Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kissinger 100 yaşında öldü! 2
Yalnız günümüzde değil, 20. yüzyılda, çeşitli zamanlarda Türkiye ile ABD arasında ciddi gerilimler yaşandı!
Bu gerilimlerin nedenlerinden biri de Kıbrıs’tır!
Kıbrıs sorunundan kaynaklanan gerilimlerden biri de Henry Kissinger’ın “dışişleri bakanı” olmasından önce başladı!
***
ABD’nin, NATO’nun güney kanadındaki önemli dostu Türkiye’ye karşı “silah ambargosu” başlatması, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine ve Türkiye’nin Amerikan üslerini kapatarak tepki vermesine neden oldu!
Kissinger ve ABD Başkanı Gerald Ford, Türkiye’ye “ambargo uygulanmasına” karşı çıkarken “bu adımın NATO ittifakını zayıflatacağı ve Amerikan üslerinin varlığını tehlikeye atacağı” tezini savundular.
Kongre’nin aldığı ilk ambargo kararlarını veto eden Başkan Ford, baskıların artması üzerine, Aralık 1974’te “Türkiye’ye silah satışı ve askeri yardımların durdurulmasını içeren yasayı” onadı.
KISSINGER ANKARA’DA...
Kongre’nin ambargo kararı üzerine Kissinger, Ankara’ya geldi, Başbakan Süleyman Demirel’den, “Amerikan üslerinin kapanmamasını” rica etti ancak bu istek kabul görmedi!
Başbakan Demirel de iki ülke arasındaki “Savunma İşbirliği Anlaşması”nı feshetti ve “üsleri kapattığını” açıkladı! Karşılıklı bu tepkiler ve uygulamalar, bir diplomasi muhabiri olarak meslek yaşamımın en heyecanlı, en gerilimli günleri idi!
Ambargoya karşı açık tutum alan Kissinger, dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ile yakın işbirliği içinde “Türk-Amerikan askeri işbirliğinin” yeniden başlatılması için çalışmalarda da bulundu.
Kissinger ve Çağlayangil, 1976’da “Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması”nı (SEİA) imzalayıp “silah ambargosunun kaldırılması ve karşılığında üslerin yeniden ABD tarafından kullanılmasının” önünü açmak istediler.
Ancak bu girişim, Kongre’ye takıldı! Ambargonun tamamen kalkması, ancak Kissinger’dan sonra 1978 yılında gerçekleşti!
***
Kissinger, 1973-1977 yılları arasında yaptığı “dışişleri bakanlığı” görevi sırasında, Kıbrıs bunalımı ve bunun Türk-Amerikan ilişkilerine yansımalarını yönetmek durumunda kaldı! Ne yazık ki gerçekleşemedi!
Türkiye’yi önemli bir NATO ortağı olarak gören Kissinger, Kıbrıs’a askeri müdahale nedeniyle Kongre’nin “silah ambargosu” uygulamasına da karşı çıkmış ama önleyememişti!
1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Kıbrıslı Rum Cumhurbaşkanı Makaryos’un (Mihail Hristodulu Muskos veya III. Makarios) anayasada değişiklik yapmak istemesi ve buna Kıbrıslı Türklerin karşı çıkmasıyla başlayan gerilim, 1963 sonunda toplumlararası çatışmaya dönüştü!
Kıbrıslı Türkler idari ve siyasal yaşamdan çekilirken sorun Birleşmiş Milletler’e taşınmıştı.
JOHNSON MEKTUBU DÖNEMİ
ABD’nin o dönemki Başkanı Lyndon B. Johnson, Başbakan İsmet İnönü’ye 1964 Haziran’ında gönderdiği sert mektupta, Türkiye’nin askeri müdahalede bulunması halinde, olası bir Sovyet saldırısı durumunda NATO’dan destek alamayacağı uyarısında bulunmuştu!
Türkiye’de “Johnson Mektubu” olarak bilinen bu olumsuz olay, Türk-Amerikan ilişkilerinde izleyen yıllarda da etkisini göstermeye devam etmişti.
Kissinger, Amerikan siyasi tarihinin en önemli bunalımlarından biri olan Vatergate sürecinde, ABD dışişleri bakanlığı görevine başladı...
Anılarında belirttiği gibi, Vashington’u altüst eden ve sonunda Richard Nikson’un istifasına neden olan bunalım, Amerikan dış politikasının dikkatinin dağılmasına ve engellenebilecek bunalımların yaşanmasına neden oldu.
Bunların başında Kıbrıs geliyordu.
Türkiye, 1964’ten bu yana planladığı Kıbrıs askeri harekâtını tam 10 sene sonra 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirdi.
Kissinger ve Bülent Ecevit, bu süreçte hemen her gün telefonda görüştüler. İkilinin dostlukları Harvard Üniversitesi’nde başlamıştı! Kissinger, bu telefon görüşmelerinden bazılarının dökümünü anılarında kullandı.
Bu konuşmalardan bir tanesinde Ecevit, Yunan savaş gemilerinin Türk bayrağı takıp kendi aralarında Türkçe konuşarak ateşkes konusunda hile yaptıklarını söylemesi üzerine Kissinger, “Evet, sayın başbakan, Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşulan gemileri batırdığı için Türkiye’yi kimse suçlayamaz!” yanıtını vermişti!
DÜZELTME:
Geçen yazımda bir internet sitesinden alarak Bülent Ecevit’in 97 yaşında öldüğünü yazmışım; 81 olarak düzeltirim.
***
İki hafta önceki yazımla bağlantılı olarak “Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, cumhurbaşkanı yardımcısı ile aynı görüşü paylaşmadığını” bildirdi!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Colani’nin arabası
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'