Son iki makalemde yurttaşların yaşadığı dolandırıcılık olaylarını aktarmaya çalıştım, konu tahminimizden de büyük. Açıkçası böyle bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzun farkında değildim.

Hiç uzatmadan insanların başlarına gelen dolandırıcılık hikâyelerini aktarmaya devam ediyorum. 

Ümran K., devlet memuru. 5 Eylül günü “Akbank sigorta bölümünden arıyorum” diyen kişi Ümran Hanım’ın daha önce kullanmış olduğu kredilerin bilgilerini aktarıyor ve “Hayat sigortasının iadesini yapacağız” diye konuşma devam ediyor. Telefonda onay alıyor ve sonra görüşme sonlandırılıyor. Ümran Hanım kontrol edince Akbank hesabından 200 bin TL kredi çekilip Ziraat Bankası maaş hesabına aktarıldığını görüyor. Bu hesaptan da M.Y. adlı kişinin Akbank hesabına aktarılmış. Aynı kişiler Garanti Bankası’ndan da aynı işlemi deniyor ancak Garanti Bankası şüpheli durum olarak tespit edip Ümran Hanım’ı arıyor ve işlemler durduruluyor. Soruşturma devam ediyor.

Emekli Hasan Çakmak. “Denizbank’tan sigorta ödemesi için arıyorum, 1200 TL iade edeceğiz” diyorlar. Hasan Bey, “Benim alacağım yok” demesine rağmen telefondaki kişi bilgileri tekrarlıyor. Konuşma esnasında hesabına 80 bin TL para havale edildiği belirtiliyor. Hesabını kontrol eden Hasan Bey, Aktif Bank D.I. adlı hesaptan 80 bin TL geldiğini görüyor. Hasan Bey bu parayı iade edeceğini belirtiyor ve gönderilen IBAN numarasına parayı iade ediyor. Telefonu kapatınca hesaplarını kontrol ediyor ve kredi kartından 80 bin TL çekildiğini ayrıca emekli maaşının da çekildiğini görüyor. Yani hesabına gelen ve sonrasında iade ettiği para aslında zaten kendi parasıymış. Savcılık soruşturmaya devam ediyor.

Diğer örnek ise H.A. ve eşinin Vakıfbank Ankara’daki hesabıyla ilgili. H.A. ve eşi mobil bankacılık uygulamalarını hiç kullanmamışlar, hatta kendilerine zorla verilen kredi kartını da hiç kullanmamışlar. Telefonun arızalandığını ve bir süre sonra kullanılamaz olduğunu fark ediyor. Bu sebeple telefon tamircisine gidiyor. Tamirci telefonunda RAT tabanlı bir virüs olduğunu, tamirin uzun süreceğini SIM kartını başka bir telefonda kullanması gerektiğini söylüyor. Telefon sorunu giderildikten beş gün sonra Vakıfbank H.A’nın eşini arayıp kendisine ulaşamadıklarını, hesaplarından çok büyük tutarların çekildiğini haberlerinin olup olmadığını soruyor. Tabii ki haberlerinin olmadığını belirtiyorlar.

Diğer örnek ise “Bireysel olarak önlem alamaz mıyız” diye soranlara gelsin. Adı: Kemalettin Uzun. Vakıfbank şubesinde bulunan hesabından 18 Ağustos 2023 tarihinde 90 bin TL para çekilmiş. Oysaki Kemalettin Bey’in tüm hesap, kredi kartı internet bankacılığına, internetten alışverişe ve cep şube işlemlerine kapalı. Günlük para çekme limiti de 10 bin TL olmasına rağmen haberi olmadan gece yarısı kredi kartından 33 bin TL nakit avans, sonra 37 bin TL S.S. hesabına havale işlemi gerçekleştirilmiş ve internetten de 33 bin TL’lik alışveriş yapılmış.

Gelelim bu işin yargıda bir cezası, içtihat yaratan bir kararı yok mu tarafına... Onu da araştırdım. Bu konu ile ilgili Yargıtay kararı var.

İki örnek anlatıp yazıyı tamamlayalım. 

Kocaeli’de ikamet eden ve internet bankacılığı kullanıcısı bir vatandaş, bilgisi ve izni dışında hesabından 2 bin liranın çekilerek başka birinin hesabına aktarıldığını fark ediyor. Banka sorumluluğu reddetse de kurtulamıyor. Yargıtay tüm kusurun davalı bankada olduğunu kabul ederek mahkemenin mağdur vatandaşın aleyhine karar almasına itiraz ederek bu kararın vatandaş lehine bozulmasına oybirliği ile karar veriyor. 

Diğer bir Yargıtay kararı da şöyle... Bursa’da bir eczacı adına kullanımda bulunan telefon hattına ait SIM kart, kimliği belirsiz kişilerce iptal ettirilerek aynı numaraya yeni SIM kartı çıkartıldı. Akabinde internet bankacılığı yoluyla eczacının özel bir banka şubesindeki kredili mevduat hesabından 49 bin 880 TL’nin aynı bankanın müşterisi olan bir kişinin hesabına transfer edildi.

Hesabındaki paranın bankanın sorumsuz davranması sonucu çalındığını öne süren eczacı, mahkemenin yolunu tuttu. Vatandaş 125 bin TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istedi. Davalı banka avukatı, yine bankanın sorumluluğunun ve kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini talep etti. Yerel mahkeme davalı banka yönünden davanın kısmen kabulü ile 56 bin 623 TL alacağın işleyecek yasal faiziyle davacıya verilmesine hükmetti. Vatandaş yararına manevi tazminatın koşulları oluşmadığı gerekçesiyle bu talebi geri çevirdi. Kararı banka avukatı temyiz etti ama işe yaramadı. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, bölge adliye mahkemesi kararını “oybirliği” ile onadı. 

Özetle eğer böyle benzer olaylar başınıza gelirse yargıda uzun sürse de banka zararlarınızı karşılamak zorunda. Sakın geri adım atıp da kenara çekilmeyin paranızın peşine düşüp mahkeme yoluyla bankalardan tahsil edin.