Geçen yılın şampiyonu Galatasaray sezona rahat bir galibiyetle başladı. Henüz 9. dakikada hazırlanış bakımından harika bir gol izledik. Drogba’nın, Burak’ın, Sneijder’in, neredeyse Galatasaraylı her futbolcunun bu golde payı vardı. Jeneriklik bir goldü. Burak’ın penaltı golü ise maçı adeta 50. dakikalarda bitirdi. 2-1’den sonra son dakikalarda Galatasaraylılar sıkıntılı anlar yaşadı ama yine de sonuç değişmedi. Penaltıdan söz etmişken bize göre Semih’in eline çarpan topta da pozisyon penaltıydı. Bu yorum üstüne kimi (Top ele çarptı), kimi de (Gol pozisyonu yoktu) diye itiraz edebilir. Ne olursa olsun, Semih’in eli yana doğru açık olmamalıydı. Sonraki dakikalarda Muhammed’in Galatasaraylıların bile alkışladığı rövaşata golü geldi. Ama bu gol, Gaziantepspor’un İstanbul’dan puanla ayrılmasına yetmedi. Galatasaray rahat oynadı dedik ama iyi oynamadığını üstüne basa söylemeliyiz. Maçın başındaki gol hariç, tribünlere hoş gelen futbol enstantaneleri görmedik. Ama Galatasaray’ın en büyük avantajı, bir-iki değişiklikle ideal onbirinin hemen hemen belli olması. Yarın birkaç maçta bu takıma Amrabat ve dün olduğu gibi Emre Çolak girer, o kadar. Yabancı statüsünden ötürü, geçen seneki Riera’yı aratan Hakan Balta’nın bile yerinin garanti olduğunu notlarımıza ilave edelim.
Ligin henüz başı olduğu için herkes takımlara toleranslı bakmak zorunda. Biz de öyle yapıyoruz zaten. Kimin iyi kimin kötü olduğunu görmek için daha çok haftaya ihtiyacımız var. Ama oturmuş, yanyana oynamış, birlikte şampiyonluk yaşamış Galatasaray’ın rakiplerinden bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz, o kadar...