Tahttan tabuta iktidar!
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Tahttan tabuta iktidar!

11.08.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Uygarlığın karşıtı barbarlıksa eğer, uygarlık ve barbarlık arasında elbette saymakla bitmeyecek farklar vardır. Ancak uygarlığın barbarlıktan yola çıktığı ya da uygarlıktan barbarlığa rahatça dönüldüğü düşünülecek olursa, toplam farklılık, aynı düzlemin iki ucu arasındaki ayrılık mesafesinden ibarettir.
Anlaşılmaz gibi görünen bu tümceyi, şöyle bir örnekle açabilirim: Antik Mısır uygarlığı, bugünkü Mısırlıların ataları tarafından kuruldu. Ama günümüz Mısır halkında, bırakın yenisini, eski Mısır uygarlığını yaratıp sürdürebilecek bir ışık görünmüyor!
Keza Güney Amerika’da Maya ve İnka uygarlıklarını yaratanların çağımızdaki çocukları, atalarının dehasından çok geride kalmış durumdalar.
Osmanlı torunları olmakla övünen bizim zevatın, dedelerinden hiç nasiplenmeyen zevksiz ve zekâsız kafalarıyla diktikleri çürük binalara, kentlerimizi dönüştürdüğü pespayeliğe bakarsanız ne demek istediğim sanırım tümüyle anlaşılır hale gelir!
Sözün özü, barbarlıktan uygarlığa geçiş uzun süreli bir çabadır. Ama gerileme çok hızlı olabilir.

Uygarlık yaşamı, barbarlık ölümü yüceltir
Doğru ya da yanlış, bu saptamayı yaptığımdan beri uygarlıkla barbarlığı ayıran en önemli özelliğin “ölüm” karşısındaki tutum olduğunu düşünüyorum. Vardığım hükümde de ısrarlıyım:
Uygarlık yaşama saygı duyar ve yüceltir. Ölümden korkar ve önlemeye çalışır.
Barbarlık ise yaşam ve ölüme hayvanca bir içgüdüyle yaklaşır. Öldürmek yaşamın bir parçasıdır barbarlıkta. Dolayısıyla ölmek de basitleşir. Yaşam ve ölüm, iç içedir. Birine asılırken, ötekinden de pek çekinilmez.
Geçen yüzyılda, yani 1990’lı yıllarda uluslararası çap ve değerde bir Türk gazeteci, Sinan Fişek’ten dinlediğim bir Etiyopya tarihçesini zaman zaman tekrarlamayı çok severim:

İdamdan iktidara, tahteravalli
Ünlü mucit ve sanayici George Westinghouse’un soyadını taşıyan şirket, dünyada ilk kez elektrikli iskemle tasarımıyla idam piyasasında yeni bir çığır açtığında; Etiyopya olmadan önce Habeşistan diye anılan ülkede İmparator Menelik hüküm sürüyordu.
Menelik’in mülkünde durum çok karışık ve çokça adam öldürmek gerekiyordu.
İmparator, Westinghouse’un ünü yepyeni infaz cihazını duymuştu. İdamlıklar iskemlenin üstüne oturunca sarsıla sarsıla ölüyor, kan görülmüyordu. ABD’ye hemen iki elektrikli iskemle sipariş etti, Menelik.
Sipariş, çok geçmeden teslim edildi.
Menelik ve saray erkânı, heyula gibi iskemlelerin görünüşünden çok etkilenmişti. Artık nasıl çalıştırmaya kalktılar, üstüne kimi oturttular da ölmedi, bilmiyorum, ama sonunda imparator ve adamları, iskemlenin durup dururken infaz yapmadığını anladılar.
İskemlelerin çalışması için elektrik gerekiyordu, oysa Habeşistan’a henüz elektrik gelmemişti!

Ölümcül bir taht
Bu arada, iskemlelere dünya kadar para ödenmişti. İmparator Menelik, adamlarına emir verdi: İskemlelerden biri Westinghouse’a geri gönderilecek, ikincisini ise kendisi taht olarak kullanacaktı, çünkü heyulalığını pek beğenmişti!
Ve krallar kralı Haile Selasiye’ye kadar, hatta bir süre daha, Habeşistan İmparatorluğu’nun iktidar tahtı bir elektrikli iskemle oldu, sevgili okurlar...
Kanlı iç çekişmeler sonucu Haile Selasiye’nin yetkilerini devralıp iktidar olan Marksist Leninist Yüzbaşı Mariam Mengistu, Haile Selasiye’yi kukla imparator olarak hayatta tuttu. Ama ailesindeki tüm erkek bireyleri öldürttü. Kalabalık haremini ise sarayın yedi kat dibindeki zindanlara tıktı. Ancak bununla da yetinmedi ve yetkisiz imparatorun 1975 yılında ölümünden (ya da katlinden) sonra, tahtından ettiği selefi krallar kralı Haile Selasiye’nin cenazesini, sanki bir daha dirilmeyeceğinden emin olmak ister gibi, saraydaki çalışma odasının tabanına, masanın altına gömdürdü!
Diktatör Mengistu, Etiyopya’yı böylece, yıllar boyu bir mezarın üstünden yönetti!

Kolay öldüren kolay ölür
Günümüzde durum farklı değil: Barbarlık aşamasını geçemeyen toplumlarda ölümle iç içe yaşamak, yalnız dikta rejimlerinde değil, bazı demokrasimsi ülkelerde bile olağan sayılıyor.
Demek ki sorun iktidarda barbar mı var, uygar mı var, değil. Bir toplumun uygarlığını ya da barbarlığını, tabanın yaşama ve ölüme bakışı belirliyor.
Türkiye’de ölmeye hazır, hatta istekli oldukları için kolay cana kıyabilenlerin çokluğuna bakılırsa, kısırdöngünün kırılması ne yakın, ne de kolay.

Yazarın Son Yazıları

Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025
Konuşmayan bizden değildir

Savaşmak için toplanıp savaşmaya koşullanan ama küçük muharebelerle yetinip topyekûn saldırıya geçemeyen tüm ordular gibi, vatanla ada karışımı “vadan” kıyılarında pinekleyen Mikron ordusuna da sıkıntı çökmüştü.

Devamını Oku
24.05.2025