Putin ‘Deli Petro’nun İzinde
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Putin ‘Deli Petro’nun İzinde

20.03.2014 02:28
Güncellenme:
Takip Et:

Moskova’ya ilk 1992 Noeli’nde gitmiştim… Sokakta dilenen insanlar vardı. Eczanelerde ilaç yoktu. Bir kutu Aspirin, ortalama maaşın dörtte biriydi.
Rus halkı bir yandan komünist rejimin güvencelerini yitirmenin gerilimini yaşarken bir yandan da yürek burukluğuyla Sovyet imparatorluğunun çözülüşünü izliyordu.
Bu “kâbus senaryosunda” gezdiğim kentte, bir kilise çıkışı rastladığım bir Rus kadının bana söylediği sözleri hiç unutamam…
Bir öğretmen olan kadın bana, “Biz büyük ve çok özel bir ulusuz!” demişti: “Elbette bu günler geçecek. Rusya başını gururla mutlaka yeniden yerden kaldıracak!” Bitkinliğin ve sefaletin içinde… kadının bu taviz vermeyen özgüvenine çok şaşmış ve etkilenmiştim.
Kremlin’in şaşaalı Georgievsky/St. George salonunda önceki gün “Kırım’ın ilhakını” ilan eden Putin’in konuşmasını dinlerken Moskova’da ’92 kışında tanıdığım o yaşlı kadını andım. Eğer hâlâ hayattaysa, “çarlar” gibi baştacı edilen Rus liderin konuşmasını o da, “Rusya, Rusya!” tezahüratlarıyla karşılayan kalabalıktadır diye düşündüm.
Vaktiyle II. Katerina’nın yaptığı gibi Kırım’ı Rus topraklarına yeniden katan Putin’in, “dünyaya bu ilhakı” ilan için seçtiği mekân dahi anlamlı...
Kremlin Sarayı’nın en görkemli salonu olan Georgievsky, boydan boya Rus İmparatorluğu’nun bu fetihlerini simgeleyen sütunlarla kaplı… Sütunların her birinde bu fetihlerin tarihleri yazılı.
1472 Urallar’dan, 1553’te Kazan’dan başlayıp, 1828’de Ermenistan ilhakına dek yüzyıllar boyu bir bir ilhak edilen yöreleri simgeleyen sütunlar bunlar…
Sütunlardan birinde de nitekim “1783 Kırım’ın fethi” yazıyor…
Sembol yüklü böyle bir mekânda yapılan “bir tarihi hata düzeltildi ve Kırım anavatana döndü” konuşmasının, Rus halkının nasıl büyük coşkuyla karşıladığını tahmin etmek güç değil.

İmparatorluklar çağının farkı
Ama yıl “1783” değil, “2014”… 231 yıllık bu fark; “büyük imparatorluklar çağı” olan 18. yüzyıl dinamiklerinin; 21. yüzyılın “küresel çağı” ile nasıl bağdaşacağına ilişkin büyük sorular açıyor.
Eski usul bildiğimiz “yayılmacı klasik emperyalizm”in… başka deyişle “küreselleşme”nin postmodern çarkıyla çalışıp çalışmayacağı meçhul.
Tarihi yanlışı” bir Deli Petro vizyonuyla” adeta… düzeltmeye kalkışan Putin’in, örneğin Kırım ekonomisini ülkesine yaptırımlarla kafa tutan dünyaya meydan okuyarak ayakta tutması lazım…
Bunun anlamı “Rusya’yı seçen”Kırım halkını öncelikle, yüksek maaşlar ve cömert sosyal hizmetlerle hoş tutmaktan geçiyor…
Kırım’a el koymak için halihazırda -işgal vs.!- 50 milyar Avro’ya yakın para harcadığı söylenen “son çar”ın bütçeden her yıl ayrıca muntazaman en az 600 milyon Avro gibi rakamı ayırması lazım…
Kırım’ın Rusya Federasyonu ile fiziki tek bağını kuracak olan doğudaki Kerç Limanı’ndan, Rusya’nın Azak kıyısındaki Port Kavkaz kentine yapılacak “çılgın proje” köprüsünün, gene en az 3 milyar dolar götüreceği de bir gerçek. Elektrik ve su için Ukrayna “hinterland”ına bağlı olan yarımadaya, Kiev’in bundan böyle vermeyeceği altyapı harcamalarını hiç saymıyorum bile
Putin’in bu masraflara üstelik ruble ve ekonomik büyüme oranlarının tepetaklak olduğu, yabancı sermayenin gözünün korktuğu gergin yeni şartlarda katlanması gerekiyor.
Ama “büyüklük tutkusu” uğruna Karadeniz kıyısında sıfırdan Odesssa’yı yaratan II. Katerina ve Neva bataklıklarının yanına St. Petersburg’u konduran Deli Petro gibi Putin de, ecdadı olan Rus çarları ve çariçelerinin yolunda belli ki rasyonel hesap kitabı bir yana bırakacak. “Emperyalizmin şanından” olsun!
Ama tüm bunların Rus ekonomisine etkisi arkadan görülecek.

Batı’nın ‘kırmızı çizgisi’
“Kırım ilhak”ıyla çıkan ikinci soru; bir tamam mı, devam mı… sorusu. Putin kısaca Kırım oldubittisiyle yetinecek mi? Yoksa bunu Ukrayna’nın doğusunu ele geçirmek mücadelesi mi izleyecek?
Dünyanın “yeni Soğuk Savaş” evresine girip girmeyeceği, bu soruya bağlı.
Batı’nın Rusya’yı “G-8”den atmak ve Putin’e yaptırım uygulamak tehditlerinin kalıcılığını, bu sorunun yanıtı belirleyecek.
Batı’dan gelen kınama ve tehditlerin gerisinde, Moskova ile bir yandan da “diplomasi” ve “diyalog” trafiğini çaktırmadan yürütmenin telaşı var.
Yükselen bağırış çağırışa rağmen Batı’dan gelen altyazı şöyle; “Kırım’ı hadi teselli ödülü olarak aldın diyelim! Sakın ola Ukrayna’nın gerisine sulanmaya kalkma!”
Öyle anlaşılıyor ki Batı Kırım Yarımadası’na, çok ciddi stratejik önem atfetse de bu yöreyi “büyük devletlerin yaşamsal güç dengesinde” belirleyici değerde görmüyor. Kırım’ın ilhakını dolayısıyla “damardan tehdit” şeklinde algılamıyor.
Ancak “tehdit” algısı; Rusya’nın Ukrayna’nın içlerine, yani Kıta Avrupası’na girmesiyle artıyor.
Henüz adı böyle tam konmayan bir “kırmızı çizgi” var.
Putin, “deli Putin”likte ısrar edip bu kırmızı çizgiyi de aşmaya kalkmazsa, Soğuk Savaş retoriğine set çekmek için hâlâ umutlar var.  

Yazarın Son Yazıları

Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025