Kapital Zemberek, Hayatımız Zehir
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Kapital Zemberek, Hayatımız Zehir

17.03.2013 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cinnet vatanımızda bunca sorun varken ya da bahar gelmiş, güneş toprağa göz kırpar, içinizde umutlar yeşertirken; hazır bendeniz de Paris’teyim, size şöyle şıngır şıngır bir pazar yazısı okutmalıydım bugün.

\n

Ne var ki Paris’i basan kar daha erimedi. Brüksel’den Paris’e 1 saat 20 dakika yerine 4 saatte varabildim... Binlerce köyün yolları, elektriği ve suyu kesildi. Zaten şu anda -4 derece soğukta, bilgisayarımın karşısında Eskimo giysileriyle oturuyorum desem... Tatlı tatlı gerindiğiniz bir pazar sabahı, yaşam kalitemize ilişkin ciddi ve vahim bir konudan söz etmemi bağışlar mısınız?
Geçen ay biri gıda, diğeri kimya mühendisi ve çok saf, çok acemi oldukları dünyayı kirleten
“şirket devlet” lobilerinden en güçlüsüne karşı çıkmalarından belli iki genç, gazetecilere bir çağrı göndermişlerdi.
Amerika’yı yeniden keşfin heyecanı içerisindeki iki taze mühendisin toplumu bilgilendirmek amacını güden çağrısı, özetle şöyleydi:
“Sıvı sabun, şampuan, çamaşır ve bulaşık deterjanlarının insan ve çevreye olumsuz etkisi sizlerin de bilgisi dahilindedir.
Laboratuvar ortamında yapılan deneyimler göstermiştir ki, salt lağım suyunu 7 kez filtre ederek arıtırsanız, içilecek su haline gelir. Ama deterjan atığı olan suyu 100 kez filtre etseniz de içerisinde mutlaka deterjan kalıntısı vardır.
Deterjan çevreyi kirletir ve kanser yapar. Temizlik, mutlaka doğal ürünlerle yapılmalıdır” vb. vb… 

\n

***

\n

Deterjanların kanserojen olduğu, bilimsel çevrelerin dışında ne yiyip ne içtiğine ve yaşadığı ortama duyarlı herkesin uzun zamandır bildiği bir gerçek. Ama makineler deterjanlara göre üretiliyor, deterjan kullanmak istemeyen bile çamaşır ve bulaşık makineleriyle kullanmak zorunda bırakılıyor. İnsan sağlığı hiçe sayılıyor. Hem de salt temizlik alanında değil.
İnanılır gibi olmasa da gerçek: Deterjan şirketlerinin en büyükleri, aynı zamanda kozmetik, tıp ve tarım ilaçları ile suni gübre üreten dev sanayi kuruluşları. Sayıları 10’u geçmeyen bu şirketlere, ecza/kimya endüstrisi deniyor ve küresel çapta egemen oldukları alan, tarımdan yiyeceğe, kozmetikten temizliğe, ilaçtan aşıya, hayvanlardan insanlara birebir toprağı ve üstünde yaşayanları, yani yeryüzündeki yaşamın ta kendisini etkiliyor. Muazzam lobileri var. Devlet üstü devlet şirketler bunlar. Hükümetleri yönetiyorlar. Yasalar yaptırıp, yasalar bozduruyorlar.
Geleneksel tarımın insan nüfusunu beslemeye yetmeyeceği yalanını yayanlar bunlar. Çünkü GDO’lu tohumları üreten bunlar. Toprağın altını, üstünü, suları zehirleyen kimyasal gübreleri üreten bunlar. Gübrelerin zehirlediği besinlerden ortaya çıkan hastalıklara karşı ilaçları üreten bunlar. Getirisi az diye denenmiş, yararlı, ama ucuz ilaçların üretimini durduran bunlar.

\n

***

\n

Başka bir deyişle insanları, soysuzlaştırılmış tohum, gübreyle zehirlenmiş tahıl, sebze, meyve, kısacası besinlerle hayvanları ve insanları hastalandırıp, ilaç yetiştiren bunlar. Odanıza, arabanıza sıktığınız kimyasal (ve kanserojen) parfümden, yüzünüze ve vücudunuza sürdüğünüz kreme, yediğiniz ilaçlı tavuktan kimyasal sıvıyla şişirilmiş sığır etine, hep onların eseri.
Kansere karşı bulunan doğal ya da ucuz ilaçların patentini alıp, rantları azalmasın diye üretmeyen onlar. Çakma
“domuz gribi” korkusu yayıp, devletlere milyonlarca yararsız aşı satanlar onlar.
En çok da Türkiye gibi yöneticilerin paragöz, halkın bilinçsiz olduğu ülkeleri kasıp kavuruyor, zararları.
Bizler, çocukken doğal beslenmiş olmanın genetiğiyle dayanıyoruz hâlâ. Ama anasının karnından kanserli doğan her çocuğun vebali, artık havayı, suyu ve toprağı zehirleyen ecza/kimya sanayisinin sırtındadır.

\n

G NOKTASI

\n

Fransız tarımcıların ekinleri haşereden korumak ve üretimi artırmak için kullandıkları geleneksel bir alaşımları var: Isırgan özütü. Tarlalarda bolca yetişen 1 kg ısırgan otunun, 10 kg yağmur suyunda bekletilmesiyle elde edilen sıvı; hem toprağı besleyen gübre, hem de haşarata karşı ilaç olarak çok etkin, binlerce yıldır kullanılan bir özüt. İnsana, ürüne ve toprağa yan etkisi, sıfır. Yüzde yüz doğal, parasız ve zararsız.

\n

AB nezdinde etkili ecza/kimya lobileri, kimyasal gübre ve haşere ilaç pazarını baltaladığı için 2006 yılında ısırgan otu özütünün özel bahçelerde kullanılmasını bile yasaklatmayı başardı!
Fransa’da biyolojik tarımcıların müthiş direnişi sayesinde bu yasak, 2011 yılı itibarıyla kaldırılmış ve ısırgan otu özütünün yapımıyla kullanımı yeniden serbest bırakılmış bulunuyor.
Topraktan çok kimyasal gübrede yetişen iğrenç patateslerden yapılmış cipsleri yerken kahkahalar atan cibiliyetsiz teyzeyi seyrederken; sizi en adisinden tek tip, zehirli patatese mahkûm ettiklerini düşünün, yemeyin!

\n

“Birilerinin yararı,
ötekilerin zararıdır.”

\n

MONTAIGNE

\n

Yazarın Son Yazıları

Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025