Özdemir İnce

Sosyal devlet ve konut sorunu

26 Haziran 2022 Pazar

Türkiye Cumhuriyeti’nin yürürlükte olan anayasasının 2. maddesini ezberden söyleyelim: “Türkiye Cumhuriyeti, (...) demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”

Türkiye Cumhuriyeti nasıl bir devlettir diye soralım:

Cevap: Bir hukuk devletidir.

Bu hukuk devletinin özellikleri nelerdir?

Cevap: Demokratik, laik ve sosyal bir devlettir.

Başka anayasalarda da “sosyal”lik ilkesi var mı bilmem ama bizimkine ilham veren 1958 Fransız Anayasası’nda var: “La France est une République indivisible, laïque, démocratique et sociale.”

Uygarlık’ın ölçülerinden biri de dilde kullanılan sözcüklerin anlam birliğine sahip olmasıdır. Yani demokrasi herkesin canının istediğini yaptığı serbestiyet rejimi değildir. Laiklik de allahsızlık, dinsizlik, kitapsızlık anlamına gelmez. Sözü anayasadaki “sosyal” sözcüğüne getirmek istiyorum. Sosyal Sigortalar’daki “sosyal”in anlamı ne? Türkçedeki anlamına gelmeden önce bu sözcüğü kullanan dillerde ondan türeyen sözcük ve kavramları anımsayalım: Sosyalist, sosyalizm, sosyal demokrasi, sosyal adalet... Demek oluyor ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti eğer bir “sosyal hukuk” devleti ise doğal olarak sosyal adalet ilkeli, sosyalizme açık sosyal demokrat bir hukuk devletidir. Peki nedir şu “sosyal”in anlamı?

Sosyal (Social): Toplumsal, topluma ait, kamusal, kamuya ait; toplum katmanları arasındaki ilişkilere değin, tecimsel (ticari) ilişkilere ait olan şey.

Biraz kapsamlı düşünecek olursak “sosyal”in “halkla ilgili, halka ait” anlamını içerdiğini görürüz. Demek ki bir sosyal devlet “bir halk devleti”dir. Sosyal bir devletin, bir halk devletinin amacı toplum içinde “sosyal adalet”i sağlamaktır. “Sosyal adalet, toplumun bir üyesi olarak kabul edilen bireylerle toplum arasındaki sosyal ilişkilerin ortaklaşa iyinin gerçekleştirilmesi amacıyla düzenlenmesine verilen addır. Asgari ücret kavramını ilk kez kullanan John A. Ryan tarafından tanımlanmıştır”. (Vikipedi) 

Bu uzun girişten sonra sözü Naslı Faiz kuramıyla ekonomide devrim yapan AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “ev müjdesi”ne getirmek istiyorum. Buna göre, 2 milyon lira değerindeki bir ev 10 yıl vade ve ayda 28 bin 555 lira taksitle alınabilecek(miş)... 2 milyon liran varsa parayı trink bastırıp evi alabilirsin ama paran yoksa bir bankaya gideceksin, 2 milyon lira kredi alacaksın amma velakin ayda 28 bin lira taksit ödeyeceksin... İyi mi? Bunun yanıtını halk çoktan vermiştir: “Ula ben hadımım deyom sen benden erkek uşak istiyon!”

ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK 

24 karat Müslüman AKP genel başkanının verdiği müjdeye bakın! Ayda 28 bin lira taksit ödemek üzere ev alan vatandaş bu evi 28 bin liraya kiraya verebilir mi? Veremez. Araştırma yaptım aylık kazanç ortalaması Türkiye’de 4 bin 749.7 TL. imiş... N’olacak şimdi? İslamın sosyal adaleti “tesis” ettiğine inanan 24 karat bir Müslüman halka böyle havai bir müjde verebilir mi?  Veremez ama o müjdeyi aylık geliri ortalama 5 bin lira olana değil, 50 bin lira olana veriyor.

Doğru oturup doğru konuşalım: Sosyal bir devletin, yani halkçı bir devletin “hükümeti” yoksul halkını bankaya göndermez. Toki’sine “sosyal konut” yaptırır ama halka taksitle satmaz, gelire orantılı olarak kiraya verir. Zaten böyle bir girişim “sosyal devlet”in içerik tanımında var. Demek ki zorunluluk. Bildiğim kadarıyla bu yöntemi uygulayan ülkeler var: Türlü nedenlerle mülkiyesi kamuya ait konutları kiraya veriyorlar. Ama kesinlikle bildiğim bir şey var: Japonya’da sanayi şirketlerinin çalışanlarına konut sağlaması zorunlu...

Bu konuda yazacaklarım bundan ibaret: Soruna bir de “sosyal devlet” açısından bakın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları