Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024'ün dördüncü çeyreğine ilişkin "hane halkı yurt içi turizm" verilerini açıkladı.
Söz konusu çeyrekte, yakınları ziyaret amacıyla yapılan seyahatler yüzde 63,1 ile ilk sırada yer aldı. İkinci sırada yüzde 25,6 ile "gezi, eğlence, tatil", üçüncü sırada ise yüzde 6,5 ile "sağlık" yer aldı.
Seyahate çıkış amaçları yıllık olarak değerlendirildiğinde ise yüzde 57,2 ile "yakınları ziyaret" birinci sırada yer alırken, bunu yüzde 35,3 ile "gezi, eğlence, tatil", yüzde 3,7 ile "sağlık" amacıyla yapılan seyahatler izledi.
Bu veriler, Türkiye’de seyahat edenlerin rotasını belirleyen asıl unsurun duygulardan çok, cüzdanın durumu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Verilere göre, yurtiçinde yapılan seyahatlerin %63,1’i yakınları ziyaret etme amacıyla gerçekleşmiş. Bu oranın %25,6’lık turizm ve tatil amaçlı seyahatleri ezip geçmesi, aslında çok şey anlatıyor.
Ancak burada mesele yalnızca aile özlemi değil. Bu tabloyu doğru okumak için ekonomik lensleri takmak şart. Çünkü bir otelde üç gece kalmak ile bir akraba evinde üç gece geçirmek arasındaki fark artık sadece samimiyetle açıklanamayacak kadar büyük: ciddi bir mali uçurumdan söz ediyoruz. Bu ekonomik gerçek, yuttaşı daha az maliyetli alternatiflere yöneltiyor: kendi memleketi, eş-dost evi, yazlık daireler. Yani turizmin sıcak kanatları yerine, tasarrufun serin gölgesi tercih ediliyor. Tatil köyleri değil; anneanne evi, dayı yazlığı revaçta.