Rüzgâr Eken...

14 Aralık 2012 Cuma

Sadece İstanbul-Silivri arasındaki yol değil, Trakyanın başka beldelerinden de Adalet Bakanlığının o, kuş uçmaz kervan geçmez arazide oluşturduğu mahkeme+cezaevi kampusuna giden yolları da tıka basa dolduran dünkü taşıt trafiğinin anlamını düşündünüz mü Bay Erdoğan?\n

\n

Elinde adamaramak için gündüz bile fener ile dolaştığı anlatılan Sinoplu Diyojenle örtüşen bir yolculuktu binlerce Anadolu insanının Silivri için oluşturdukları dünkü konvoy.\n

\n

Çünkü onlar da ülkelerinin en az güvenilen kurumu olan adaleti aramak umuduyla çıkmışlardı bu Trakya soğuğundaki yolculuğa.\n

\n

Dün o yerleşkede beş cezaevi binasının yanında oluşturulmuş iki mahkeme salonunun en büyüğünde Ergenekon davaları adındaki duruşmanın 270’incisinde 27si tutuksuz; 53 şüpheli hakkında cumhuriyet savcılarının Esas Hakkındaki Görüşleriaçıklamaları için belirlenmiş saat 10.00 olmalıydı.\n

\n

Ancak dışarıda salon önüne konulmuş barikatları aşıp böylesine önemli bir davada tarihe tanıklık etmek için yerleşke önüne gelmiş binlerce kişi, ellerinde cop ve biber gazı kutuları bulunan Robokop ve jandarma güçleri arasında çıkan tartışmalardan ve bolca biber gazından yine nasiplendi.\n

\n

Dünkü 270inci duruşmayı yürüten yargıçların önünde 1. ve 2. Ergenekon, Poyrazköy ve İrtica ile Mücadele adını taşıyan, klasörlerindeki sayfa sayısı 1 buçuk milyonu aşarak her halde Guinness Rekorlar kitaplarında yer alacaktır.\n

\n

Bu kadar astronomik ölçüdeki tutanakları satır satır okumaları gereken savcı ve yargıçların uykuya ayırdıkları zaman dışında kaç bin saate gereksinme duyduklarını belirlemek mümkün değildir.\n

\n

Duvarları arkasında birbirlerinden tecrit edilmiş, beslenme olanakları yok sayılacak kadar kötü koşullarda adalet beklentisi içinde olan kimi parlamenter, kimi eski Genelkurmay başkanı ile apoletlerinde sırmalar ve yıldızlar sıralanmış üst düzey komutanlar; yıllarca terörist karşısında savaş vermiş olan subaylar, sizin adınıza halkın haber alma hakkının peşinde koşan gazeteci meslektaşlarım, bu davanın sanıklarıdır.\n

\n

Duruşma başlayacağı sırada salona alınan sanıkları alkışladığı için oturacak yer bulamayanlar ve duruşmayı ayakta izlemek zorunda kalan avukatları mübaşir aracılığı ile salon dışına çıkaran Mahkeme Başkanı, sükûneti sağlamakta neden böylesine zorluk çektiğini de sanırım dün gece başını yastığa koyduğu sırada düşünme fırsatı bulmuştur...\n

\n

Duruşmayı izlemek için gelen 40 Cumhuriyet Halk Partili parlamenter adına açıklama yapan Grup Başkanvekili Muharrem İncenin sözleri, dün olan bitenlerin özetlenmesiydi:\n

\n

Bu topraklar ilk kez böyle bir mahkemeye tanıklık ediyor. Savcısı AKP, sanığı PKK, yargılanan Türkiyedir\n

\n

İncenin iznini almadan bu sözlerinden ne anladığımı söyleyeyim.\n

\n

Daha başlangıçta kendisinin Ergenekon savcısı olduğunu söyleyen Erdoğan, onun gizli kamu tanığı olarak dinlettiği; ancak kimliğini açıklamaktan çekinmeyen Şemdin Sakıktır.\n

\n

105 kilometrelik yolu geçilmesi zor hale getiren taşıt trafiği ile Silivriye akın akın gelen yurttaşlar da Yargılanan Türkiye Cumhuriyetnin temsilcileri olarak dün nöbet tutmuştur. \n

\n

Dün bu tarihi davanın ilk duruşması sürerken internet ekranlarına düşen şu kısa bilginin ne anlama geldiğini de yine size soralım Bay Erdoğan: \n

\n

Bir yıl içerisinde TSKden kendi istekleri ile ayrılan subay sayısı 1067’dir!\n

\n

Ne düşünürsünüz bu korkunç sayı karşısında. Yoksa siz de merhum halefiniz Adnan Menderes gibi Ben bu orduyu yedek subaylarla da idare ederim diye mi düşünüyorsunuz? \n

\n

Bir ülkenin savunma gücünü etkileyecek o rakamlar rüzgâr ekenin fırtına biçtiğini söyleyen atalarımızı hatırlatmıyor mu?\n

\n

***\n

\n

İzmirli okurlarıma: Kalbur Saman İçinde adlı kitabımı bugün saat 14.00-17.00 arasında Alsancakta Arma Kitabevinde imzalayacağım.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları