Yenilenebilir ve Nükleer Enerjinin Elektrik Şebekesi - Prof. Dr. Haluk UTKU
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yenilenebilir ve Nükleer Enerjinin Elektrik Şebekesi - Prof. Dr. Haluk UTKU

28.06.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

2019 yılı verilerine göre elektrik enerjisi üretimimizin yüzde 57-58 kadarı termik santrallardan sağlanmaktadır. Bu miktarı yaklaşık yüzde 29luk katkıyla hidrolik, yüzde 13le de jeotermal, rüzgâr ve güneş santralları takip etmektedir. Yüzde 13lük dilimin yaklaşık %70i rüzgâr santrallarından gelen katkıdır. İlk ünitesinin 2023 yılında devreye girmesi planlanan Akkuyudaki dört ünitelik kleer güç santralı” (NGS), toplam 4500-4800 Megawatt elektrik (MWe) gücü ile ileride Türkiyenin elektrik enerjisi üretimi listesine dahil olacaktır.

Enerji üretim çeşitliliğine sahip elektrik şebekemiz bağlamında ele alacağımız konu, yenilenebilir enerji katkısının gittikçe artan oranlarda pay sahibi olduğu elektrik üretim ve dağıtım ağına dahil olan NGSlerin bu yapılanma içerisinde nasıl bir etkileşim içerisinde olacağı üzerinedir. Bu etkileşimi iki ana başlıkta değerlendirebiliriz.

TAM GÜÇTE ÇALIŞTIRILMALI

1. NGSlerin maliyet hesapları onların yıl boyunca tam güçte çalışacakları kabulü üzerinedir.

NGSler, günlük elektrik enerjisi ihtiyacına tam güçte çalışarak katkı sağlamak üzere kurulurlar ve işletilirler. Daha açık bir biçimde ifade etmek gerekirse yatırım maliyeti oldukça yüksek olan NGSlerin işletme maliyetleri düşük olduğundan, toplam maliyeti en aza indirmenin yegâne yöntemi onları yıl içerisinde tam güçte çalıştırmaktan geçer.

Termik, hidrolik, rüzgâr ve güneş santrallarının yıllık çalışma kapasiteleri güneş enerjisi üretimi için yüzde 15-19lardan kömür santrallarında yüzde 63lere kadar değişim gösterirken, nükleer santrallar bir yılın yaklaşık 330 günü devrede kalarak yüzde 90 oranında kapasite çarpanına ulaşır.

YÜK TAKİBİ

Güvenli çalışmasını gerektiren maliyet artırıcı önlem zorunluluklarına rağmen işin ekonomisi bakımından NGSleri halen tercih edilir kılan da bu yönleridir. İlave olarak nükleer santral, enerji üretirken göreceli olarak neredeyse hiç karbon gazı üretmediği için karbon gazı pazarına dahil olduğunda elektrik üretim maliyeti biraz daha düşer. Ancak bir ülkede NGSleri yıl boyunca tam güçte çalıştırabilmek, öncelikle toplam güç üretimindeki payı nispeten küçük ise geçerlidir ve yalnızca ilave güvenlik tedbirleri gerektiren şartlarda veya şebeke işleticilerinin şebeke frekansını düzenleme gereksinimleri söz konusu olduğunda değişir.

Diğer yandan ulusal elektrik enerjisi kaynağı çeşidinde nükleer enerjinin payı önemli hale gelirse veya rüzgâr santralları gibi yenilenebilir enerjinin, enerji çeşitlemesi içerisindeki payının önemli oranda artması durumunda, elektrik arzını günlük veya mevsimlik olarak uyarlayabilmek için NGS işleticilerinin yük takibi programlarını uygulamaya koymaları gereği doğacaktır.

