Zamanı gelmiş güçlü bir fikir pırıltısı arayışı
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Zamanı gelmiş güçlü bir fikir pırıltısı arayışı

20.08.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

26 Nisan 2000, kısa bir geçmişe yolculuk yapacağız:

Türkiye’nin en çok duyduğu gereksinimlerden biri olan “hukuk”un; ülkenin, devletin başına oturacağını umuyoruz. Müstakbel cumhurbaşkanı, ülkenin “hukuk vizyonu”nun temel taşlarını döşeme şansına sahiptir.

Türkiye’nin son 30 yıl içinde alabildiğine kirli politik dünyası içine şu veya bu şekilde karışmış herhangi bir politikacının böyle bir şansı sıfırdır.

***

Haluk Şahin, Viktor Hugo’dan bir alıntı yapıyor: “Zamanı gelmiş bir fikir kadar güçlü bir şey yoktur” ve kendisi ekliyordu: “Zamanı gelmiş fikirler er geç kendi kahramanlarını tarih sahnesine sürerler.”

Hukuk ve temiz toplum isteği, zamanı çoktan gelmiş ve gerçekleştirilmeyi bekleyen çok güçlü toplumsal kavramlardı. Siyasetin kirliliğine bu kirlilik içindeki kişilere hiçbir borcu olmayan bir hukuk insanı olduğunu düşünürsek Sayın Sezer bu isteğe yanıt verebilir.

***

Zamanı gelmiş bir başka düşünce de çağcıl düşünceleri ve gelişmeleri yakalamış bir kalkınma isteğidir. Şimdi bir “ilahi gelişme”nin daha, ülkeye bir kalkınma vizyonu verecek bir liderin, bir kadronun, bir stratejinin bekleyişi içine girebiliriz.

Bu bekleyiş ve umut, daha az bir mucizeyi gerektirmektedir.

Asıl gerçekleşmeyecek mucize ise bugün her yeri sarmış olan dünün kadrolarının içinden bu yeni kalkınma vizyonunun bir şekilde çıkmasıdır!

***

Bu iddialı gibi görünse de minik bir soru sormakla, bunun gerçekçi bir sav olduğu kolayca anlaşılır. Politikacılarımıza şunu sorunuz: Bugünkü dünyamızda bilimsel ve teknik bilginin eskime/yenilenme hızı 4 yıla indi. Acaba bunun bir toplum, bir ülke yönetmede taşıdığı anlam nedir?

***

Önceki yazılarımızda, kalkınma görelidir, demiştik. Küçülen, küreselleşen yani etkileşimin her alanda müthiş bir hızlı arttığı dünyada bu görelilik çok daha belirginleşti. Bugünün dünyasında kalkınmanın belirleyici unsurları, devingenlik ve refah olanaklarının sürekli geliştirilmesidir.

Bu gelişmenin altyapısını döşeyen bilimsel ve teknolojik gelişmelerdir. Kalkınma motorunun kullandığı bilimsel ve teknik bilginin eskime veya yenilenme hızının ortalama 4 yıla düştüğünü belirtirsek devingenliğin sırrı anlaşılmış ve nedeni çözülmüş olur.

“Bilginin eskime hızının 4 yıla düşmesi ne demek” diye sormayan ve bunu merak bile etmeyen politikacı, toplumsal hayatı her yönüyle yönetmeye soyunan bir bürokrat ve bilginin 4 yılda eskidiği gerçeğini dikkate almayan bir devlet yapısı ve yönetimi, (bir şirket ve şirket yönetimi de) hiçbir şey yapamaz. Toplum ve yönetim durağanlaşır ve insanların gereksinimlerine yanıt veremez.

***

Bilimsel ve teknolojik bilginin 4 yılda eskimesi, kurduğunuz düzenin sürekli geliştirilmesini ve değiştirilmesini şart koşar. Yeni bilgiyi alıp bünyesine katabilecek açık ve istekli bir yapısal sistemin zorunluluğunu anlatır.

Bilimsel ve teknolojik bilginin 4 yılda eskimesi, toplumun istek ve ihtiyaçlarının arttığını anlatır. Çünkü kalkınmanın göreli ve referanslı olduğu bir dünyada küresel, toplumsal etkileşimi önleyemezsiniz.

Bilimsel ve teknolojik bilginin 4 yılda eskimesi, küreselleşen dünyada tek yanlı bağımlılığa düşmemek ve karşılıklı bağımlılık dengelerini oluşturmak zorunluluğunu anlatır. Çünkü küreselleşme, ekonomik ve diğer kültürel değerler olarak, egemen olarak buldozer gibi gelip ezerek geçtiği bir dünya yaratmaktadır.

