Çocukken oynadığımız bir oyunda rakip takımın konsantrasyonunu bozmak için mi nedir, hep birlikte el çırparak “Ortada kuyu var yandan geç” diye bir tekerleme söylerdik. “Kiremit oyunu ya da kiremit topu” diye tanımladığımız bu oyunda oynamak için hazır çocuklardan “aldım verdim” denilerek iki grup yapılırdı. Sonra yere küçük bir daire çizilir ve o dairenin ortasına serpilmiş kiremit parçalarını ebe olan grup üst üste dizer, diğer grup da topla o kiremitlere nişan alıp devirmeye çalışırdı. Kiremitleri dizen grup, diğer grubun topu atacağı sırada “Ortada kuyu var yandan” geç diye tempo tutardı.
Bir çocuk oyununda söylenen bu tekerleme, sonradan dilimizde bir şeyin esasına girmeden etrafında dolaşmak, daha doğrusu netameli bir konuyu geçiştirmek anlamında da kullanılır.
Geride bıraktığımız hafta içinde iç ve dış siyasette gelişen olaylar ve bu olaylarda alınan pozisyonlar “Ortada kuyu var yandan geç” tarzındaydı.
Önce Kaşıkçı cinayetinde bu tavrı gördük. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısında Kaşıkçı cinayeti ile ilgili çok önemli açıklamalar yapacağı açıklandı. Erdoğan’ın grup toplantısı başladığında herkes gibi biz de ekran karşısında pür dikkat konuşmayı izlemeye koyulduk. Konuşmada ne bilmediğimiz yeni bir bilgi ne de Suudi yönetimini açıktan hedef alan bir söz duyduk. Elbette “Suudilerle diplomatik ilişkimizi çekelim, elçimizi çekelim” diyen yok. Ama yine de bu cinayetin sadece mahdum hazretlerinin babasından gizli yaptığı bir yaramazlık olmadığının da ortaya konması gerekirdi. Cumhurbaşkanı “Ortada kuyu var yandan geçmek en iyisi” diye düşünmüş olmalı ki, bir yandan Suud yönetimini eleştirirken diğer yandan ikide bir “Hadim’ül-Haremeyn Şerifi” diyerek Kral’a tazimlerini sundu.
Şimdi cinayetin işlendiği ülke Suudi Arabistan değil de Suriye konsolosluğu olmuş olsaydı, Erdoğan’ın konuşmalarındaki eleştiri dozu böyle mi olurdu? “Eyy Esed! Sen katil bir devlet başkanısın” diye başlar, uluslararası mahkemelerde yargılanması ve BM’de Suriye’ye yaptırım kararı alınması gerektiğinden çıkardı.
ABD Başkanı Trump’ın bu konuya yaklaşımı da başından beri “Ortada kuyu var yandan geç” tarzında. Başlangıçta olayı örtbas etmek için Suud yönetimi ile aynı ağızdan konuşan Trump, kendi kamuoyu ve kongre üyeleri bastırınca yarım ağız da olsa olayı kınamaya başladı.
Suudilere gelince. Olayı önce inkâr sonra ikrar ettiler etmesine ama cinayetin sorumluluğunu 15 kişiye yıkıp işin içinden sıyrılmaya çalıştılar. Konsolosluk binasının ve konsolosun evinin aranmasına izin veren Suudiler, arama işi kuyuya gelince, yan çizdiler. Kuyunun kendisini değil suyunu göndermeyi yeğlediler. Tabii o kuyu suyu diye gönderdikleri suyun da musluktan akan Terkos suyu olma ihtimalini de göz ardı etmeyelim. O zaman da hep birlikte “Evlerinin önü kuyu/ Kuyudan çekerler suyu” türküsünü söyletirler bize.
İç politikamız da geçen hafta oldukça hareketliydi. Andımızın okullarda yasaklanması kararı Danıştay’dan dönünce vaveyla koptu. AKP ve Cumhurbaşkanı, bu konuda hafta boyunca Danıştay’a saydırıp durdular. Bu konuda MHP farklı tavır alınca, “Şen Ortaklar” birbirine düştü ve her iki parti de yerel seçim öncesi “Tak sepeti koluna herkes kendi yoluna” şarkısını çığırmaya başladı. Aslında bu çatırdama AKP’nin de işine geldi. Zira daha önce “Tek bayrak, tek millet, tek vatan” diyen Erdoğan, yine bir seçim öncesi Diyarbakır’dan “Hadi gel açılımımıza geri dönelim” havasında mesajlar verdi.
Çünkü genel seçimlerde çok işe yarayan ittifakın yerel seçimde aynı getiriyi sağlamayacağını AKP çok iyi biliyordu. İttifak sayesinde birkaç bin oyla pek çok ilde milletvekili kazanmak mümkün iken yerel seçimde belediye başkanlıklarını kazanmak o kadar da kolay değildi. AKP, batıda zaten MHP olmasa da kazanacağı ilçeler için Güneydoğu’daki il ve ilçeleri kaybetmek istemiyordu.
TBMM’de İYİ Parti tarafından hazırlanan “Emeklilikte yaşa takılanlar”la ilgili yasa tasarısının gündeme alınmasına diğer muhalefet partisi ile birlikte MHP grubu da destek vererek AKP’den rövanş almaya kalkıştı. Ama sıra tasarının onaylanmasına geldiğinde, Bahçeli de grubuna “Ortada kuyu vaaar” diye ayar verince, tasarı yasalaşmadı. Çünkü Bahçeli’nin hâlâ yerel seçimde AKP ile ittifak umutları subuta ermemişti.
Danıştay’ın “Andımız” kararı yüzünden MHP ve İYİ Parti kararın lehinde, AKP ve HDP ise aleyhinde feveran ederken CHP cenahından ne ses ne nefes... Büyükşehirlerde HDP seçmeninden gelmesi muhtemel oyları düşünerek CHP, “Ortada kuyu var yandan geç”iverelim politikası güttü.
Öff! Ne çok kuyu var şu gözünü sevdiğim memlekette...