İlk yarıda harika bir Galatasaray izledik. Topa hep sahip olan, rakibe oynama olanağı tanımayan, oyunu gerektiğinde kanatlara taşıyan, bol pozisyon üreten ve kendi kalesine yaklaştırmayan bir Galatasaray... Sanki Real Madrid maçının provası yapılıyordu. Bunun içindir ki Melo ilk yarıda savunmaya dönük gözüktü. Selçuk göbeği çok iyi kontrol ederken Eboue’nin hücuma katkısı en üst düzeydeydi. Ve tabii ki Burak. Son haftalarda zirve yapan Burak, Drogba ile uyum içinde olduğunu gösterirken attığı gollerle gecenin kahramanı oldu.

Drogba belki Chelsea’den bildiğimiz Drogba gibi değil. O yırtıcı, indirici özelliğinden uzak. Maçlarda da golcülüğü ile değil asist özelliğiyle ön plana çıkıyor. Ama hepsinden önemlisi Galatasaray’a verdiği pozitif elektrik. Takım ruhuna sahip olması, arkadaşlarıyla yardımlaşması ve ilişkisi, yanındaki oyuncuları çok etkilemişe benziyor. Gol sevinçlerinde bile bir başka Drogba.

Maç Burak’ın golleriyle sanki 35. dakikada bitti. G.Saray, R.Madrid maçını düşünerek ikinci yarıda riske girmedi, oyunu rölantide götürdü. Bu devrede pozisyonu bulan taraf Büyükşehir Belediyespor’du. Ama onlar da gol kaçırma yarışına girince, skorda denge bozulmadı.

Kısacası G.Saray ligdeki en kolay maçlarından birini oynadı. Akıllı, kontrollü mücadele etti, iyi bir izlenim verdi. Ama Madrid’de iş böyle olmayacak. Bakalım çarşambanın gelişi neler getirecek Galatasaray’a?