Olaylar Ve Görüşler

Gelecek Kuşakların Ekosistem Hakkı - Ali ÖZTUNÇ

28 Ekim 2020 Çarşamba

Son aylarda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19, çevreye bakış açısının bir kez daha değerlendirilmesine neden oldu. Kentlerdeki kalabalıklardan kaçan insanoğlu doğal bir hayatı tercih etmeye başladı. Avrupa Birliği’nden Birleşmiş Milletler’e pek çok kuruluş çevre konusunda yeni adımlar atıyor, daha radikal kararlar alıyor. Peki, ya Türkiye?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, G20 Çevre Bakanları Toplantısı’nda iklim eylem planlarından söz etse de 12 Temmuz 2019’da açıklanan Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planı kapsamında hangi çalışmaların yapıldığından söz edemiyor. Oysa 22 Ağustos 2020de Giresun’da yaşanan sel felaketi, Karadeniz İklim Eylem Planı’nın kâğıt üstünde kaldığını bir kez daha gösterdi. 

İKTİDARIN YAKLAŞIMIYLA OLMAZ

İktidar, iklim krizi ile mücadeleyi kendi uhdesinde tuttukça, katılımcı ve şeffaf bir süreç işletmedikçe, bu sürece dair yaptıkları ya da yapacakları hiçbir plan ve programın uygulanma şansı yok. Halihazırda sessiz sakin iklim yasası hazırlanmaya çalışılıyor. Ancak bu sürece sivil toplum, yurttaşlar, iklimin gerçek muhatapları, mağdurları ve siyasi partiler dahil edilmiyor.

BM, AB gibi uluslararası oluşumlar iklim konusunda bir an önce harekete geçilmesi yönünde yeni çağrılarda bulunuyor. Biz ise her gün yeni bir maden sahası, yeni bir termik santral projesi için açıklama yapıyoruz. Mevcut durumda AKP iktidarı, uluslararası toplantılara yönelik bazı müktesebatlar oluştursa da içeride durum çok da öyle değil. CHP Doğa Hakları olarak, bu gerçekleri görerek, iklimi, canlı cansız tüm varlıkları, yaşamı, gelecek nesilleri görerek politikalar oluşturmaya çalışıyoruz.

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu,  37. olağan kurultayda açıkladığı İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nde gelecek nesillerin ekosistem hakkının korunacağını ifade etti. Bakın CHP lideri ne diyor: Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Canlı ve cansız varlıklar olarak bir ekosistemin parçasıyız. Sağlıklı işleyen bir ekosisteme sahip dünyaya doğma hakkı, henüz doğmamış olan nesillerin de hakkıdır. Sürdürülebilir yaşam anlayışı ışığında bu hak, anayasal güvence altına alınacaktır.”

İklim kriziyle mücadele, iklimle uyumlu bir yaşam için tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi, toplumsal refahın ekonomik büyüme kapanından kurtarılması, enerji verimliliği, tarım, enerji ve sanayi sistemlerinin yerelleştirilmesi, yönetim süreçlerinin demokratikleştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, CHP Doğa Hakları olarak iklim için çağrıda bulunuyoruz:

   Fosil yakıtlardan tamamen vazgeçilmeli, adil dönüşüm perspektifinde doğaya zarar vermeyen, doğa haklarını ihlal etmeyen bir yaklaşımla temiz, erişilebilir enerji kaynaklarına geçiş sağlamalıyız.

   Paris Anlaşması’nı acilen TBMM gündemine getirerek yürürlüğe koymalıyız.

   Agroekoloji temelinde gıda tedarik zinciri oluşturulmalı, mevcut tedarik ağları kısaltılmalı, kent tarımı yaygınlaştırılmalıdır.

   İklim değişikliğine karşı tüm canlılar için en temel hak olan yaşam hakkını savunacak tarihsel sorumluluk ve iklim borcu prensiplerini içeren bir “İklim Yasası”nın yürürlüğe konulması için sivil inisiyatif ve sivil toplum örgütleriyle bir araya gelmeliyiz.

   “İklim Yasası” kapsamında mevcut diğer yasal düzenlemeler yeniden ele alınarak “İklim Yasası”yla uyumlu hale getirmeliyiz.

   İklim, coğrafya, kültür vb. özelliklerle uyumlu kent, ulaşım, konut, gıda, sanayi ve çalışma politikalarını uygulamaya geçirmeliyiz.

   Kentsel yayılmayı önlemek ve sınırlandırmaya yönelik ön tedbirler almalı, kır ve kent ilişkisini eşitlik, iklim adaleti temelinde inşa ederek kentlerin su, gıda, enerji ve diğer ihtiyaçlarını ekosisteme, doğal alanlara zarar vermeden yerel ölçekte çözmeli; uzaktaki enerji kaynaklarına, suya, gıdaya ve malzemeye aşırı bağımlılığı terk etmeliyiz.

ALİ ÖZTUNÇ
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI
KAHRAMANMARAŞ MİLLETVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları