Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kazanım Kaynar Maymunum Oynarken...
Türkiye’nin önünde nereden bakarsanız üç seçim var. Seçim yılında ekonomiyi yoluna koymak kolay iş değil. Faizleri artırmak ve kuru dengelemek geçici bir çözüm. Enflasyon yükselirken büyüme hızını belirli bir oran üzerinde artırmak da kolay değil.
Parasal politikalar tek başına hiçbir zaman ekonomileri dengelemek için yeterli olmamıştır. Yanında mali politikalara gereksinim vardır. Bir seçim yılında da kamunun gelirlerini artırmak ve giderlerini kısmak göründüğü gibi kolay olmasa gerek.
Vergileri artırırsanız büyüme hızı düşer. Harcamaları kısarsanız ülke hiç büyüyemez olur. Ancak faizi yükseltip Merkez Bankası rezervlerinden dövizleri piyasaya yığarak da ekonomiyi dengeleyemezsiniz.
Söz ettiklerimiz hep teori. İşin pratik yanı ocağın ateşini söndürmemek. Bir ülke ekonomisinin ateşini keserseniz sonuçları sadece ekonomik olmaz; siyasal ve sosyal olur. 78 milyonluk Türkiye’de gelir dağılımının adil olmadığını bildiğimiz için ekonomide durgunluk gerçekten tehlikeler getirir.
Şunu sorabilirsiniz: Çok da aşırı büyüme ya da hovardaca yaşama, har vurup harman savurma doğru bir tercih mi? Aslında bir ülke ekonomisi aynen insan vücudu gibi hep normaller üzerine kurulmuştur. Hiçbir aşırılığı kaldırmaz.
Siyasete gelince... Küresel dünyada çevreniz barut fıçısıyken ekonomiyi gözetmeden siyaset yapamazsınız. Uluslararası konjonktür de artık bu bölgede sürdürülebilir bir ekonomik ve siyasi istikrardan yana. Güneydoğu Anadolu meselesini (Bence ırkçılık anlamına geldiği için Kürt sorunu demek istemiyorum. Hayat felsefemizin temelinde din, dil, ırk, renk ayrımı gütmemek vardır.) tam çözemeden uluslararası camia herkesin küllenmeye yüz tuttuğu sandığı Kıbrıs sorununu gündeme getirmektedir. Belli ki Başbakan’ın her yurtdışı gezisinde önüne Kıbrıs kozu konmakta. Peki, Kıbrıs’ta istenen nedir?
Kıbrıslı Rumların Annan Planı’nı reddetmelerinden sonra adayı vuran ekonomik kriz yeni çözümleri gündeme getirdi. Kıbrıs Rum lideri Nikos Anastasyadis, komünist olduğu varsayılan AKEL partisini de yanına alarak bir konfederasyon modeline “evet” diyeceğe benziyor. Ekonomik krizden çıkmanın da başka bir yolu yok ki...
Peki, nereden başlayacaksınız işe? Bunca yıldır kapalı olan eski Maraş’tan (Varosha). KKTC hükümeti Maraş’ın uzlaşmanın önşartı olmasını istemiyor. Ancak en iyi ekonomik çözümün Maraş’ın yeniden imarı ve uluslararası yatırımcıya açılması olduğu açık.
Peki, Türkiye’nin, bu durumda çapraz görüşmeler de devam ederken AB müzakereleri ne olacak? Birdenbire Türkiye, AB içine mi girecek? Yoksa bütün Batı’yı ayağa kaldıran, NATO’yu kızdıran Çin’den füze alınması süreci mi işleyecek?
Bakınız, “kazanım kaynarken, maymunum oynarken” yani ekonomim güçlüyken ben değil, çevremdekiler beni el üstünde tutarlar. Onun için elimize geçen bu fırsatları iyi değerlendirip ekonomik dengeyi bozmamamız gerekiyor. Ayrıca kimse korkmasın. Türkiye güçlü oldukça, ekonomik ve siyasi istikrarı sürdürdükçe sorunlarını aşar.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- CHP’nin yükselişi sürüyor
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- 'AK Partili bakan yardımcısının toplam maaşı...'
- Son mesai saatinde 4.5 milyonluk fatura kesilmiş
- Çorlu tren katliamı davasında karar!
- Soylu geri mi dönüyor?