Özdemir İnce

Suriyeliler ve Binali Yıldırım

17 Mayıs 2022 Salı

Son günlerde okuduğum gazetelerden birinde AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım’ın “Suriyeliler ülkelerinde barış olunca ülkelerine dönecekler” dediğini okumuştum. Gazeteyi bulamadım. Bunun üzerine internete başvurdum. Karşımda Sol Haber Merkezi’nde (04.05.2022) bir başka haber buldum: 

“Binali Yıldırım,‘Kafkaslar’da, Ortaoğu’da, Kuzey Afrika’da, Orta Asya’da ve Balkanlar’da yaşayan 1.5 milyar din kardeşimizin sorumluluğu da bize ait’ dedi.

AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Erzincan’da düzenlenen bayramlaşma programına katıldı. Kentte açıklamalar yapan Yıldırım, ‘Türkiye’nin zor bir coğrafyada yer aldığını’ söyledi.

Yıldırım, İbn-i Haldun, ‘Coğrafya kaderdir’’ demiş. Bu coğrafya bizim kaderimiz. Bu coğrafyada sadece 85 milyonun sorumluluğunu taşımıyoruz. Ayrıca Kafkaslar’da, Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Orta Asya’’da ve Balkanlar’da yaşayan 1.5 milyar din kardeşimizin sorumluluğu da bize ait. Onun için bu topraklarda güçlü olmaktan başka çaremiz yok’ diye konuştu.”

Hürriyet;mso-spacerun:yes’> aynı Binali Yıldırım, mültecilere geçici statü verildiğini, ülkelerinde düzen sağlandığı zaman Suriyelilerin geri gideceklerini belirtmiş, İstanbul’un asayişini korumak konusunda  kesin konuşan Yıldırım, şunları söylemiş: 

“Açıkça söylüyorum, isterseniz şu sözümü manşet yapın. Bu insanlar bizim misafirimizdir. Ancak kuralları biz koyarız. Bir güvenlik problem oluştururlarsa, İstanbullunun huzurunu herhangi bir yerde, herhangi bir ilçede veya mahallede bozan olursa hemen kulaklarından tutar göndeririz. Yani bu konuda en ufak bir müsamahamız yok. Yani, tabiri caizse dağdan gelip bağdakini kovacak bir pozisyona girmelerine asla izin vermeyiz.” (Akit, 26.3.2019) 

Bu AKP’liler böyledir, dün söylediklerinin bugün tersini söylerler. Suriyeli sorunu bugünkü kadar azgın olmadığı üç yıl önce “Kulaklarından tutar atarız” derken, bugün, dünyada yaşayan “1.5 milyar din kardeşimizin sorumluluğu da bize ait” demekte. Böyle söyleyen Binali Yıldırım, kendi adına mı yoksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına mı konuşmaktadır. AKP adına, AKP hükümeti adına konuştuğu belli. Devlet adına konuşması için ortada bir TBMM kararı olması gerek. İsteseler ortakları MHP ile birlikte “Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1.5 milyar Müslümandan sorumludur” diye bir kanun çıkarabilirler. Ama İslam Konferansı Örgütü’ne üye 57 ülke var. 57 ülkeyi bir yana bırakalım en azından İran, Pakistan, Suriye, Suudi Arabistan, Yemen, Mısır, Libya, Cezayir, Tunus, Fas böyle kabadayılığı kabul ederler mi? Ertesi gün hepsi ifadesini anlmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi’ni ilgili makama çağırır. 

Binali Yıldırım belki bir İslam ümmetinden, AKP Türkiyesi’nin (Osmanlı’da olduğu gibi) olası halifelik hülyasından söz edecektir ama bunu hele bir ağzına alsın dünya başına yıkılır.  Çünkü ulus devletler döneminde “İslam Ümmeti” diye bir şey yoktur. Hayaldir! 

Suriye ile Türkiye’nin ilişkileri böyle sürdükçe, AKP hükümeti Suriye ile resmen barışmadıkça hiçbir Suriyeli kendi gönlüyle geri dönmez. Beşşar Esad’ın, suç işlememiş olan herkesin ülkesine dönebileceğine dair kaç kez af ilan etmesine karşın Suriyeliler neden ülkelerine dönmüyor ? Beşşar Esad “cellat”mış, güvenilmezmiş... Boş laf... Eğer gizli bir hesabınız yoksa, adamla masaya  oturup güzel güzel pazarlık edip bir barış anlaşması imzalarsınız. Sonra da biriket evleri yoksul halkınız için yaparsınız. Ama gizli bir hesabınız yoksa! Suriyelileri ülkelerine geri göndermedikçe böyle bir suçlamadan asla kurtulamazsınız...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları