“Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl karşı koyduğumuz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün umudum gençliktedir!” demişti Atatürk.
Yurdu yurt, Cumhuriyeti Cumhuriyet olmaktan çıkarmaya kararlı bir egemenliğin yağmaladığı, çaresizlikle, karamsarlıkla, umutsuzlukla kuşattığı günlerde yaşıyoruz ama insan tükenmiyor.
İnsan Tükenmez diyerek aydınlatma mücadelesine ömrünü veren Fethi Naci, “Türkiye burjuvazisi, bırakın insanca yaşanacak bir Türkiye, özgür ve adaletli bir Türkiye kurmayı, Türkiye’yi yönetmekten bile aciz olduğunu 1950’lerden bu yana bütün iktidarlarıyla ispat etmiştir. Türkiye’nin geleceğini kendinde taşıyan ya da taşıması gereken toplumsal güçler, ne yazık ki siyasal bilince, gerekli örgüte ulaşmaktan çok uzak” diyordu.
BURHANİYE’DE ŞENLİK
Bu zor işi başarmak için toplumsal muhalefet ayağa kalktı ve ülkemizin her yöresinde harlanmaya başlayan çoban ateşlerinin biri de yaşamakta olduğum Burhaniye’yi aydınlattı.
23 Temmuz akşamı açılışı sırasındaki elektrik kesilmesine karşın 6. Burhaniye Kitap Fuarı, Ören’de aydınlanma kürsüsüyle, Özgürlük ve Demokrasi meydanlarında halk oyunları, valsleri, müzik dinletileri, amfi tiyatrodaki oyunları, açıkhava sinemasındaki filmleriyle halka bir kültür şenliği yaşattı.
Bu şenlikte siyasetçilerin, yazarların ülkenin ağır gündemiyle yüklü ama umutlu rüzgârlarla serinlik salan konuşmalarını, coşkulu söyleşilerini dinledik.
Çadırlara kurulan kitap stantlarında ağırlıklı olarak birçok yöreden gelenlerle Körfez’deki yazarlar birbiriyle ve okurlarıyla buluştu, kitaplarını imzaladı.
‘ONLAR’ UMUTTUR
Ayşe Yüksel’in ÇYDD’nin 36 yılını ve Türkan Saylan’ı anlattığı söyleşisine eşlik ettiğim fuarın 27 Temmuz’daki kapanış akşamında Onlar’la buluşmak yalnızca benim değil meydanda bulunan binlerce insanın coşkusuna coşku, umuduna umut kattı.
Gazetelerde yazdıkları, TV’lerde söyledikleri, gerçeği cesurca araştıran kitaplarıyla her biri gençliğin güzelliğinin, diriliğinin, direnişinin simgesi olan ve adını yayın yaptıkları Onlar TV’den alan bu gazeteciler; duruşları, kararlılıkları, direnişleriyle “Gençler! Vatanın bütün umudu ve geleceği size, genç kuşakların anlayış ve enerjisine bağlanmıştır… Cesaretimizi güçlendiren ve devam ettiren sizsiniz” diyen Atatürk’ün sonsuz coşkusunu gönendirdi. (Onlar TV’yi direniş kanallarınızın arasına hâlâ eklemediniz mi?)
Onlar’ın gülü; hınzırca gülüşü, mimikleri, bakışları, esprileriyle güldürürken düşündüren, sosyal medyadaki Tımarhanede Bu Hafta programını izlemeyenlere yürekten önereceğim Şule Aydın, direniş orkestrasının şefi gibi fethetti gönülleri.
Sapan-Hrant Dink Cinayeti (D. Bilge Ergün’le), Tanrı Misafirleri Oteli, Zavallı, Liste, Baronlar Savaşı, Badeci Şeyhin Sır Odası, İblis’i Öldür, Baron İstilası kitaplarının her birinde bir yaraya parmak basan BirGün yazarı Timur Soykan, onu bağrına basanların gönüllerine daha bir yerleşti.
Şaki, Sarmal, Parsel Parsel, Vurgun, Yağma, Havala, Kirli Çark adlı kitaplarıyla Murat Ağırel; Sızıntı: Wikileaks’te Ünlü Türkler, Mahrem: Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları, Metastaz, Cendere, SS adlı birlikte yazdıkları kitaplarıyla Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan cesur gazeteciliğin örneği olduklarını pekiştirdi.
Terkoğlu’nun Size Yalan Söylediler: Çetin Doğan’ın Gözünden 28 Şubat -Sami Menteş’le ve Pehlivan’ın ülkemizin yakın tarihindeki 250’den fazla olayı tanıklarıyla ekrana taşıyan Oradaydım belgeseli unutulmazdır ve üçü de Cumhuriyet’in yazarıdır.
Ne demişti Atatürk:
“Bu kadar kuvvetli ve zinde bir gençlik içinde kendimi gördüğümden dolayı mutluyum.”