Lingua franca
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Lingua franca

05.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Lingua franca ya da geçer dil, ortak bir dili ya da lehçeyi paylaşmayan insanların birbiriyle iletişim kurmak için kullandığı ortak dildir. Lingua francalar insan tarihi boyunca, ticari, kültürel, dini, yönetimsel veya diplomatik gereklilikler dolayısı ile gelişmiş, farklı değişik uluslardan bilimciler ve akademisyenler arasındaki iletişimi sağlamak için de kullanılmıştır.

Terimin ismi ortaçağda denizciler ve tüccarlar tarafından 11. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar konuşulmuş, Latin dili temelli bir pidgin1 olan Akdeniz Lingua Francası’ndan (Sabir)2 almıştır ve lingua franca, İtalyancada Frenk dili anlamına gelmektedir. Eğer bir dil belli bir bölgede yaşayan farklı gruplar yerine bütün dünya çapında geçer dil statüsüne sahip ise dünya dili olarak adlandırılır.

Lingua francalar antik çağlardan beri var olmuştur. Latince ve Koini Yunancası, Roma İmparatorluğu ile Helen kültüründe geçer dil statüsünde konuşulmuştur. Akadca ve Aramice de Ortadoğu’da eski zamanlarda geçer dil olmuştur.

İNGİLİZCENİN ÇOĞUNLUĞUN ANADİLİ OLDUĞU BÖLGELER

İngilizcenin resmi dil olduğu ancak çoğunluğun anadili olmadığı ülkeler: Birleşik Krallık’ın kolonicilik yolu ile dünyanın büyük bir kesimi denetim altına alması, bu bölgelerde İngilizcenin yönetimde kullanılmasına yol açmıştır. Bunun sonucunda kolonicilik dönemi bitmesine karşın, pek çok yüksek etnik ve dilsel çeşitliliğe sahip eski koloni ülkesi İngilizceyi resmi dilleri olarak benimsemiştir. İngilizce aynı zamanda günümüzde bir dünya dilidir. Fransızca da benzer bir şekilde Fransız ve Belçika koloniciliği yolu ile günümüzde hâlâ Batı ve Orta Afrika ülkelerinde geçer dildir ve resmi statüye sahiptir.

Eskiden Rus İmparatorluğu veya Sovyetler Birliği’nin bir parçası olmuş veya etkisi altında kalmış Kafkaslar, Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Asya gibi bölgelerde Rusça hâlâ bir lingua francadır.

Hindustani (Hintçe-Urduca) ise Pakistan ve Kuzey Hindistan’da lingua francadır.

Özellikle Arunaçel Pradeş gibi etnik açıdan yüksek çeşitlilik gösteren bölgelerde de Hintçe, toplumun yüzde 90’ı tarafından anadilleri olmamasına karşın konuşulmaktadır. Malaycanın bir varyantı olan Endonezce ve Cavacanın ülkede daha çok konuşanı bulunmasına karşın Endonezya’nın tek resmi dilidir. Türkçe, Osmanlı yönetimi boyunca Anadolu ve Balkanlar başta olmak üzere Osmanlı topraklarında lingua franca görevi görmüştür. Farsça ise İran’da bulunan çeşitli azınlıklar arasında iletişimin sağlanmasında rol oynar.

Svahili Doğu Afrika’daki Bantular arasında 18. yüzyıl civarında yayılmış, kolonicilerin bu dili yönetim dili seçmesi ile de güçlenerek bölgede geçer dil statüsünü korumuştur. Hausa dili de Batı Afrika ve Kuzey Nijerya’daki çeşitli farklı etnik gruplara mensup bireylerin birbirleri ile iletişimine olanak tanıdığı için bir lingua franca olarak nitelendirilebilir.

Anadolu’da MÖ 2 bin yılda çivi yazısı ile yazılan ve Hint-Avrupa dil ailesinin en eski dili olan Hititçe ülke topraklarındaki en eski dillerden kabul edilmektedir. Ayrıca Anadolu tarihinde konuşulan diğer diller arasında Luvice, Palaca, Lidce ve Luvi grubunda bulunan Likçe, Lidca ve Milyanca bulunmaktadır.

Türkiye’nin günümüz sınırları içerisinde tarihsel olarak birçok ölü dil ve konuşulan diller bulunmaktadır. MÖ 2 bin yılda çivi yazısı ile yazılan ve Hint-Avrupa dil ailesinin en eski dili olan Hititçe ülke topraklarındaki en eski dillerden kabul edilmektedir. Ayrıca Anadolu tarihinde konuşulan diğer diller arasında Luvice, Palaca, Lidce ve Luvi grubundan Likçe, Lidca ve Milyanca bulunmaktadır. Ancak bu diller belli bir tarihsel dönemde Grekleşmesi ya da Helenleştirme sonucu bölgedeki Yunanca ve lehçelerinin azınlıkların asimilasyon (özümlenme) olması sonucu bu dillerin öldüğüne inanılıyor. Bölgede kurulan Urartu Krallığı tarafından MÖ 9. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar kullanılmıştır.

RESMİ DİL

Türkiye Cumhuriyeti’nde anayasanın üçüncü maddesi uyarınca yalnızca Türkçe resmi dil olarak geçmektedir. Türkçe ülkede kullanılan, konuşulan, yazılan resmi dildir. Devlet daireleri, mahkemeler, Meclis ve diğer kamu kurumlarında anayasa hükmünce Türkçe kullanılmakta olup herhangi bir başka dilin anayasada belirtilmemesi nedeniyle konuşulması yasaktır.

EĞİTİM 

Türkiye’de eğitim ve öğretim kurumlarında anadil olarak yalnızca Türkçe öğretilmektedir. Ayrıca anayasanın 42. maddesi ile Türkçe dışında Türkiye vatandaşlarına anadil olarak başka herhangi bir dil öğretilemez fıkrası her düzeyde eğitim dilinin Türkçe olduğunu resmileştirmektedir. Azınlık-bölgesel diller ülkedeki eğitim kurumlarında yalnızca seçmeli ders düzeyinde öğretilirken ülkedeki eğitim ve öğretim kurumlarının genelinde yabancı dil olarak başlıca İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça dilleri öğretilmektedir.

Sonuç olarak: Kürtçü çevrelerinin kendi dillerinin bir anayasal ya da yasal hak olarak dayatılması, öğretimde ikinci dil olması iddiası bu bağlamda değerlendirilmelidir. Böyle bir şey ancak Türkiye’nin üniter ulus devlet niteliği yitirmesi sonucu olabilir.

1 Herhangi iki dilin kabaca karıştırılıp konuşulmasına pidgin denir. Genelde ilk kuşak göçmenlerde ve çocuklarında görülür. Sadece Uzakdoğu ve İngilizce için.

2 Akdeniz havzasında konuşulan Arapça, Fransızca, İspanyolca ve İtalyancanın da içinde bulunduğu bir jargon.

İlgili Konular: #resmi dil

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025