Yereli GüdükSözde Demokrasi

25 Mayıs 2011 Çarşamba
\n

\n

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Hakkâride konuşurken, AB Yerel Yönetimler Yasasını aynen kabul ederek yerel yönetimlere Avrupadaki gibi özerklik şartını kabul edeceklerini belirtiyor ve şöyle diyor: Böylece yerel yönetimlerin güçlenmesi, halka daha sağlıklı hizmet vermesi, sağlıklı gelire kavuşması belediye başkanlarının Ankaraya gidip para dilenmemesi gibi... bütün onları savunacağız”…

\n

RTE, moralini bozan Hakkâriye veryansın ederken Belediyeye 13.5 milyon TL yollandığı ve bu paranın başka alanlara kullanıldığını öne sürüyor. Buna anında cevap veren Hakkâri Belediye Başkanı Bedirhanoğlu:Erdoğanın gönderdiği paradan personel giderini çıkardığın zaman geriye 101 bin 391 TL kalıyor. Erdoğan bu 101 bin 391 TLsini de alsın başına çalsın diyor

\n

***

\n

Türkiyede bize demokrasidiye yutturulan rejimin kalitesini test etmek için fazla bir şey denemeyin; kamu kaynağı kullanmada merkez ile yerel arasındaki dengeye, daha doğrusu dengesizliğe bakın yeter. Ülke milli gelirinin yüzde 27sine yakını, merkez tarafından bütçe gideri olarak harcanırken buradan belediyelere aktarılan ne kadardır dersiniz? Sadece yüzde 6.3. Merkez, bütçeden 275 milyar TL harcarken, belediyelere toplanan vergiden aktarılanlar 19 milyar TL bile değil. Belediyelerin esas geliri bu. Yani merkezin eline bakıyor belediyeler.

\n

Belediyelerin, kentlerden topladıkları emlak vergisi ve bazı küçük tüketim vergileri ile ürettikleri hizmetlerden sağladıkları faktör gelirleri, merkezin aktardığının yarısını bile bulmaz. Merkezin valiler üstünden illere kullandırdığı il özel idaresi payı ise 2010’da 5 milyar TLyi, bütçe giderindeki payı da yüzde 1.6yı bulamamış. Böylece, belediyesi ile il özel idaresi ile yerel yönetimlere (mahalli idarelere) merkezden kullandırılan kaynak, bütçe giderlerinin yüzde 8ini geçmiyor

\n

***

\n

Yerel yönetimlerin kaynakları, merkezin gönderdikleri, kendi topladıkları vergiler, hizmet gelirleri ve borçlandıklarından oluşuyor. Bu kaynakla 2010da yaptıkları harcama, merkezi bütçenin harcadığının yüzde 17sinin üstüne çıkamamış. Bu yerel harcamalarda da ilden ile büyük fark var. Bölgesel gelir eşitsizliği, yerel yönetimlerin harcama eşitsizliğine de yansıyor. Örneğin, 2010da, il özel idareleri ile yapılan 48 milyar TLlik yerel harcamanın yüzde 30a yakını tek başına İstanbula ait. Onu, yaklaşık yüzde 10ar paylarıyla Ankara ve İzmir, yine yaklaşık yüzde 5 payıyla Kocaeli ve yüzde 3er paylarıyla Antalya ile Bursa geliyor. Yani en büyük 6 il, yerel harcamaların yüzde 60ından fazlasını yapıyor. Güçleri ölçüsünde borçlanabiliyorlar.

\n

Buna karşılık Van, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi büyük ama yoksul illerin yerel harcamaları, toplam Türkiye yerel harcamalarının yüzde 3ünü ancak buluyor. Bütçeden yerele aktarılan vergide nüfus kriteri var, ama bu yetmiyor. Gelişmiş iller, gelişmiş ekonomilerinden dolayı daha çok yerel vergi ve yerel hizmet geliri elde ettikleri için, Hazine garantili borçlanabildikleri için, azgelişmiş illerden -kişi başına- daha çok kaynak kullanıyorlar.

\n

Yapılması gereken, bölgesel gelişmişlik farklarını azaltıcı makro politikalara ağırlık verirken, azgelişmiş belediyelere daha fazla pozitif ayrımcı davranmak ve daha fazla kaynak ile donatmak. Kaynaklar, merkezin temsilcisi il özel idarelerinden çok, belediyelere yapılmalı. CHPnin yerel yönetim yaklaşımı ile BDP ağırlıklı Emek, Barış, Demokrasi Bloğunun tüm bölgelere demokratik özerklik yaklaşımının hedefte buluşması, hem demokratikleşme hem de barış, adalet açısından önemli.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları