Hendek patlamaları... Yeni normalde yeni toplumsal sözleşme...
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Hendek patlamaları... Yeni normalde yeni toplumsal sözleşme...

10.07.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sakarya Hendek’teki havai fişek fabrikasındaki facialar... İlki zaten peş peşe ihmalleri içeriyordu. Bedeli 7 işçinin canı oldu. 122 işçi yaralandı. Yetmedi... Patlayıcılar imha edilmeye götürülürken bu kez kamyon patladı. İmha timinden 3 asker şehit, 6 asker yaralı.

Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan hemen açıkladı. İmha öncesinde 15 gün boyunca soğutma yapılması, hatta bu işlemin köpükle gerçekleştirilmesi gerekiyormuş, yapılmamış.

Üstelik bu, aynı tesiste 2006 yılından beri yaşanan 6. ölümlü patlama...

Peş peşe bu ihmaller zincirinin tek bir açıklaması var: İşçinin hayatının, iş güvenliğinin hem patron hem de hükümet nezdinde değerinin olmadığı...

Fabrika sahibi aynı zamanda MÜSİAD Başkanı. Yani işveren derneklerinden birinin başı. Ama hemen sorumluluğu yöneticilere ve işçilere yıkabiliyor. Derneğin diğer patron üyeleri başkanlarına derhal moral yemeği düzenleyebiliyorlar... Adam, başkanlıktan istifayı aklından bile geçirmiyor.

Türkiye, iş mevzuatı açısından zengin ama denetim ve uygulama açısından fakir bir ülke. Kimya Mühendisleri Odası, hemen açıklamasını yapıyor ve sıralıyor patlayıcılar ile ilgili çalışmalarda uyulması gereken mevzuatı:

- 4857 Sayılı İş Kanunu

- 6269 Sayılı Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanun

- 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

- Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik (BEKRA) ve daha bir sürü kanun ve yönetmelik..

Belli ki ne bunlara uyulmuş ne de gerekli denetimler yapılmış, cezalar kesilmiş.. Her şey allahlık...

Tıpkı maden ocaklarında yaşanan iş cinayeti gibi kazalar, tıpkı bir dönem tersanelerde yaşanan ölümlü kazalar gibi...

Sistem, çarkların ne pahasına olursa olsun dönmesi üzerine kurulu olduğunda;

Sistem, kanunsuzlukları dillendiren sesleri “düşman” olarak görüp onları bastırmak üzerine kurgulu olduğunda;

Sistem, emekçinin pazarlık gücünü düşürmek üzerine yapılandırıldığında;

Tüm bunların yaşanması da normal...

Kamu yararını korumak için kurulmuş olan baroları, odaları bölmek, işlevsizleştirmek.. Tam da bunun bir parçası...

Yeni normalde yeni bir sözleşme mümkün mü?

Peki... Dillerde yeni normal.. “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” söylemi ısıtılıp ısıtılıp sofraya sürülüyor.

Yeni normal, COVID-19 pandemisi ile geldi. İşten çıkarmalarla, eşitsizliğin ve yoksulluğun artması ile tuttuğu yolu ilerliyor.

Öte yandan tüm bunlar yeni bir toplumsal sözleşme ihtiyacını da gözler önüne seriyor. Aman yanlış anlamayın; biz halkların değil asıl kapitalizmin belini biraz doğrultup eski gücünü kazanması için gerekiyor bu. Zaten daha pandemi öncesinde bile Davos camiasında “kapitalizme küresel olarak yeniden format atılması gerektiği” dillendirilmeye başlanmıştı: İşgücünün yeni teknolojilere adaptasyonu, eğitim politikalarının yeniden şekillendirilmesi, sosyal güvencenin ve sosyal korumaların artırılması...

Özetle; işverenler ve hükümetler eliyle çalışanlarının refah düzeylerini artırıcı koşulların yaratıldığı “iyi işletmeler, iyi işler”.

Bunların olmamasının hayli yüksek siyasi ve sosyal maliyetlerinin olduğu artık biliniyor. Üstelik parçalanmış aileler, madde bağımlılığının artması, suç oranlarındaki yükseliş, kurumlara ve hükümetlere güvenin azalması, kutuplaşmaların, popülist milliyetçiliklerin artması gibi çok önemli başka sonuçları da var.

Dani Rodrik ne diyor?

Prof. Dani Rodrik’in önemli bir uyarısı var: Ürettiklerimiz, onları nasıl ürettiğimiz ve bu kararlarda kimlerin söz sahibi olduğu... Bu üçlüyü yeniden masaya yatırmalı ve değiştirmeliyiz. Bunu yaparken iklim değişikliğini de hesaba katmalıyız.

Yeni ekonomik düzenin dinamikleri, “nitelikli işgücü, iyi altyapı, çevreci ve adil bir ekosistem” olmalı. Yeni strateji öncelikle “Büyüme odaklı politikalar mı? Sosyal politikalar mı?” ikileminden arındırılmış olmalı. Çünkü biri diğerinin alternatifi değil. Ekonomik büyüme, oyunun taşlarını sadece “dar bir seçkin gruba” dağıtarak sınırlandırmak yerine, daha küçük firmalar ve üretken inovatif fırsatlar için ortamların yaratılması ile daha hızlandırılabilir.

O zaman şu soruyu ortaya atalım: Tüm bunlar neden asla ve asla tartışılmıyor?

Yazarın Son Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025
‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

Devamını Oku
21.02.2025