Yük takibi, tam güçte çalışmakta olan santralın belirli bir zaman diliminde gücünü kısmi bir seviyeye düşürerek çalışması ve tekrar tam güce dönmesidir. Rüzgâr ve güneş santrallarının gün içerisinde ve mevsime göre enerji üretimleri gelişigüzellik arz eder ve kesintilidir. Her ne zaman mümkünse enerji üretmeli ve ürettikleri enerjiyi şebekeye aktarmalıdırlar. Devrede oldukları süre içerisinde şebekeye enerji sağlayan doğalgaz, kömür, hidrolik veya nükleer santralları yük takibi programlarını işletmeye almak durumunda kalabilirler.

Bu durumdan en fazla etkilenecek olan ise yukarıda değindiğimiz gibi yılın 330 günü tam güçte devrede olabilen NGSler olacaktır. Her ne kadar NGSlerin güvenli çalışmasına yönelik mühendislik hesapları yük takibi programlarını da göz önüne alarak yapılsa da yıl boyunca tam yükte çalıştırılmamaları bakım onarım masraflarında artış dahil toplam işletme maliyetlerini artıracaktır.

ŞEBEKE FREKANSI

2. Elektrik şebekesindeki frekans değişimi, olması gereken değerden yeterince uzun süre artı-eksi belirli bir miktar sapma gösterirse NGS şebekeden kendini ayırmak zorundadır.

NGSler açısından asıl risk oluşturma ihtimali olan şebekedeki yük talebinde ani ve çok hızlı büyük değişimlerin yaşanabilme ihtimalidir. Şebeke işeticisi, talebin ani değişimine bir tedbir olarak şebeke frekansında bu çeşit değişimleri kontrol altında tutmak amacı ile sisteme her an dahil olmaya hazır rezerv kapasite tutar. Öncü (primer) frekans kontrolü olarak adlandırılan yöntemde elektrik üretim tesislerinin bazıları, kurulu güçlerinin yüzde 1 veya biraz daha fazlasını aktif güç rezerv kapasitesi olarak ayırmışlardır ve saniyeler içerisinde devreye sokmak durumundadırlar.

Tüm sistemde hazır tutulan rezervin enerji üretim hızı, her halükârda şebeke frekansının değişim hızından yavaş seyredeceğinden, örneğin frekans düşmeye başladığında rezerv kapasitesine karşı gelen tutulabileceği bir alt değere kadar düşmeye devam edecektir. Şebeke frekansı değiştiğinde, nükleer santral bunu şebekedeki yük miktarında değişim olarak algılar ve türbin sistemi ile reaktör kalbi soğutucu pompalarının bu durumdan etkilenmemesi için bir dizi güvenlik kontrol mekanizmasını tetiklemesi gerekir.

VENCE ALTINA ALINMALI

Rüzgâr çok ani ve hızlı değişim gösteren bir enerji üretim kaynağıdır. Farklı çeşitlerden enerji üreten ve birbirleriyle etkileşim içerisinde olan bir ağda, bir bölgeden diğerine geçişlerde frekans senkronizasyonunu teminat altına alacak sistemlere gereksinim vardır. Şebeke bölgeleri arasındaki uyum, örneğin Türkiye ile AB arasında, alternatif akım” (AA) senkronizasyonuyla yapılabilmektedir.

Vanda Gürcistan ve İranla olan bağlantı için ise yüksek voltaj doğru akım” (YVDA) senkronizasyonu söz konusudur ki nükleer santralların şebekeye bağlantısında da tercih edilen, YVDA veya aynı işlevi gören değişken frekans dönüştürücü” bağlantıdır. Birbirleri ile irtibatlı bölgesel şebekelerde, risk teşkil edebilecek ve sorunun yayılmasına neden olabilecek küçük frekans dalgalanmalarına karşı AA senkronize bağlantının direnci tartışmalıdır. Bu nedenle şebekedeki ani yük kayıplarının veya şebeke frekansında yüksek oranda olası ani değişimlerin NGSyi etkilememesi için santralın şebekeye bağlantısı frekans senkronizasyonu bakımından güvence altına alınmalıdır.

PROF. DR. HALUK UTKU

HACETTEPE ÜVERSİTESİ NÜKLEER BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025