Olaylar Ve Görüşler

Türk kadınının seçme ve seçilme hakkı 90 yaşında - Dr. Tunay Şendal

05 Aralık 2024 Perşembe

Demokrasi, eşit temsil ilkesi zemininde bireylerin siyasi süreçlere katılım hakkını savunmaktadır. Bu bağlamda kadınların seçme ve seçilme hakkı elde etmeleri, tarihi süreç içerisindeki demokrasinin evriminde önemli bir dönemeçtir. Bu hak, toplumsal karar alma süreçlerinde kadınların etkin rol oynamasını sağladığı gibi demokrasinin, değerleri ve kurumlarıyla birlikte zenginleşmesini sağlamaktadır. Zira cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi, toplumsal birlik ve beraberlik içerisinde kadınların sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda eşit fırsatlara sahip olmalarını sağladığı gibi demokratik değerleri güçlendirmektedir.

‘KADININ YERİ’

Tarih boyunca kadınların toplumdaki konumu, kültürel, dini ve politik dinamiklere göre şekillenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda kadınlara verilen değerler, genellikle İslam hukuku ve gelenekler üzerine inşa edilirken kadınlar, aile içindeki rolleriyle tanımlanarak ev içi görevlerle sınırlandırılmıştır. Bu anlayış, Cumhuriyet döneminde uğradığı değişimle birlikte çağdaş hukuk normları çerçevesinde yeniden şekillendirilmiştir.

MODERN TOPLUMUN İNŞASI

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında kadın haklarının ilerlemesini, yalnızca bir özgürlük meselesi olarak değil aynı zamanda ulusal kalkınma ve çağdaşlaşma yolunda bir gereklilik olarak görmüştür. Osmanlı döneminde toplumsal yaşamın kısıtlı bir alanına hapsedilen kadınların, Cumhuriyet ile birlikte siyasal ve sosyal yaşama dahil edilmesi modern toplum inşasında dönüştürücü bir etki yaratmıştır. Cumhuriyetin temel politikalarından laiklik, devrimcilik ve çağdaşlaşma ilkeleriyle örtüşen kadınlara verilen siyasal haklar, kadınların toplumdaki konumlarını yükselterek onların eğitimde, ekonomide, sosyal hayatta ve siyasette etkin birer birey olmalarını amaçlamıştır.

Türkiye’de kadınlar, siyasal haklarını ilk kez 1930 yılında düzenlenen belediye seçimlerinde kullanırken böylelikle ilk defa İzmir ve İstanbul illerinin belediye meclislerine girmiştir. İlk kadın muhtar, 1933 yılında Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyü (bugünkü Karpuzlu ilçesi) muhtarı seçilen Gül Esin (Aydın) Hanım olmuştur. Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliğin 5 Aralık 1934 tarihinde TBMM’de kabul edilmesiyle birlikte kadınlar seçme ve seçilme hakkını tamamen elde etmiştir. Kadınların genel seçimlerde oy kullandığı ve aday olduğu TBMM V. dönem seçimleriyle ilk defa 17 kadın, 8 Şubat 1935’te milletvekili seçilerek TBMM’ye girmiştir.

DÜNYAYA ÖRNEK OLDU

Türkiye; Fransa ve İtalya’dan 11 yıl, Romanya’dan 12 yıl, Bulgaristan’dan 13 yıl, Belçika’da 14 yıl, İsviçre’den 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Atatürk’ün “omuzlar üzerinde yükselmeye layık” gördüğü Türk kadını adına 90 yıl önce sağlanan seçme ve seçilme hakkı, Cumhuriyetin özündeki eşitlik ve demokrasi ilkelerini işlevselleştirerek Batı medeniyetlerine örnek oluşturacak bir olgunluk resmetmiştir.

Atatürk’ün ve tek parti döneminin “demokratlığının” tartışıldığı bugünlerden 90 yıl önce demokratik değerlerin güçlenmesi adına kadın haklarına ve cinsiyet eşitliğine verilen önem; Türk toplumunun daha sağlıklı, daha adil, daha güçlü bir demokrasiye evrilmesine ve birlik beraberliği sürdürülebilir bir düzenin inşasına çok önemli bir katkı sağlamıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları