Barajların doluluk oranı ve sağlık sorunu iddiaları - Prof. Dr. Bekir S. KOCAZEYBEK
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Barajların doluluk oranı ve sağlık sorunu iddiaları - Prof. Dr. Bekir S. KOCAZEYBEK

29.09.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Son aylarda siyasal çizgileri belli olan bazı basın yayın organları ve pek de iyi niyetli olmayan sosyal medya hesaplarında İstanbul’da azalan su düzeyleriyle birlikte sağlık merkezlerinde mide ve bağırsak hastalıklarında ciddi artış yaşanıyor iddiaları yer almaktadır. Bu iddialar tamamıyla epidemiyolojik bilimsel araştırmalara ve resmi sağlık kurumlarının sürveyansına dayanmayan mesnetsiz, spekülatif ve gelecek yerel seçimlere dönük “Mevcut yerel yönetim başarısızlığı” iddiasını göstermeye dönük görüşlerdir. 

VAKA ARTIŞI YOK

Belli bir haberi veya iddiayı ileri sürerken iddia sahiplerinin elinde sayısal vaka verilerinin olması gerekir. Spekülatif olarak “Hastalık arttı, patladı, ciddi artış var” ifadelerini ileri sürmek için başvuru yapılan sağlık merkezlerinde mevsim normallerinde görülen olağan vakaların çok üstünde su kaynaklı laboratuvarca doğrulanmış hastalık yapıcı mikroorganizma varlığının ya da laboratuvarlarda çeşitli nedenlerle doğrulanmamış ancak klinik olarak (ishal, ateş, karın ağrısı vb.) tanımlanmış hasta sayısının olması gerekir. Tüm bu iddialara karşın ne benim çalıştığım üniversite hastanesinde ne de bilgi alışverişinde bulunduğum meslektaşlarımın çalıştığı sağlık kurumlarında mevsim normallerinin üstünde bir vaka artışının olmadığı açıkça görülmektedir. Bu mevsimde görülen olağan mide-bağırsak hastalıkları yaz ayından sonbahar ayına geçiş sürecinde ve hâlâ devam anormal yüksek sıcaklıkların doğal bir süreci olarak bilinmelidir. Ayrıca bağırsak enfeksiyonları su tüketimi dışında birçok nedenden dolayı da gelişebilmektedir (bireysel beslenme şekli ve alışkanlıkları, açık pazardan alınabilen sebze meyve tüketimi, gezmeye bağlı turist diyaresi gibi). 

İNCELEME VE DENETİMLER

Bugün İstanbul’a su temini sağlayan 14 baraj ve 2 regülatör sisteminde (Melen kaynaklı) yüzde 23-24 düzeyinde olan ham sular günlük olarak 24 içme suyu artıma tesisinde fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yöntemlerle arıtılarak ve dezenfekte edilerek ve belli bir basınçla günde ortalama 3 milyon metreküp üstünde 23 bin km’lik şebeke sistemlerine verilebilmektedir. Bilimi ve teknolojiyi temel alan İSKİ yönetimi olarak, ham su kaynaklarında azalan su düzeyi ile birlikte suların kalitesinin düşebileceğini ve risklerini çok iyi bilen akademisyen bilim insanlarının (Klinik Mikrobiyoloji ve Çevre Mühendisliği) yönetiminde ve çok deneyimli İSKİ Su Arıtma Dairesi çalışanlarıyla periyodik inceleme ve denetimler titizlikle yürütülmektedir. Bu inceleme ve denetimlerde su kalitesini etkileyebilecek dinamik değişiklikler izlenmekte ve anında şebeke sularından fiziksel (tortu, bulanıklık), kimyasal (koku, pH, çözünmüş oksijen, mineraller vb.) ve özellikle mikrobiyolojik (dışkı kaynaklı koliform bakteriler, enterokoklar ve en önemlisi E.coli) izlenmekte ve anında deşarj yapılmaktadır. İSKİ ve Sağlık Müdürlüğü olarak paralel yürütülen içme sularının kontrol ve denetim süreciyle ilgili İSKİ’nin analizlerinde İSKİ’nin içme suyu verileri, basın-yayın organlarında iddia edilenlerin tam tersidir. Örneğin; İSKİ’nin elindeki son iki aya ait içme suyu analiz verileri ulusal (insani tüketim amaçlı sular hakkında yönetmelik) ve uluslararası standartlara uygundur. 

ŞEBEKE SİSTEMİ

Bu son ağustos ayında İstanbul’un içme suyu şebeke sisteminin farklı noktalarından 1421 örnekle yapılmış ve gazetelerdeki iddiaların aksine insan sağlığını tehdit edebilecek bir sonuç elde edilmemiştir (uygunsuz örnek sadece yüzde 0.7’dir, eylülün ilk 19 günlük sürecinde ise 909 örnekte bu oran sadece yüzde 0.6’dır, şebeke sisteminin özellikle uzak noktalarında görülen bu uygunsuzluk hemen deşarj yapılarak ortadan kaldırılmıştır). İSKİ olarak bu analizlerimizin paralelinde aynı noktalardan yetkili resmi sağlık organı olarak İstanbul Sağlık Müdürlüğü de içme suyu kontrollerini “halk sağlığı” laboratuvarlarında yapmaktadır. 

Sonuç olarak; son yıllarda küresel düzeyde yaşanılan iklim değişikliği, küresel ısınma ve kuraklıkla birlikte yağışsızlığın esir aldığı İstanbul’da yetersiz ve dengesiz hidrometeorolojik dinamiklerle birlikte bozulan su döngüsünün yarattığı azalan su seviyeleri ve riskleri İSKİ’nin bilimsel donanımlı ekibi ve çalışanları tarafından ciddiyetle izlenmektedir.

TASARRUFLU KULLANIM

Klasik olarak teorikman ve mesnetsiz ileri sürülen “Su eksikliği ve azalması durumlarında yetersiz hijyene bağlı olarak bağırsak enfeksiyonları artabilir” retoriğinin yerine mevcut kaynaklardaki yüzde 23-24’ler düzeyindeki içme sularının tasarruflu kullanımını daha ön plana çekmeleri kamu yayıncılığı açısından daha yararlı olabilecektir. 

Azalan sularla birlikte olası riskleri bilen İSKİ yönetimi bulunduğumuz süreçte birçok girişimi (Terkos Sal Pompa, Cumhuriyet Arıtma Tesisi Ek Kapasite, Salacak-Sarayburnu-Boğaziçi HDPE borusunun reaktivasyonu, artırılan Taşoluk içme suyu kapasitesi, Melen Barajı üçüncü pompanın devreye sokulması, park bahçe sulama kontrolü, kayıp-kaçak oranlarının önemli oranda düşürülmesi; -2019’da yüzde 22.3 iken 2022’de yüzde 19.45’e düşürüldü- ve bu yolla 60 milyon metreküp su kurtarıldı) gerçekleştirmiştir. Uzun vadede de gelecek yıllarda bu tür yağışsızlık mevsimlerinde benzer problemlerin tekraren oluşmaması için “2023 Master Plan” çerçevesinde Sungurlu Barajı, Rezve/Mutludere barajlarının devreye sokma sözleşme girişimlerini DSİ ile başlatmıştır. Bu süreçte asıl önemlisi halen bitirilememiş ve gelecek için en önemli su kaynağı Melen Barajı’nın bitirilmesi zorunludur. Ayrıca Avrupa Yakası’nda Sazlıdere Barajı’nın korunması için de “Kanal İstanbul” projesinin iptal edilmesi gereklidir.

PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK

İÜ CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025