ABD büyükelçisinin beyanlarının düşündürdükleri - Onur Öymen
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

ABD büyükelçisinin beyanlarının düşündürdükleri - Onur Öymen

18.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ankara’daki Amerikan Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom J. Barrack’ın, Lozan Antlaşması’nı eleştiren, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki millet sisteminden övgüyle söz eden görüşleri Türk kamuoyunda hayretle ve tepkiyle karşılandı.

Büyükelçi Barrack, son günlerde çeşitli basın ve yayın organlarında yer alan ancak resmi bir metin olarak kamuoyuna duyurulmayan açıklamalarında özetle; Sykes Picot antlaşmasının yapay sınırlar çizdiğini eleştirirken Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamayı amaçlayan Sevr Antlaşması’yla, Türkleri tam bağımsızlığa ve egemenliğe kavuşturan Lozan Antlaşması’nı birlikte ele alarak Kürtleri ilgilendiren sorunları da bu çerçeveye sokmuş.

Büyükelçi verdiği başka bir demeçte de Osmanlı İmparatorluğu’ndaki millet sistemini överek bu sistemin farklı grupların merkezi sistemde yüzyıllarca varlıklarını sürdürmelerine olanak sağladığını söylemiş ve farklı dini ve etnik grupların bir arada yaşayabileceği bir model olarak tanımlayarak Türkiye için en iyi sistemin “Osmanlı millet sistemi” olduğunu ileri sürmüştür.

Nedeni ne olursa olsun özü itibarıyla Türkiye’ye bir rejim değişikliği önerisi anlamına gelen bu gibi önerileri, Atatürk’ün temellerini attığı ve Cumhuriyetimizin vazgeçilmez hedeflerini oluşturan, tam bağımsızlık, kayıtsız, şartsız egemenlik ilkeleriyle bağdaştırmak olası değildir ve bu, kamuoyunun büyük bir bölümü tarafından Türkiye’nin içişlerini etkilemeye yönelik bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.

BAĞIMSIZLIK, TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE ÜNİTER YAPI

Büyük devletlerin başka devletlerin içişlerine karışma girişimleri özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda o ülke vatandaşlarının iradelerine aykırı sonuçlar vermiş ve bugün dahi izleri görünen sıkıntılara yol açmıştır. Örneğin İtalya’da 1948 yılındaki seçimleri kazanma şansları çok yüksek görülen sol partilerin yerine Hristiyan Demokrat Parti’nin seçimleri açık farkla kazanması sağlanmış ve sosyalist parti uzun yıllar boyunca iktidar ortağı olamamıştır. Aynı yıllarda Almanya ve Japonya anayasalarının hazırlanmasında ve siyasetin şekillendirilmesinde başta ABD olmak üzere müttefik ülkelerin etkili rolü olmuş ve bunun sonucunda Liberal Parti, Japonya’da ağırlıklı parti haline gelmiştir.

Benzeri gelişmeler Ortadoğu ülkelerinde de görülmüş, örneğin 2005 yılında Irak’a kabul ettirilen anayasa ülkenin kuzeyinde adeta devlet içinde devlet görünümü taşıyan bir siyasi yapılanmanın oluşturulmasına zemin hazırlamıştır.

Son zamanlarda Suriye’nin kuzeyinde Şam hükümetinin egemenlik alanının dışında bir siyasi yapılanma süreci yaşanmaktadır.

Yabancı ülkelerin ülke yönetimine müdahalelerinin yıllar boyunca acı sonuçlarını yaşayan Osmanlı İmparatorluğu’nun tecrübelerinin ışığında Türkiye Cumhuriyeti’nin, kuruluşundan bu yana, halkın egemenliğini, ülkenin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü ve üniter devlet yapısını büyük bir hassasiyetle korumaya çalışmasında gösterdiği dikkati hiç kimsenin yadırgamaması gerekmektedir.

LOZAN DEĞERLENDİRMESİ

Büyükelçinin Lozan’la ilgili eleştirileri de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Kaldı ki büyükelçi Barrack’ın Lozan’la ilgili sözleri de ABD’nin Lozan Antlaşması sırasındaki yaklaşımından çok farklıdır. Lozan’ı ABD’nin gözlemcisi olarak izleyen büyükelçi John Grew antlaşmanın imzalanmasından sonra Amerikalı diplomatlara şunları söylemişti: “İsmet Paşa Lozan’da büyük bir diplomatik zafer kazanmıştır. Bütün itilaf Devletleri diplomatlarının sırtını yere getirmiştir. Bu olayı inkâr etmenin yararı yoktur. Belki bu tarihte kazanılmış en büyük zaferdir.” (John Grew, Atatürk ve İnönü, Cumhuriyet Yayınları, İstanbul, 2000, s.55)

Onun bu sözleri Atatürk’ün Lozan’ı değerlendirmesinden farklı değildi. Atatürk şöyle demişti: “Bu antlaşma, Türk ulusuna karşı yıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir.”

Lozan Antlaşması’nın yarattığı temel üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti, zaman zaman yaşanan siyasi güçlüklere rağmen yüzyılı aşkın zamandan beri egemen, bağımsız, demokratik, laik ve üniter bir devlet olarak yaşamaktadır.

ÇIKARILACAK DERSLER

Büyükelçinin sözünü ettiği ve Osmanlı Devleti’nde bazı dini azınlıklara verilen imtiyazların sonucunda uygulanan millet sistemi ise ülkenin bütünlüğüne zarar veren ve on binlerce kişinin hayatına mal olan isyanlara ve bölünmelere yol açmış, özellikle Fransız İhtilali’nden sonra bazı büyük devletlerin o azınlıkları kışkırtması sonucunda imparatorluğun parçalanmasına zemin hazırlayan unsurlardan biri olmuştur.

Türklere uzun yıllar boyunca acı veren bu tecrübeyi yeniden ve Türkiye’de bazı çevrelerin yeni bir anayasa arayışında olduğu, bölgemizde de yeni sorunların, ihtilafların ve çatışmaların cereyan ettiği bir dönemde gündeme getirmeye çalışmak dost bir ülkenin temsilcisinden duymayı isteyebileceğimiz bir öneri değildir.

Dışişleri Bakanlığı’nın büyükelçinin bu sözlerine karşı gerekli tepkiyi en etkili biçimde göstererek Cumhuriyetin değerlerine yürekten bağlı olan Türk milletinin duygularına tercüman olması beklenmektedir.

ONUR ÖYMEN

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025