Bilimsel ve teknolojik bilginin 4 yılda eskimesi, eğitim öğretim sistemini, üniversiteni, sanayini bu yeni duruma göre yeniden yapılandırman gerektiğini söyler.

Bilimsel ve teknolojik bilginin 4 yılda eskimesi, bilimsel ve teknolojik bilgi üretmeni şart koşar. Yoksa, bu bilgiyi üretenlerin dört yılda bir eskittiği bilgiyi durmadan size kakalayacaklar ve aranızdaki mesafe durmadan artacaktır.

Bilimsel ve teknolojik bilginin 4 yılda eskimesi, eğer kalkınma ve ileri ülkeleri yakalama gibi bir hedefiniz varsa, sizin bilim ve teknoloji üreten ülke olmanızı gerektirecektir...

Türkiye’ye bakınca, bugünkü koşullar devam ettiği sürece Türkiye’nin neden kalkınamayacağını, (yani örneğin kişi başına milli geliri 15 bin doları aşmış ileri ülkeler arasına giremeyeceğini) görmek için kör olmak bile gerekmiyor.

***

Güncel not: Yukarıda size, 26 Nisan 2000 tarihinde altı dizilik Türkiye Kalkınamaz-3 başlıklı yazımın, yer darlığı nedeniyle biraz kısaltılmış biçimini sunuyorum. Sayın Sezer’den beklenen hukuk mucizesi gerçekleşmediği gibi (çünkü ülkeyi seçilmiş siyasiler yönetiyor), ülkenin kalkınmasının temel taşlarını döşeyecek “mucize” kadro da gelmedi. 23 yıl geçti, Türkiye bir guguk devleti oldu, pek çok bakımdan toplumsal ve kültürel anlamda geriledi, tarihinde yaşamadığı bir ekonomik çöküş ve yoksullaşma ile karşı karşıya kaldı... Ülkeyi toplumu bu kara talihten kurtaracak bugünkü siyasi kadrolar içinde pırıltı gören var mı?

Yazarın Son Yazıları

Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025
Ülkeyi, ekonomiyi altın alanlar mı batırdı... Belirsizlikler dorukta

İktidarın gözü milletin altınlarında...

Devamını Oku
07.10.2025
Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kimse yanılsamaya kapılmasın

Meclis’in açılış resepsiyonunda cumhurbaşkanının iyi bir halkla ilişkiler girişimi ile siyasi parti liderlerini davet ederek verdiği gülücüklerle dolu toplu fotoğraf en önemli tartışma konusu oldu.

Devamını Oku
05.10.2025
Nobel Barış Ödülü merakı ile boşa koşan adam

Netahyahu-Trump’ın baş başa hazırladığı plan kime yarar...

Devamını Oku
02.10.2025
Büyük yoksullaşma ve çöküşün anatomisinden paylaşımlar

Ülkede hiç bu kadar büyük yoksul kitleler ve giderek daha az sayıda büyük zenginler yaratılmamıştı.

Devamını Oku
30.09.2025
ABD karşısında tarih boyunca hep kaybettik, çünkü...

Çok şey konuşuldu cumhurbaşkanının ABD ziyareti üzerine.

Devamını Oku
29.09.2025
Tunç’un bağımsız tarafsız yargısı Gökçeklere neden işlemiyor?

Haftada birkaç kez her ciddi karın ağrısı hukuk olayı ortaya çıktığında, “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsız ve tarafsızdır...

Devamını Oku
28.09.2025
İptalciler mi daha hukuksuz, AKP yargısı mı... Ve yarı hiyerarşisine reddiye

Dün komik olaylar yaşandı.

Devamını Oku
25.09.2025
Kongre gri alanları ve operasyonel sözde muhalefeti bitirdi

Hukuku, yargıyı tamamen elinde tutan, yargıçları mahkemeleri atayan, farklı karar veren mahkemeleri dağıtan, dahası beğenmediği yargıçları üstelik rütbesini düşürerek sürgüne gönderen, AKP’li avukatları yargıç yaparak İstanbul’da CHP 38. kongresini iptal ettirerek üstelik onlara mutlak butlan (kongreyi yok sayma) kararı aldırmaya çalışan iktidar değil, sanki bizzat CHP’nin kendisi...

Devamını Oku
22.09.2025
Temiz bir iktidar hayal değil, bu ülke bunu çoktan hak etmiştir

Anlamakta zorluk çekiyorum.

Devamını Oku
21.09.2025
Devlet partisi belediyeleri tuzakla ele geçiriyor: İkinci aşama

İsmail (Saymaz) iyi slogan üretti: “Ya AKP rozeti takacaksın ya da kelepçe”.

Devamını Oku
18.09.2025