Evet, Cemaat İzleniyormuş

02 Aralık 2013 Pazartesi

Hürriyet’in “Bavulcu’nun dönüşü” manşet haberiyle duyurduğu Mehmet Baransu’nun “ilk bavulu” ne kadar sahtekârlıklarla, uydurulmuş senaryolarla doluysa “ikinci bavulu” da o kadar gerçek belgeler içeriyor.
“Balyoz darbe planı” CD’lere yazılmış kötü bir senaryoydu. Baştan aşağı rezil, aptalların kotardığı, içinde bin bir sahtelikler olduğu gösterilmiş (2000 adet!) ve altında tek bir imzanın da bulunmadığı, amacı tamamen ordunun defterini dürmek ve çoğu denizci 365 seçkin subayın ordudan atılmasına yönelik ve tek bir ıslak imzanın da bulunmadığı bir kâğıt yığını...
Yani aslında bir hukuki değer taşımayan, bir hukukiliği de asla kanıtlanamamış, Yargıtay kararını bile ciddi hukukçuların kıyasıya eleştirip çöpe attığı yok değerinde bir sahtekârlıklar manzumesi...
Önemli olan “Balyoz” senaryosunun gerçek olması değildi...
Kurulan ve yargıçları seçilmiş mahkemenin eline böyle bir uyduruk dosya tutuşturmak ve ne pahasına olsun olsun bir mahkûmiyet kararı verdirmekti...
Mehmet Baransu, bu CD’lerdeki dosyaları kâğıda basmış, bir bavula doldurup savcılığa götürmüştü. Adı da bu nedenle “bavulcu”ya çıktı. Bavul olayı “belgelere bak belgelere...” dedirtecek bir kamuoyu reklam oyunuydu. Yoksa 1 cm. kalınlığındaki CD’leri savcılığa götürmesi o etkiyi yapmayacaktı!
Baransu, sahte planın hep savunucusu oldu... Planın kotarılmasında (yazım işinde!) bir katkısı var mıydı, yok muydu, sadece taşıyıcı mıydı bilemem. Bu ileride ortaya çıkacak.
Birkaç kez yazdım: Gazeteciler Cemiyeti, Balyoz’u yayımladığı için Baransu’ya Gazetecilik ödülü vermişti. Bunu iptal edin, bu zırvalığa alet olmayın, dedim. Ama henüz susuyorlar! Yahu, atlet dopingli ise madalyasını iki yıl sonra bile geri alırlar, bu ahlaki tavrı gösterin artık!
Belki Baransu, en azından “kandırıldım” diyerek madalyasını Cemiyet’e iade eder.. O günlere doğru gidiyoruz, hissediyorum

 ***

Baransu’nun, 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan ve cemaatin izlenmesini, mali kaynaklarının araştırılmasını öneren kararını açıkladığı belge ise altında Gül ve Erdoğan dahil, MGK’ye katılan üyelerin ıslak imzalarını içeren gerçek bir belge... Hepsi kabul etmiş ve paşa paşa imzalamış. Tek karşı ses de çıkmamış! Bravo!
Tartışmalar, açıklamalar gırla... Yok, iktidar 2004 yılında henüz güçlü değilmiş... bu nedenle köprüyü geçinceye kadar “ayıya dayı” demek zorunda kalmışmış... O günkü şartlar bunu gerektiriyormuş... Zaten bu karar uygulamaya konmamışmış... Bir dizi hikâye..
Baransu ikinci bir belgeyle küt diye kesti bu hikâyeyi: Milli Eğitim Bakanlığı (Ömer Dinçer) cemaatin dershanelerini ve okullarını “fişlemeye” başlamış meğer...
Güldüm, iki yıl önce her ikisinin ayrı siyasi gövdeler olduğunu ve çatışmanın süreceğini yazdığımda, cemaat ile AKP etle tırnak gibidir, biribirini yemezler, onlar yeminli Müslümanlardır, iyi polis-kötü polis oyunu falan filan... diyenler vardı...
AKP’nin, iktidar olarak, Gülen cemaatini ve yayılışını gözlemek ve denetim altında tutmak istemesi, bütüncül yönetim anlayışı gereğince normaldir! İşbirliği yapıyor, ama bir yandan da kendisi için tehdit derecesini izliyor!
Tehdit derecesi, adım adım yükselmiş ki, 7 Şubat 2012’de MİT üzerinden iktidara yönelen darbe operasyonu, en yüksek düzeyde alarmları çaldırmış... Baransu neden şaşırıyor?!
Dershaneler, iplerin koptuğu nokta değildir... İpler çoktan kopmuştu! Dershane konusu her iki dinci anlayışın çocuklarımızı devşirme konusunda birbirlerinin yolunu kesmeye girişmeleridir. Bekir Coşkun’un dünkü yazısı bu noktanın altını çiziyordu!

***

Baransu “bavulundan” çıkardığı belgelerle cemaat, aslında Balyoz ve Ergenekon’u da çöpe atmaktadır. Bu konuda iki gelişmeye dikkatinizi çekerim:
Fethullah Gülen geçen hafta Silivri’deki siyasi esirleri kastederek “elimde olsa masumların hepsini serbest bırakırım” dedi...
İkincisi ise üç gün önce: “CD’ler oluşturma, çiplere değişik şeyler yüklemek, bazı kimselerin haysiyet, şeref, namus ve iffetiyle alakalı bazı şeyleri teşhir etmek suretiyle onları yıkmak ve devirmek, bir mü’minin yapmaması gereken şeylerdir...” (www.hurriyet.com.tr/gundem/25244928.asp) dedi! Böylece cemaatin şimdi de Balyoz davasından ilk yan çizmesi gündeme geldi
Şimdi arkalarında en önemli utanç verici konu olan uyduruk davalardan kimin paçayı sıyıracağı gündemdedir. Burada iki yez yazdım: “Eliniz altındaki adamlara söyleyin, insanları boşu boşuna içeride tutmasınlar, bu davalar üzerinizde kalacak sonra” diye
O günlere hızla geliyoruz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları