Drogba maçın 70. dakikasında oyundan çıkarken içindeki tişörtte “Thank you Madiba” yazıyordu. Madiba, iki gün önce kaybettiğimiz Mandela’ya kabilesinin taktığı isim. Büyükbaba anlamına geliyor. Biz de tıpkı Drogba gibi, insanlık adına yaptıkları için Mandela’ya teşekkür ediyor ve kendisini şu sözleriyle bir kez daha anıyoruz:
Özgürlük için gökyüzünü satın almaya gerek yok. Ruhunuzu satmayın yeter!
Geçelim maça. Galatasaray Juventus maçının provasını Elazığspor karşısında yapacaktı ama maç 7 dakikada bitiverdi. 1. dakikada Selçuk’un kafa golü, 7. dakikada Burak’ın frikikten attığı ikinci gol Galatasaray’ı rahatlatırken Elazığspor’u umutsuzluğa sürükledi. Şu bir gerçek ki Okan Buruk’un işi çok zor. Doksan dakika boyunca Muslera’ya doğru dürüst top bile gelmedi.
Galatasaray belki prova yapamadı ama dersini iyi çalıştığı belliydi. Mancini orta sahadaki Selçuk-Melo ikilisinin yanına Ceyhun ve Yekta gibi savunma özellikleri ağır basan iki oyuncu yerleştirmişti. Ceyhun zaman zaman geri dörtlünün içinde bile yer aldı. Rakip Elazığspor bile olsa, Galatasaray savunma güvenliğini hiç bırakmadı. Juventus maçında belli ki savunma ön planda olacak ve Galatasaray Drogba ve Burak ikilisiyle sürpriz çıkışlar yapıp gol arayacak. Sarı - Kırmızılı takımın maçın son bölümlerinde yaptığı hücum pres ise tribünlerin çok hoşuna gitti.
Doğru veya yanlış, Galatasaray yavaş yavaş Mancini’nin istediği kıvama geliyor. Savunmayı ön planda tutan, fizik gücü yüksek, mücadeleci bir takım. Belli ki Florya’da sıkı çalışıyorlar. Dün gece TT Arena’ya yansıyan tablo buydu...