Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

12.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti. 1950 sonrasında ABD’nin dayatmasıyla oluşan yeni anlayış bu gelişmeyi engelledi ve yok etti. Ancak 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ABD ve Batı dünyasının uyguladığı silah ambargosu, Türkiye’nin yeniden karşı adımlar atmasının yolunu açtı. Ve sonunda Türkiye bugün, savunma sanayinde dünyada ilk ona girmenin eşiğine ulaştı.

HAVA SAHASINDAKİ GELİŞME 

Hava sahası alanında yakın dönemde farklı iki gelişme yaşandı. Bunların ilkinde; Karadeniz’in Sinop semalarında Türk Hava Kuvvetleri uçakları eşliğindeki Türk yapımı bir insansız savaş uçağı; 65 km menzilli “görüş ötesi hava-hava füzesi” ile kilometrelerce uzaktan jet motorlu bir hedef uçağını vurdu. Her konum ve unvandaki Türk insanının işbirliği ve emeğiyle ortaya konan “radar-füze-insansız savaş uçağı” üçlüsünün bu gurur verici başarısı; ulusal savunma sanayinin tasarımda ve üretimde ulaştığı noktayı gözler önüne serdi. Askerî havacılıkta yeni ufuklar açmaya aday bu gelişme; yeni taktikler için adeta bir zemin oluşturdu. Bu konuda çok şeyin değişebileceği bir dönemin habercisi oldu. Dış dünyada büyük ilgi gördü. Bölgedeki Türkiye karşıtı bazı ülkelerde ise endişe yarattı.

DENİZ SULARINDAKİ GELİŞME

Öznesinde Türkiye olmasa da aynı konuda farklı bir diğer gelişme ise yine Karadeniz’de yaşandı. Rusya-Ukrayna savaşında muharebe sahası durumuna gelen sularda üç ticaret gemisi; benzerleri Türk savunma sanayisinin tasarım ve üretim programları içinde yer alan insansız deniz araçlarının saldırısıyla vurularak hasar aldı ve denizcilik terimiyle “hareketten sakıt” kaldı. Yani seyir yeteneğini yitirdi. Çok düşündürücü yanları olan; deniz ve havadaki bu iki gelişme; geleceğin deniz ve hava muharebelerinin muhtemel karakterini de ortaya koydu.

Hedeflerin artık daha kolay, daha süratli, daha isabetli ve de daha ekonomik yöntemlerle; en önemlisi de asgari personel zayiatı ile etki altına alınabileceğini gözler önüne serdi. Bu arada; Türkiye’nin başat taraf olduğu “Montrö Boğazlar Sözleşmesi”nin bölgesel ve küresel barış için değerini; “Türk Münhasır Ekonomik Bölgesi”ndeki seyir güvenliğinin önemini; Türkiye’nin boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını ve yetkilerini bir kez daha anımsattı. Ve de Türkiye’yi çepeçevre kuşatma girişimlerini sürdüren ABD’nin; sözleşmeyi hedef alan ve onu örselemeye çalışan çabalarının sorgulanmasını sağladı.

ŞEKİLLENEN SAVAŞ ORTAMI

Biri programlı diğeri rastlantısal olarak gelişen ama sonuçta insansız araçların etkisini kanıtlayan farklı türdeki her iki olay deneysel sonuçlar doğurdu. Muharebede ateş platformu oluşturabilecek insansız araçların kullanım alanlarının giderek artacağını ortaya koydu. Kuşku yok ki her iki resim; savunma sanayisi teknolojilerinde ve savaş alanının şekillenmesinde etkili olacaktır. Gelişmeler; savaş alanlarının giderek insandan arındırılmış bir yapıya dönüşebileceğini, zamanla insan gücü etkisinin en aza indirgeneceğini, alanda çoğunlukla insansız araçların karşı karşıya geleceğini bir varsayım olarak akla getirmektedir.

Görüldüğü kadarıyla; platform olarak silah ve mühimmat taşıyabilen, hatta üzerine monte edilmiş çok amaçlı gereçleri de kullanabilen, uzaktan sevk ve idare edilebilen ya da programlanarak yönlendirilebilen insansız araçlar bir zaman sonra savaş alanının etkili unsurları durumuna geleceklerdir. Ancak kesin olan şudur ki: Bugüne kadar keşfedilmiş en etkili silah olan insan; bedeniyle olmasa bile beyniyle, savaş alanının hâkimi olmaya devam edecektir. Gelişmeler bu araçların muharebe sahasında personel zayiatını olabildiğince azaltacağını işaret etse de aynı sonucun yerleşim merkezlerindeki siviller için geçerli olamayacağı değerlendirilmektedir.

GELİNEN NOKTA

Tanık olunan bu gelişmeler; konvansiyonel (nükleer olmayan/ klasik) savaşta caydırıcı özellik taşıyan ama tırmanmayı da artıran iki yönlü etkiye açık bir ortamı çağrıştırmaktadır. Kuşku yok ki küresel ve bölgesel güçler bu alanda her gelişmeyi izlemekte ve ulusal çıkarlara erişme yolunda çaba göstermektedirler. Ulusal hedefi, güvenlik ve gönencin(refahın) sağlanması olan Türkiye bu ülkeler arasında ön sıralardadır. Bu yolda; büyük önder Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi gereğince yerkürenin birçok yerinde bayrak gösteren Türk Silahlı Kuvvetleri’nin muharebe gücünü bölgedeki ülkeler arasında en üst düzeye ulaştırmıştır.

Türkiye bugün silah temin programlarında ABD başta olmak üzere bazı müttefiklerinin engellemelerine maruz kalsa da ulusal güç itibarıyla her koşulda yakınındaki ya da uzağındaki hiçbir ülkenin tehdidine kulak asmayacak kadar güçlü konumdadır. Eğer onu hedef almayı düşleyen ülkeler varsa onlar; geçmişte her harekâtta başarısını defalarca kanıtlamış “Türk Silahlı Kuvvetleri” ile karşı karşıya gelmelerinin kendileri için bir yarar sağlamayacağını görebilmelidirler!...

Türk ulusu hiç kuşku yok ki Türk devriminin, laik demokratik Atatürk Cumhuriyetinin, ulus birliğinin ve ülke bütünlüğünün belli çevrelerce hedef alındığı bugünkü ortamda; yaşamını güçleştiren sosyal, siyasal ve ekonomik koşullara; her türlü baskıya; hukuk dışı uygulamalara; laiklik karşıtı saldırılara ve demokrasi yoksunluğuna rağmen; ulusal çıkarların korunması yolunda atılan her adımın, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada yine ardında durmaya devam edecektir!..

DOĞU SİLAHÇIOĞLU

EMEKLİ TÜMGENERAL

Yazarın Son Yazıları

Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025