4 Ekim Hayvanları Koruma Günü - N. Erdinç Orhan
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

4 Ekim Hayvanları Koruma Günü - N. Erdinç Orhan

03.10.2024 19:18
Güncellenme:
Takip Et:

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, her yıl hayvan haklarına dikkat çekmek ve hayvanlara yönelik şiddet ve ihmalleri önlemek amacıyla tüm dünyada kutlanmaktadır. 

2024 yılı teması, “Dünya onların da evidir” olarak belirlenmiştir. Bu tema; ev hayvanları, sahipsiz hayvanlar ve yaban hayvanlarının dünya üzerindeki varlıklarını kabul etmemizi ve onların haklarına saygı göstermemizi hatırlatan güçlü bir mesaj taşır.

Ancak Türkiye’de hayvan hakları konusu, özellikle bu sene Meclis’te kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki değişiklikle birlikte ciddi bir tartışma konusu haline gelmiştir. Sahipsiz hayvanların toplanmasını ve hatta uyutulmasını öngören bu yasa değişikliği, toplum vicdanında derin yaralar açmıştır.

Uluslararası deneyimlere dayalı bilimsel çalışmalar ve mesleki uzmanlık önerileri dikkate alınmadan yapılan bu yasa değişikliği ile sokakta yaşayan hayvanların korunması için yıllardır mücadele eden gönüllü gruplar, sivil toplum kuruluşları ve her alanda özveriyle çalışan veteriner hekimlerin tüm emeği yok sayılmıştır. Sahipsiz hayvanların toplu şekilde barınaklara kapatılması ve devamında uyutulmalarına kadar varabilecek uygulamalar yalnızca bu hayvanların yaşam hakkına zarar vermekle kalmayacak, aynı zamanda toplumda hayvan haklarına yönelik olumsuz bir bakış açısının da pekişmesine neden olacaktır.

Oysa sahipsiz hayvanların kontrol altına alınması ve güvenli bir yaşam sürdürmeleri için daha insancıl yöntemler mevcuttur. Kısırlaştırma, aşılama ve sahiplendirme programları gibi yöntemler, sokakta yaşayan hayvan popülasyonunu kontrol altında tutarken onların yaşam hakkını koruma ilkesini de gözetmektedir. Sokakta yaşayan hayvanlar bu dünyanın bir parçasıdır ve yaşama hakları vardır.

Türkiye’de evcil hayvan sahiplenme oranı giderek artmaktadır. Ancak evcil hayvanların sorumluluk gerektiren canlılar olduğunu unutan birçok kişi, bu hayvanları bir süre sonra terk etmekte ya da kötü koşullarda bakmaktadır. Evcil hayvanların sokaklara terk edilmesi, onları savunmasız ve tehlikelerle dolu bir yaşama mahkûm ederken sahipsiz hayvanlar sorununu da derinleştirmektedir. 

‘DÜNYA ONLARIN DA EVİ’

Evcil hayvanların bakımında sorumluluk yalnızca bireysel değil, toplumsal bir yükümlülüktür. Hayvan sahiplenmek, uzun vadeli bir taahhüttür ve bu süreçte hayvanların sağlık, barınma ve beslenme gereksinimlerinin düzenli olarak karşılanması gerekmektedir. Evcil hayvanların, terk edilmek yerine, sahiplendirilmeleri için etkin kampanyalar düzenlenmesi de bu noktada önemli bir rol oynayacaktır.

Ülkemizde çiftlik hayvanlarının refahı konusunda da ne yazık ki ciddi zorluklar yaşanıyor. Yasal olarak hayvan refahına dair bazı düzenlemeler bulunmasına rağmen, uygulama aşamasında önemli eksiklikler olduğu görülmektedir. Özellikle yoğun endüstriyel tarım uygulamaları, hayvanların doğal davranışlarını sergilemelerine olanak tanımazken dar alanlarda yaşamak, yetersiz bakım ve veteriner hizmetlerine erişim eksikliği gibi sorunlar da eklenmektedir. 

Hayvanların barınma koşullarının iyileştirilmesi, nakliye sırasında daha insancıl yöntemlerin kullanılması gibi uygulamalar Türkiye’deki çiftlik hayvanları refahını artıracak adımlar arasında. Ayrıca, bu alanda farkındalığın artması ve düzenli denetimlerin yapılması, hayvanların daha iyi yaşam koşullarına kavuşmasını sağlayabilir. Dünya Hayvanları Koruma Günü, bu tür sorunlara dikkat çekmek ve çözüm için adım atmak adına bir fırsat sunuyor. 

Hem evcil hem de çiftlik hayvanları üzerinden topyekûn bir hayvan refahı bakış açısı bir sonraki adım olan yaban hayatı rehabilitasyonu açısından da sağlıklı bir sürece kapı aralayacaktır.

Türkiye’nin zengin biyoçeşitliliği, sayısız yaban hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ancak son yıllarda, yaban hayvanları da çeşitli tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır. İklim değişikliği, orman yangınları ve insan eliyle doğanın tahrip edilmesi sonucunda yaban hayvanlarının yaşam alanları yok edilmiş, yasadışı avlanma gibi nedenlerle bu türlerin yaşamda kalma mücadelesi zorlaşmıştır. Yaban hayvanlarının korunması, yalnızca türlerin devamlılığı açısından değil, ekosistem korunması ve doğal yaşam döngüsü açısından da hayati önem taşımaktadır.

Sahipsiz hayvanlar, ev hayvanları, çiftlik hayvanları ve yaban hayvanları insan faaliyetleri sonucu tehlikelerle karşı karşıya kalmakta ve onların haklarına yeterince saygı gösterilmemektedir. Hayvan haklarına yönelik toplumsal farkındalığın artırılması ve daha medeni yasaların çıkarılması, hayvanlarla birlikte barış içinde bir yaşam sürdürmemiz için büyük bir gerekliliktir. “Dünya onların da evidir” mesajı boş bir slogan değil, tüm canlılar için daha adil, sağlıklı ve yaşanabilir bir dünya yaratmamız gerektiğini hatırlatan bir çağrıdır.

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025