Sosyalist Hüseyin Hilmi
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Sosyalist Hüseyin Hilmi

15.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Jean Jaurès’i yazdıktan sonra sosyalist Hüseyin Hilmi’yi yazmamak olmaz. Hüseyin Hilmi Bey sosyalist olduktan sonra ta Paris’e giderek Jean Jaurès’le buluşmuş ve ondan icazet almıştır.

Hüseyin Hilmi veya İştirakçi Hilmi (1885? İzmir-16 Kasım 1922, İstanbul), Türk sosyalist siyasetçi. Osmanlı Sosyalist Fırkası ve Türkiye Sosyalist Fırkası’nın kurucusu ve genel başkanı. Osmanlı İmparatorluğu’nda sosyalizm düşüncesinde öne çıkan isimlerden biridir.

Hüseyin Hilmi’nin hangi yıl doğduğu tam olarak doğrulanamasa da İzmir’de doğduğu bilinmektedir. Gençlik yıllarında babasından miras kalan evi satarak Romanya’ya gittiği ve buradaki sol hareketten etkilenerek sol siyaset ile ilgilenmeye başladığı biliniyor.

1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonraki görece özgürlük ortamında sol ve sosyalist fikirleri savunan İştirak dergisini çıkarmaya başladı. İlk sayısı 26 Şubat 1909 yılında çıkan derginin ömrü kısa süreli oldu ve siyasi gerekçelerle 2 Eylül 1910 tarihinde kapatıldı. Dergi 1912 yılında tekrar açıldı ve Hüseyin Hilmi Bey ile o kadar özdeşleşti ki Hilmi Bey artık İştirakçi Hilmi olarak tanındı.

15 Eylül 1910 yılında Osmanlı Sosyalist Fırkası kurulduğunda partinin önde gelen isimleri arasında yer aldı. Partinin ülkedeki örgütü güçlü olmasa da Meclisi Mebusan’a temsilci gönderemese de uluslararası örgütlerle temas halinde idi ve II. Enternasyonal üyesiydi. Hilmi, 1913 yılında Mahmut Şevket Paşa suikastının ardından İttihat ve Terakki tarafından başlatılan muhalefete yönelik tasfiye sonucunda Sinop’a sürüldü. I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar sürgünde kaldı ve 1918 sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi’ni izleyen günlerde İstanbul’a döndü.

1919’un şubat ayında İstanbul’da Türkiye Sosyalist Fırkası’nı kurdu. Partinin programı ve söylemi önceki partiye göre daha soldadır. Parti 1920 yılı içinde yoğun bir örgütlenme içinde bulundu ve özellikle İstanbul’daki tersane ve tramvay işçileri arasında yoğun olarak örgütlendi. Parti için en görkemli olay 1921 yılında işgal altındaki İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarını büyük bir işçi toplamıyla gerçekleştirmesi oldu. İşgal kuvvetlerinin engelleme girişimlerine rağmen gerçekleştirilen görkemli eylem gelecekteki işçi mücadelesi için ciddi etkiler bıraktı. Parti 1922 1 Mayıs’ına bu sefer yeni kurulan farklı örgütlerle birlikte katıldı ancak güç kaybetmeye başladı ve üye sayısında ciddi azalma yaşandı.

Hilmi Bey, 15 Kasım 1922 gecesi Kalkandereli Ali Haydar isimli bir polis tarafından vurularak öldürüldü. Ali Haydar, Hilmi’yi öldürdükten sonra elinde cinayet silahıyla kaçmaya çalışırken silah sesini duyup bölgeye gelen iki bekçi tarafından yakalandı. Ali Haydar yakalandığında verdiği ifadede Hilmi Bey ile birlikte barhanede içtiklerini, daha eğlence mekânına gitmek için tramvaya bindiklerini söyledi. Olay yerine geldiklerinde Hilmi Bey’in sarhoşluk etkisi sonucu kendisine cinsel sarkıntılık yaptığını, bu yüzden kendi namusunu korumak için Hilmi Bey’i öldürdüğünü söyledi ama sonradan ifadesini birtakım kişiler tarafından karanlıkta açılan ateş sonucu öldürüldüğü yönünde değiştirdi. Yargılanıp ceza aldığı bilinmekle birlikte sonradan cezasında indirim uygulandığı ya da salıverilip verilmediği bilinmemektedir.

Hüseyin Hilmi’nin ölümünün ardındaki gerçekler aydınlatılamamış olsa da faili meçhul şekilde devlet eliyle öldürülmüş olduğu (özellikle de polis şefinin azmettirdiği/emir verdiği iddia edilmiştir) kabul edilmektedir.

İştirakçi Hilmi ile ilgili yorumlar çok çeşitlidir. Modern sol siyaset üzerine yazan yazarlardan Mete Tunçay, Fethi Tevetoğlu, Aclan Sayılgan ve Yalçın Küçük, Bezmi Nusret Kaygusuz, Hilmi’yi geçimini soldan sağlayan, derbeder bir kişi olarak resmetmişler ve Baha Tevfik’in elinde adeta bir kukla olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ayrıca fikirlerinin sosyalizan değil sadece ilerici sayılabileceğini iddia ederek liberal bir aydın olarak tanımlamışlardır. Ayrıca genel olarak kabul edilen bir varsayıma dayanan yorumlarda Osmanlı İmparatorluğu’nda o dönemde işçi sınıfı bulunmadığından işçi sınıf ideolojisi olan sosyalizmin de olamayacağı belirtilerek sosyalist bir partinin kurulması dayatmacılık ve maceracılık olarak hor görülmüştür.

Ancak Hilmi yayınlarında bu savların tersine, gerçekleştirdiği işçi örgütlenmesiyle ciddiye alınması gerektiğini göstermiştir. Kurulmasına öncülük ettiği işçi örgütlerinin kuruldukları işkollarında ileride çok güçlü sınıf hareketi geliştirecek kaynaklar vardır. Hilmi sosyalizme dair fikirlerini mütareke döneminde yayımladığı İdrak isimli gazetedeki seri yazılarda açıklamıştır. “Sosyalizm Nedir?” yazı dizisi Marksist literatürü Türkçeye çevirme girişiminin başlangıcıdır. Ülkedeki kapitalist sistemi eleştiren Hilmi, işçi hayatı, sermaye ve saltanat ilişkileri gibi konulara eğilir. O dönemdeki milliyetler meselesinde halkların bir arada yaşamasını savunur, reji idaresini eleştirir:

“İşçinin, uykusundan, rahatından hatta hayatından her gün zerre zerre çalarak gayri meşru servet yığanlara karşı gayet meşru ve son derece hukuki olarak greve giden bir işçi nasıl anarşist veya mikrop olabilir?”

Sosyalist Hilmi Bey hafife alınamayacak, çabalarına saygı duyulması gereken bir kişiliktir.

İlgili Konular: #sosyalist

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025