Dünya gazete fotoğrafçılığının, daha doğrusu foto muhabirliğinin devlerinden büyük usta Gökşin Sipahioğlu’nu bugün sonsuzluğa uğurlayacağız.\n

Dünya gündemini oluşturmuş pek çok olayın fotoğraflarını ilk çeken, kurduğu SİPAPRESS’i fotoğraf ajansı olarak yinelenmesi zor başarılara ulaştıran Sipahioğlu, bu başarılarının anılmasından çok, Türk tarihinin karanlık sayfalarından birini oluşturan 6-7 Eylül 1955 olaylarının tahrikçisi olma suçlaması ile karşı karşıya kalmıştır.\n

***\n

“Bir deli bir kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz” deyişinin en geçerli olduğu alan oldum bittim medyadır.\n

Gazeteciliğin kızılarak ya da hedef göstererek yapılması gerektiği kanısı, kanıtlanmış bütün kötülüklerine karşın değişmemektedir. Bunun somut örneği olan gazetecilerden biri de Sipahioğlu’dur.\n

Bu nedenle kendisi ile röportaj yapan usta foto muhabiri Abdurrahman Antakyalı’ya şöyle demiştir:\n

“Türk tarihinin en acıklı sayfalarından biridir bu. Benim en büyük korkum, ölüp gittiğimde bir leke olarak kalacak bu üstümde. Çünkü bu konuda hakkımda çok iğrenç iftiralar atıldı.”\n

***\n

Atatürk’ün evine bomba atıldığını duyuran haber, o dönemde de hükümetin resmi haber ajansı olarak kabul edilen Anadolu Ajansı tarafından verilmiş ve 6 Eylül günü saat 13’teki haber saatinde Ankara Radyosu’nda okunmuştur.\n

O yıllarda hem radyo hem de Anadolu Ajansı, Basın Yayın Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak görev yapmaktadır. Okunan haberlerin kaynağı da Anadolu Ajansı’dır. Haber programlarının “Ajans Haberleri” olarak anılmasının ana nedeni de budur.\n

***\n

“6-7 Eylül Olayları Davası” Yüksek Adalet Divanı’nın baktığı davalardan biri olarak Yassıada’da görülmüştür.\n

İlk sıralarda Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun yer aldığı toplam 11 sanık yargılanmıştır.\n

Dosya 26 Kasım 1960 tarihinde karara bağlanmış ve “Anayasayı İhlal Davası” dosyasıyla birleştirilmiştir.\n

52 sayfalık gerekçesinde tanıkların ifadeleri ile sanıkların savunmalarının özetleri ve yazılı belgelerden alıntılar değerlendirilmektedir.\n

Gerekçenin “Olaylar” başlıklı bölümünde, Londra’da Kıbrıs Görüşmeleri sürerken Yunanistan’da ve Kıbrıs’ta yaşanan saldırı ve tahrikler dile getirilmektedir. Milli Emniyet (MİT) Başkanlığı’nın 9 Eylül 1955 tarihli raporundaki “Muhtelif semtler arasındaki haberleşme bağlantıları ve ulaşımı yetersiz bir şehirde (İstanbul) birbirinden çok uzak bölgelerde gösteri ve hareketin aşağı yukarı kısa aralıklarla aynı zamanda başlayarak” diye vurgulanması, olayların İstanbul Ekspres’in haberinin etkisi ile düzenlenmediğini göstermektedir. \n

Sanıklardan İzmir Valisi Kemal Hadımlı’nın, 6 Eylül günü yayımlanan Sabah Postası ile Gece Postası gazetelerinin yorumlarını örnek göstermesi de gerekçenin bir başka ayrıntısını oluşturmaktadır.\n

Radyodan bütün Türkiye’ye duyurulmuş bir haberin, baskı sayısı çok sınırlı ve her bayide satılmayan bir gazetenin Genel Yayın Yönetmeni için suçlamaya dönüştürülmesi, örneklerini bugün de yaşadığımız haksız bir yakıştırmadır.\n

Gerekçenin ayrıntılarına eski bir yarayı kaşımamak için girmedim. Ama, Menderes’in 24 Ağustos’ta Liman Lokantası’nda yaptğı konuşma, Zorlu’nun 28 Ağustos’ta Londra’dan çektiği şifreli telgraf ile kimi belgeler, olayların anlık ve kendiliğinden çıkmamış olduğunu gösteriyor.\n

Sipahioğlu’nu bir kez daha saygıyla anıyorum.