Emperyalizm, gerçekleştirmediği her planını bir süreliğine rafa kaldırır.

Geçen zaman o planı geçersiz kılmaz.

Zamanı geldiğinde işletmek üzere kaldırdığı raftan indirir.

Göç trajedisini yaratan emperyalizmin insanlığın bu yarasını da fırsata çevirmesiyle BOP’un (Büyük Ortadoğu Projesi) işlediğinin kanıtıdır yaşadığımız.

Ülkenin varlıklarını, değerlerini yok eden, verdiği milyonlarca yurttaşlıkla demografik yapıyı değiştirecek adımlar atan, Cumhuriyeti yok etmeye yeminli bir siyasal iktidarın küresel salgın ve deprem sonrası, pahalılık, borç batağı, Türk Lirası’nın değer kaybı koşullarında akla gelmedik yöntemleri kullanarak seçimleri kazanması bunun kanıtıdır.

Muhalefetin sağlam duruşlu, kararlı, güven veren kaptanının “gemiyi limana sağlam götüreceğine” söz vermesi ise doğal olarak direnmenin süreceğinin kanıtıdır.

DİRENİRKEN

Cumhuriyet tehlikede (laiklik, bağımsızlık, eğitim, ekonomi, emek, kadın hakları, çağdaşlık, demografi, kısacası insan) diyenler elini taşın altına koymuş.

“Adalet yürüyüşü” ile yeniden umut olmaya başlayan partinin üye sayısı son seçimde aldığı oy kadar olmuş neredeyse.

Partinin tüzüğü değişmiş, il, ilçe yöneticilerini, milletvekili adaylarını, yerel yöneticilerini üyeler seçiyormuş hem de dijital olarak cep telefonlarından kullandıkları oylarla.

Arada delege falan yokmuş ve seçimler çarşaf liste ile yapılıyormuş.

Bir ilçe kongresindeki kalabalığı ve çoğunluğu oluşturan kadınları, gençleri görüp kıvançlandım.

TATLI BİR RÜYA

Uyandım. Meğer bir rüya görüyormuşum.

Devamını görebilmek için tekrar uyudum ve yeni bir rüya görmeye başladım.

Ucu bucağı görülmeyen bir kalabalığın oluşturduğu mitingteydim.

Her bir kitle örgütünün, sendikanın, vakfın, derneğin flamasının arkasında binlerce kişi vardı.

Biz niçin birbirimizden ayrıyız çığlıklarına kulaklarını daha fazla tıkayamayan sosyalist partilerin bir kurultayla birleşme kararı verdiklerini ve bir araya geldiklerini gördüm, tek bir pankartın arkasındaydılar: Birleşe birleşe kazanacağız.

Yüz binlerce yurtsever, devrimci yan yana, kol kola, omuz omuzaydı.

Birleşerek direnen sol vicdan, umutları çoğaltmıştı,

ARAYIŞ SÜRÜYOR

Yine uyandım ve anladım ki ülkemizin dört bir yanında, içinde bulunduğumuz durumu değerlendirerek BOP’u tarihe gömme arayışını sürdüren düşünüşler, önermeler beynimizi kuşatmış.

Yineliyorum: Umut insanda, tehlikenin farkında olanlarda.

Umut, toplumu oluşturanların emperyalizmin tarikatlar ittifakına karşı yüzde 48’le sandığa yansıttığı düşüncelerini somutlayarak güçlendirecekleri kitle örgütleriyle seslerini duyurmalarında.

Siyasetçilerse kaptanlarını hırpalamaktan vazgeçip umudu örgütlemek, toplumun beklentilerini karşılamak, yerel seçimlere hazırlanmak için toplumbilime kulak vermek, kendilerini yenileyerek topluma önderlik etmek zorundadır.