Açılım arayışı!

29 Haziran 2022 Çarşamba

Açılım sözcüğünü çok amaçlı kullandık. Bu sözcüğü duyunca akla ilk yakın tarihimizin önemli süreçlerinden biri gelir. AKP iktidarının 2009’dan başlayarak ortaya attığı “barış süreci” temeli oluşmamış, oy tabanı amaçlı, toplumda kucaklaşmadan çok kutuplaşmayı öne çıkaran bir dönemdi.

Meclis’te yasal altyapısının oluşturulmasına karşın kısa ömürlü kaldı.

O dönemin ayrıntılarına girmek istemiyoruz ama bunu isteyen, konuyu yeniden gündeme getiren Erdoğan!

Geçen yıl Diyarbakır meydanındaki sözlerini bu yıl da Van’da tekrarladı.

12 Haziran’da Van Beşyol Meydanı’nda şöyle dedi:

“Ağızlarını her açtıklarında sizlerin kimliğinizin istismarını yapanları gördüğünüz yerde yakalarına yapışın ve yeniden silaha sarılarak çözüm sürecinin bitmesini kim istedi, diye sorun...”

Bu cümlenin Türkçesi şu:

Vallahi çözüm sürecini ben bitirmedim!

Erdoğan’ın Van gezisi öncesinde biz de 8 Haziran günü bu köşeden şöyle sormuştuk:

Yeni bir açılım mı?

Van gezisi bunun yanıtıydı:

Evet, durum ne kadarına el verirse yeni bir açılım!

***

17 Haziran’da da Hürriyet’te Abdulkadir Selvi, Öcalan’ın hapislik koşullarının iyileştirilmesine yönelik adımlardan söz etti, kimi yakınlarıyla görüşme izni verileceğini yazdı. 

Selvi bu ve benzer bilgileri sıraladıktan sonra şu cümleyi araya sıkıştırmadan edemedi:

“Yeni bir açılım yok...”

Öcalan’a iyileştirmeden sonra akla açılım gelmemesi mümkün değil...

Selvi’nin yazısının röntgenini çekince şunu söylemek mümkün:

“İktidar, içinde açılım sözcüğünün geçmediği bir açılım istiyor...”

Gerçek tam da böyle.

Sızan haberlere göre iktidar HDP’ye selam veren herkesi terör örgütüne üye olmakla suçlarken bu partiye yönelik şu hedefleri örüyor:

1- Etrafını kuşatıp yalnızlaştırmak.

2- Yanına çekip seçmen gücünü kullanmak.

Her iki olasılık da gündemde...

İktidar katlarında, “HDP’nin Cumhur İttifakı’nı desteklemesi için ne gerekir” sorusuna şu yanıt veriliyor:

- HDP üç konuda açılım ister: vatandaşlık, yerel özerklik, ana dil!

Bunların her biri ile ilgili alt çalışmaların yapıldığı, seçeneklerin oluşturulduğu haberleri geliyor.

Biz de ayrıntıları izlemeye devam edeceğiz.

Bütün mesele bunları toplumun tepki vermeyeceği şekle sokmak!

***

Başta açılım sözcüğünü çok amaçlı kullandığımızı vurguladık. Özü şu:

İktidar seçim sürecinde ekonominin konuşulmaması için her şeyi yapacak.

Bunun için ekonomiyi alt edecek ağırlıkta gündem, içeride-dışarıda açılım konuları gerekli.

Erdoğan, Türkiye’nin haklı olduğu İsveç ve Finlandiya tezini iç başarıya da çevirmek isteyecektir. Bu iki ülke hem terör destekçisi hem NATO üyesi olma hevesinde. 

Dış “başarı” tükenmez... Erdoğan’ın önceki gün kabine toplantısı sonrası pek çok konunun yanında Suriye’ye operasyondan da söz etmesi ilginçti. 

Haziran ayının bir başka açılımının “Yunanistan’a haddini bildirme” olduğu dikkate alınırsa her fırsatın değerlendirileceği anlaşılıyor.

Bütün bunlar ekonomiyi unutturmaya yeter mi?

Bir atasözü var:

Aç kalan toplum bütün değerlerini yer!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları