAKT NİKÂHI

Cahiliyede üvey anneyle evlenmek yasak değildi. Evli bir adam öldüğünde erkek yakınları (oğul, kardeş) dul kalan karısını terekeden sayar; isterlerse kendileri evlenir, başkasıyla evlendirir ya da evlenmesine engel olurlardı. Dul kadının üstüne elbisesini atan kişi (genellikle üvey oğul) kadın üstünde öncelikli hak sahibi olurdu. Eğer kadın üstüne elbise atılmadan babasının evine gidebilirse özgürlüğüne kavuşurdu.

ÇOK KOCALILIK

Hz. Âişe hadisine göre Cahiliye döneminde bir kadının beş on erkekle ilişkiye girdiği de olurdu. Kadın hamile kalıp doğurduğu zaman ilişkiye girdiği erkekleri yanına çağırtır, “Bu çocuğun dünyaya gelme nedeni sizsiniz” diye söze başlar ve ardından istediği kişinin ismini zikrederek “Çocuk sendendir” derdi. O kişi ister istemez çocuğu kendi soyuna katar fakat çocuk kız olduğunda soya katmak konusunda sorun çıkardı.

ÇOK KARILILIK 

Cahiliye dönemi ile İslamın ilk yıllarında, genç erkekler arasında tek kadınla evlilik yaygındı. Yaşı ilerleyen kişinin kabilesinde edindiği yer, yeni evlilikler yapmasını mümkün, hatta gerekli kılabiliyordu. Kimi zaman genç biri de evlenmesi yasak olmayan yakınlarından dul bir kadını ikinci eş olarak nikâhlayabilirdi. Uygulamanın denetimi olmadığı için, geleneği zorlamak her zaman mümkündü.

KÜÇÜK KIZLARLA EVLİLİK

Cahiliye döneminde erkekler küçük kızlarla evlenmeyi tercih ederlerdi. Kızlar genellikle on iki yaşına basmadan evlendirilir ve ancak çocuk doğurduktan sonra aileye dahil edilirdi. Doğurmadan ölürse kocasına başsağlığı dilenmezdi. Küçük kızlarla evlilik İslam hukukunda da onaylanmıştır. Nitekim Talâk 65/4. ayetteki “hayız görmemiş kadınlar” ifadesi klasik tefsirlerde, “çocuk denecek yaşta evlenip dul kalan ve hâlen âdet görme çağına ulaşmamış olan küçükler” şeklinde açıklanır. (1)


(1) Kırmızı Kedi Yayınevi/2023.

Yazarın Son Yazıları

Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025
Konuşmayan bizden değildir

Savaşmak için toplanıp savaşmaya koşullanan ama küçük muharebelerle yetinip topyekûn saldırıya geçemeyen tüm ordular gibi, vatanla ada karışımı “vadan” kıyılarında pinekleyen Mikron ordusuna da sıkıntı çökmüştü.

Devamını Oku
24.05.2025