“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.
Bu köşeyi okuyanlar hatırlayacaktır. Sahibi fiilen TSK personeli olan, her ay askerlerin maaşlarından kesilenlerle sermayesi oluşturulan OYAK’ın önceki yönetimi ile OYAK üyeleri mahkemelik olmuştu. İki tarafın da tezlerine burada yer vermiştim. OYAK üyeleri kurumun kötü yönetildiğini, bu nedenle gelirlerinin azaldığını iddia ederken OYAK’ın birkaç ay önce değişen eski yönetimi “Her şey olması gerektiği gibi” diyordu.
ÖNCE KAYIP 5 MİLYAR
Aslında kavga ekonomik ve politik. Zira OYAK, Koç Holding’den sonra Türkiye’nin en büyük sermaye kuruluşu. Yönetim kurulunu halihazırda TSK’yi yöneten komutanlar ile profesyoneller oluşturuyor.
Elbette Türkiye’nin bugünkü şartlarında, bir ayağı TSK’deki kuruluşun ülkedeki dönüşümün dışında kalması beklenemezdi. Son 10 yılda, başta TOTAL ve Sağra gibi alımlarda iktidar etkisi görüldü. Nitekim 2016 yılında hükümetin tavsiyesi ile kuruma genel müdür belirlenmişti. Üyelere dağıtılan nemanın, enflasyonu karşılama oranının eşzamanlı olarak düşmeye başlaması “OYAK, AKP etkisinin kötü sonuçlarını yaşıyor” kabulüne neden oldu.
OYAK üyelerini ayağa kaldıran olay ise OYAK Çimento Fabrikaları AŞ’nin 2023 yılında Taiwan Cement Corporation’a satışıydı. Satımın yapıldığı gün, borsada şirket hissesi 63 liradan işlem görüyordu. Ancak satış 36 liradan yapılmıştı. Askerler, bu satışla kasıtlı olarak kurumun 5 milyar lira zarara uğratıldığını savunuyordu.
Tartışma bu denli somutlaşınca olay mahkemeye taşındı. Hedef, “kayıp 5 milyar”ın görevi bırakan eski yönetimden alınıp kuruma verilmesiydi.
Peki davalarda neler oldu?
ASKERLER VE OYAK MAHKEMELİK
Şöyle anlatayım:
OYAK üyeleri OYAK’ın eski yönetimine iki ayrı mahkemede dava açtı. Biri Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, OYAK üyelerinin açtığı davayı “dosyada taraf olamayacakları” gerekçesiyle reddetti. Bu durum başka bir tartışmayı beraberinde getirdi. Zira OYAK’ın sermayesi, otuz yıl boyunca her ay askerlerin maaşlarından yapılan yüzde 10’luk kesintiydi. OYAK’ın asıl sahiplerine “Siz taraf değilsiniz” demek hem mantığa hem de yargı içtihatlarına aykırı görünüyordu. Öte yandan ikinci dava Danıştay 12. Dairesi’nde görülüyor.
Gelelim tartışma konusu olan yeni olaya.
OYAK, gelirinin bir bölümünü çeşitli kurum ve kuruluşlara bağış yaparak harcıyor. Deprem mağdurları gibi bütün ülkeyi birleştiren yardımlar OYAK üyeleri tarafından da destekleniyor. Ancak... OYAK, son dönemde politik atmosferin de etkisiyle bazı bağışlar yapıyor. İşte Danıştay’a verilen dilekçe bununla ilgili.
Şöyle özetleyeyim:
OYAK mensupları Danıştay’dan OYAK’ın bütün defterlerinin yeniden getirilerek inceleme yapmasını talep etmiş. OYAK avukatları ise OYAK’ın zaten bağımsız denetçi kuruluşlar tarafından denetlendiğini gösteren raporlarla buna itiraz etmiş.
İşte bu itiraz, askerlerin genel kurul kararları ile denetçilerin raporlarını karşılaştırmasına neden olmuş.
İKİ ŞİRKETTE 175 MİLYON FARK
Neler mi görmüşler?
Sadece iki tanesi:
-OYAK Çimento Fabrikaları AŞ’nin 29 Mart 2024 tarihli genel kurulu kararında 323 milyon 323 bin 416 TL bağış ve yardım yapıldığı belirtilirken bağımsız denetçi raporunda 477 milyon 937 bin 411 TL bağış ve yardım yapıldığı yazıyormuş.
-OYAK Yatırım Menkul Değerler AŞ’nin 29 Mart 2024 tarihli genel kurulu kararında 32 milyon 627 bin 859,51 TL bağış ve yardım yapıldığı belirtilirken bağımsız denetçi raporunda 53 milyon 760 bin 869 TL bağış yapıldığı görünüyormuş.
Sadece iki şirketin raporlarının karşılaştırılmasında bir yıl için toplamda 175 milyon 747 bin 5 liralık yardım ve bağış farkı bulunmuş. Ortaya çıkan bu farka, OYAK avukatları duruşmada yanıt verememiş. Askerler, OYAK şemsiyesinde bulunan 130’un üzerinde şirket incelenirse neler çıkar diye düşünüp OYAK’ın tüm finans belgelerinin getirtilip resmi bilirkişiler tarafından incelenmesini talep etmişler.
Bir de hayal kırıklıkları var. OYAK mensupları OYAK’ın başına “15 Temmuz kahramanı” olarak bilinen Zekai Aksakallı’nın getirilmesinden sonra Aksakallı’nın kendilerinin yanında olacağını düşünmüş. Ancak OYAK’ın mevcut yönetiminin görevlendirdiği avukatları bir anda karşılarında bulmuşlar. Bu da bir zamanlar “silah arkadaşı” bildikleri artık “holding yöneticisi” olan Aksakallı’ya sitem etmelerine neden olmuş.
65 yıllık dev OYAK belli ki birilerinin iştahını kabartıyor. Askerler havuzdaki kaçağın peşinde olsa da bu atmosferde bu mahkemelerle mümkün mü, sanmıyorum.
Sermayenin dokunulmazlığı, yalnız onu emeğiyle yaratanlara karşı uygulanan bir kuraldır.