Eğer 35 yaşını aşkın bir oyuncu 2 saat sahada kalıyorsa ve de iki ezeli rakibin arasındaki bir kupa maçında 99. dakikada attığı golle skoru kendi takımı lehine bozuyorsa, o oyuncuya şapka çıkartılır. O futbolcu Didier Drogba’dır.

Aslında Kayseri’deki Süper Kupa’da ilk yarım saatte daha takım olarak gözüken, rakibe kendi sahasında baskı uygulayan taraf Fenerbahçe’ydi. Fatih Terim maç öncesi akıllı bir hamle yapmış, Gökhan Gönül’ün yokluğunda rakip savunmanın sağ kanadının yumuşak karın olacağını düşünerek Amrabat’ı, Topuz’un karşısına sürmüştü. Gerçekten de Amrabat oyunda kaldığı sürede Fenerbahçe’yi en çok rahatsız eden oyuncu oldu. Galatasaray’da Hamit sahada yok gibiydi. Selçuk ise özellikle rakip 10 kişi kalınca sahneye çıktı. O dakikaya kadar Emre ve Cristian hem Selçuk’a, hem de Sneijder’e baskı uyguladılar. Maçın kilit noktası tabii ki Bruno Alves’in kırmızı kartla atılıp Fenerbahçe’yi 10 kişi bırakmasıydı. Bu maçtaki lüzumsuz hareketlerine rağmen, Bruno Alves’in Fenerbahçe savunmasının aradığı kan olduğunu söyleyebiliriz. Galatasaray rakip 10 kişi kalınca istediği gibi top çevirmeye başladı. Uzatme bölümünde Drogba’nın, Hakan Balta’nın kestiği topu yere vurdurup kafayla filelere göndermesi ustalık işiydi.
Çok iyi maç oldu mu? Hayır. Sezon başında bundan fazlası beklenemezdi. Buna rağmen iki takım futbolcuları da 120 dakika iyi niyetle mücadele ettiler. Hem Süper Kupa’yı kazanan Galatasaray’ı, hem de Fenerbahçe’yi kutluyoruz.

\n