Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İsrail dersleri

06 Kasım 2022 Pazar

İsrail’in “altılı masa tecrübesi” -İsrail özelinde “sekizli”ydi- bir buçuk yıllık iktidar serüveni ardından hüsranla sonuçlandı. 

Yargıdaki yolsuzluk davaları devam eden sabık Başbakan Netanyahu aşırı sağ partilerin koalisyon liderliğinde, 2021 baharında bıraktığı koltuğuna geri dönüyor.  

Giderken “Bu kötü ve tehlikeli solcu hükümete karşı her gün süren bir savaşta size liderlik edeceğim ve onu devireceğim” diye ant içen siyasetin eski kurdu dediğini yaptı ve aşırı sağcı, dinci, ırkçı partilerin oluşturduğu çok daha radikal yol arkadaşlarıyla iktidar arenasına döndü. 

Sol perişan. 

Golda Meir, İzak Rabin, Simon Peres gibi tarihi liderlerle anılan İşçi Partisi’nin meclisteki koltuk sayısı, varla yok arası dört milletvekiline düştü. 

Ülke siyasetinde 30 yıllık geçmişi olan sosyal demokrat Meretz Partisi keza parlamento dışında kaldı. 

Solun dramatik çöküşü ile birlikte sol, sağ ve merkezden sekiz benzersiz partinin oluşturduğu “Yeter ki gitsin/Değişim Cephesi” sandığa gömüldü. 

Bunun çeşitli nedenleri var. Bir buçuk yıl önce, Netanyahu’yu sandıkta -kıl payı farkla!- devirmeyi başaran “Yeter ki gitsin”ciler, iktidara geldikten sonra ortak bir dil, söylem, vizyon oluşturamadılar.

Seçmenlerin kalbine giden yol bulamadılar. 

Öyle ki Netanyahu sağının ürkütücü yol arkadaşları karşısında “Yeter ki gitsin”cilere eli mahkûm oy veren seçmenler bu kez kös kös oy attıklarını ifade ettiler.

Kös kös oyla buraya kadar. 

“Değişim bloku/yeter ki gitsin ittifakı”, o kerte kaygan zeminde siyaset yaptıklarının ayırdında değil ki, kendi içinde siyasi rekabete girdi. “Hâkim partinin” kim olacağına dair yarışa tutuştu, kişisel çekişmelere, çatlaklara geçit verdi.

Yükselen vahşi sağ

Bu dağınıklık sonucunda 1 Kasım seçimleri Netanyahu etrafında dejavu bir plebisite dönüştü. Netanyahu’nun yolsuzluk davaları ve sırf bu konu etrafında dönüp dolaşan “Netanyahu yozdur, hırsızdır” vs gibi söylemler, bu mevzulara zaten çok da fazla duyarlı olmayan Ortadoğu’lu seçmeni baydı. 

Buna karşın Netanyahu, son İtalya seçimlerinde de gördüğümüz yükselen sağ dalgayı arkasına alarak aşırı sağ koalisyonun liderliğinde ibretlik bir zaferle geri döndü. 

İtalya’da 25 Eylül seçimlerinde benzer bir dinamik yaşanmıştı.  

İtalya’da da sol, İsrail’de olduğu gibi bir ortak söylem/vizyon geliştirememiş; sağa karşı salt ahlaki argümanlara sığınmış, “Faşizme hayır, Meloniye hayır” mesajı dışında etkin bir mesaj bulamamış, seçmenleri sürükleyememiş ve fiyasko yaşamıştı. 

Pandemi ertesi belirsizlik ve ekonomik krizle cebelleşen seçmenlerin İtalya da da İsrail de olduğu gibi ahlaki değerlendirmeler ve yargılamalardan etkilenmedikleri anlaşılmıştı.. 

Sağın yeni adı ve adresi olan “kimlikçi politikaların” fütursuzca sahiplenilip savulunduğu bir konjonktürdeyiz.  

Netanyahu karşıtı cephenin sandığa gömülmesinde güçlenen bu aşrı sağ iklimin hiç kuşkusuz ki rolü var. 

Baksanıza Trump’ın ABD de yeniden başkanlığa dönmesinden bahsediliyor.

Biden, ara seçim arifesinde “ABD demokrasisinin risk altında olduğunu” söylüyor, Cumhuriyetçi adayların kaybetmeleri durumunda 8 Kasım seçim sonuçlarını kabul etmeyebileceklerinden bahsediyor; bunun “ABD demokrasisinin kaosa sürüklenmesiyle eş anlama geleceğinden” dem vuruyor. 

Ukrayna savaşı nedeniyle belirsizliklerin hâkim olduğu dünyada kimse istikrarlı bir gelecek öngörüsünde bulunamıyor. 

Kıyıya vuran balina

Hal böyleyken İsrail seçim sonuçlarını salt Netanyahu karşıtı cephenin başarısızlığıyla açıklayamayız. Ama elde edilen büyük bir fırsatın heba edildiğini söyleyebiliriz.    

Bu elini ayağını bir araya getirememe durumunu İsrail’in İşçi Partisi politikacılarından Haim Ramon, “Bir balinanın kıyıya vura vura intihar etmesine” benzetiyor: “Yön duygusunu yitirmiş bir balina gibi” diyor Ramon: “Değişim Cephesi intihar etti.”

İsrail’in 1 Kasım seçimlerinden çıkarılacak ders çok: 

1. “Yeter ki gitsin” yetmiyor. Altını ortak vizyon/hareketle doldurmak ve ittifak içi rekabet/çatlaklardan uzak durmak gerekiyor.  

2.   Yanlışa yer yok. İsrail gibi kutuplaşmış toplumlarda bloklaşma bir “zero sum game/ya hep ya hiç oyuna” dönüşüyor. Kaybettiğinizde misliyle radikal bir tabloyla karşılaşabiliyorsunuz. Haaretz’in başlığı ile özetlemek gerekirse; İsrail misal “şimdi sağcı, dini, otoriter bir devrime doğru ilerliyor.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları