Sosyal Medyada Yazım Yanlışları - İsmail ÖZCAN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Sosyal Medyada Yazım Yanlışları - İsmail ÖZCAN

30.06.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Özellikle son 15-20 yıldan bu yana sosyal medya platformlarının popüler hale gelmeleri; az eğitimlisi, çok eğitimlisi dahil toplumun bütününün dilimizi kullanmada ne kadar duyarsız, bu yüzden ne kadar özensiz olduğunu açık seçik ortaya çıkarmış bulunmaktadır. 5-6 yıl önce yazdığımız bir iki yazı ile bu konuya dikkatleri çekmeye çalışmıştık.

Aradan geçen yıllarda bu alanda iyiye doğru bir gidiş görülmezken, sosyal medya yazışmalarının zirve yapması; dil konusundaki özensizliği, vurdumduymazlığı, daha da kötüsü bu duruma kaynaklık eden bilgisizliği çok göze batar hale getirmiştir.

SORUN KURALSIZLIK

Türkiye, internetin dünyada en yoğun kullanıldığı ülkelerden biri. Bu konuda en gelişmiş ülkelerle yarışabilecek düzeyde. Neredeyse nüfus sayımıza yakın internet aboneliği var. Herkes sanal âlemde enine boyuna dolaşıyor. Herkes klavye kullanıyor. Hele yazışma amaçlı telefon klavyesi kullanmayan çok az. Bu kötü mü? Elbette değil.

Sorun, insanımızın yazarken kendini hiçbir kurala bağlı hissetmemesi; olabildiğince dökülen, olabildiğince gelişigüzel bir Türkçeyle meram anlatmaya kalkışmasıdır.

Çok az bir ilgi ve emekle bağlaç olan ve mutlaka ayrı yazılması gereken de”lerin, ki”lerin ve soru eki olan mi”lerin bitişik; kimi zaman da ek olan ve mutlaka bitişik yazılması gereken de”lerin ve ki”lerin ayrı yazılması faciasının önüne geçilebileceğini her fırsatta ifade ediyoruz.

Ama o birazcık ilgi ve emek esirgendiği, insanımız dil konusunda en küçük külfete katlanmayı göze almadığı için yanlışlar büyüyerek devam ediyor. Ne yazık ki bu yanlışları iyi eğitimli vatandaşlar, bürokratlar, öğretmenler, akademisyenler de yapıyorlar. Birçok kamu görevlisinin birkaç cümlelik, bir iki paragraflık resmi yazışmalarında bile onlarca yazım yanlışına rastlanıyor.

STOK, HUKUK, ŞARJ…

Koronavirüs salgınının Türkiye’ye sıçradığı ilk günlerde söz konusu virüsle mücadelede yardımcı olacak bazı ürünlere talep patlaması yaşanmıştı ve o ürünlerin fiatları da aniden tavan yapmıştı. Bunun üzerine TV’ler alt yazı olarak defalarca Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın endişeye gerek olmadığı, fahiş fiatlarla mücadele etmek için yeterli stoğumuz olduğu” açıklamasını geçtiler. İşte buradaki stoğumuz” yazımı yanlıştı ve dil bilgisizliğinin ne kadar yaygın olduğunun belgesiydi. Doğru yazım stokumuz”du. Bu yanlış Bakan tarafından mı yapıldı, TV’ler tarafından mı yapıldı, burası net değil.

Hangisi yapmış olursa olsun bağışlanabilir yanı yok. Benzer bir yanlışı TV’lere çıkan anlı şanlı hukukçular ve akademisyenler de yapıyorlar. Ek alan hukuk” sözcüğünü, hukuğa”, hukuğu” diye söylüyorlar. Doğrusu hukuka”, hukuku”dur. Yine Batı kaynaklı olup dilimizde çok sık kullanılan “şarj”, pasaj”, mesaj” gibi sözcükler, doğrusu birçok yerde kolayca görülebileceği halde “şarz”, paşaz”, meşaz” şeklinde yanlış söylenip yazılmaktadır.

DİLİ KIRIP DÖKMEMELİ

Elbette herkesin dil uzmanı olması gerekir gibi bir iddia içinde olamayız. Vurgulamak istediğimiz husus; anadili Türkçe olan herkesin, başka toplumların dillerine saygı duyduğu gibi diline saygı duyması; iyi konuşan, iyi yazan olmasa bile dilimizi kırıp dökmemesi; konuşurken, yazarken biraz ilgi, biraz dikkat göstermesidir.

Bugün sıradan insanımız bir yana, belli düzeyde eğitim almış insanlarımızın bile evinde veya işyerinde iyi bir Türkçe sözlük ve iyi bir yazım kılavuzu bulundurma ve gerektikçe bunlara bakma alışkanlığı yok. Bu alışkanlık olsa yanlış yazılan birçok sözcük doğru yazılabilir. Dile saygının ilk adımı, sosyal medyada da olsa yazı yazan herkesin elinin altında yeterli bir sözlük ve yazım kılavuzu bulundurması ve kullanmasıdır.

Bütün bu dil yanlışlarının temelinde ise Okumayan Toplum”  oluşumuz yatmaktadır. Üniversite eğitimi almış, akademik derecelere sahip olmuş insanlarımızın büyük çoğunluğu dahi bize dil sevgisi ve bilinci kazandıracak klasik yazarlarımızın mutlaka okunmuş olması gereken eserlerini okumamışlardır. Okuma özürlü bir toplum oluşumuzun kendisini en fazla hissettirdiği alan ise sosyal medya platformlarıdır.

İSMAİL ÖZCAN
EĞİTİMCİ, YAZAR

Yazarın Son Yazıları

Yeni bir toplumsal yalnızlık - Dr. Alper Demir

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal gerilimler, derinleşen kutuplaşma ve kamusal alanın giderek daralması, artık yalnızca güncel siyasetin değil, toplumsal yapının kendisinin sorgulanmasını zorunlu kılıyor.

Devamını Oku
29.12.2025
Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025