Türkiye 20 Aralık gecesinden itibaren tümüyle “kuralsız alan” haline geldi. 

Hiçbir yasanın kalıcılığı yok. Bir gece yarısı değişebilir!

Hiçbir uygulama mutlak değil. Sadece Saray’ın vermek istediği yeni bir müjdeye bakar.

Hiçbir uluslararası kural Türkiye’ye de uyacak diye bir şey yok. Her an o kural “dış güç” haline gelebilir.

Böyle bir ülkeyle işbirliği yapılır mı?

Elbette yapılır.

Kim yapar?

Ülkeyi yönetenlerle işbirliği yapıp kuralları birlikte değiştirme olanağına sahip kişiler yapar.

Zaten öyle oluyor. Nedir efendim “kural”?

Planını “kur” istediğini “al”! Al sana kural!

***

Bir söz vardır: durmuş bir saat bile günde iki kez doğruyu gösterir! 

Bu söz bizde geçerli değil. Bizdeki saat durmak ne kelime normalden de hızlı gidiyor! Gün, yerine göre 15 saatte bitiyor, yerine göre 40 saati buluyor. Bilemedin 45 saat! Gün dediğin nedir ki? Bu dar kafalılar ille tutturmuş gün 24 saat diye! Böylesi tekdüze zaman mı olur? Şak diye değiştireceksin, şaşırtacaksın herkesi!

İşte 3 Ocak’ta enflasyon açıklanacak. Herkesin gözü orada. TÜİK çalışmalarını yapıyor. Ulaşabildiğimiz bilgilere göre TÜİK uzmanları aralık ayı enflasyonunu yüzde 13 buldular. Buldular da şimdi gündemlerinde şu soru var:

- Bunu kaç olarak açıklayalım?

Normal, kuralların işlediği, eski kafalı bir ülkede uzmanlar ne bulduysa açıklanır. Bizde ise gerçek rakamın en gerçeğinin ne olduğuna karar verilir, o açıklanır.

Son enflasyon rakamı emekli maaşlarının artışını da etkileyeceği için ayrıca önemli. Muhtemelen rakam Saray’a gidecek, tek haneli olarak dönecek! Sonra Saray, o rakamın biraz üstünde maaş zammı hibe edip “büyüklüğünü” gösterecek!

Dünyanın kaç ülkesinde böylesine heyecanlı, sürprizlerle dolu bir enflasyon hesaplaması olur?

İşte faiz oranları… Kimi güya ekonomik sistemi oturmuş ülkelerde çeyrek oranda artış için bile kılı kırk yarıyorlar. Bizde faizi kırka bölüyorlar. Kur garantisi ayrı, hibe ayrı, özel olarak verilen oranlar ayrı. Seç seç al!

Ne kadar eğlenceli. Besteye söz yaz:

Bir gece ansızın yükselebilirim/ Dolar, Avro dinlemem, cebine hibe olarak girebilirim/ İnişim çıkışım hiç belli olmaz/ Hesabından çıkıp Katar’a gidebilirim…

İşte varlık barışı... 2008’den beri yedi kez uzattılar. Yurtdışında neyin varsa getir, sok sisteme, başka bir şey isteme! Nasıl kazandın, nasıl çıkardın hiç önemli değil. Yeter ki varlık getir!

Varlık sokmak serbest olur da çıkarmak yasak mı olur? Elbette olmaz. Yasaya göre vergi cennetlerine para götüren yüzde 30 gelir vergisi ödemek zorunda. 15 yıldır vergi cennetlerinin listesi açıklanmıyor. Böylece vergi de alınmıyor.

***

Başka bir sözle devam edelim; ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar!

Bunca kuralsızlığa, bunca “ben yaptım oldu”ya, bunca keyifliğe ne kadar dayanırız, bilinmez. Bir gün bakmışsınız, o ayarını bozduğunuz kantarın üzerindesiniz!

Millette yas…

Sizde nas…

Bu kantar daha fazlasını kaldırmaz!