Uyanış...
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Uyanış...

04.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP iktidarının devletin tüm güçlerini -yargıdan polise, RTÜK’ten medyaya kadar- kendisine muhalif sesleri bastırmak için seferber etmesinin, sonunda toplumsal bir isyana yol açması kaçınılmazdı. Demokratik değerlerin sistematik biçimde aşındığı bu dönemde fitili ateşleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi saiklerle hedef alınarak tutuklanması oldu. İmamoğlu olmasaydı başka bir neden illa olacaktı. Zira toplumun sabır sınırı çoktan aşılmıştı.

Adını “uyanış” koyalım. Toplumun kendi kaderine sahip çıkmasını zorunlu kılan bir dönemin içine girdik çünkü. Tam da bu noktada üniversiteli gençlerin öncülüğünde başlatılan tüketim boykotu, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve anayasal bir direniş biçimi olarak tarih sahnesine çıkıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla büyüyen bu boykot, “Devletin gerçek sahibi millettir” anlayışını yeniden gündeme taşıyor. Türkiye’nin dört bir yanında insanlar, tüketimden gelen güçlerini kullanarak otoriterliğe karşı meşru ve yaratıcı bir yurttaşlık tavrı geliştiriyor. Bu, pasif bir isyan değil, doğrudan anayasa ile güvence altına alınmış bir hak.

BOYKOT BİR HAK MI, SUÇ MU?

Türkiye anayasasının 26. maddesi ifade özgürlüğünü, 34. maddesi ise toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını tanır. Anayasa Mahkemesi’nin Gezi Parkı kararları, bu tür barışçıl protestoların anayasal koruma altında olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Bu çerçevede tüketim boykotu, ne radikal ne de yasadışıdır; bilakis, demokrasinin en temel araçlarından biridir.

TARİHSEL OLARAK DİRENİŞİN EKONOMİSİ

Mahatma Gandi’nin İngiliz tuz tekeline karşı başlattığı boykot, Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde bir dönüm noktasıydı. Türkiye’deki gençlerin başlattığı bu yeni boykot dalgası da benzer bir direniş kültürünü canlandırıyor. Çünkü direniş artık yalnızca sokaklarda değil, market raflarında, sosyal medya etkileşimlerinde ve bireysel tercihlerde yaşanıyor. Harcamamak, bir siyasi duruştur.

GENÇLİĞİN POLİTİK ROLÜ: YENİ BİR DİL, YENİ BİR SİYASET

Slavoj Zizek’in “yeni protesto yüzü” olarak tanımladığı Sırbistan’daki son protesto dalgası da Türkiye’deki hareketle güçlü bir paralellik taşıyor. 1 Kasım 2024’te Novi Sad’daki bir tren garında çatının çökmesiyle başlayan protestolar, “Yolsuzluk öldürür!” sloganıyla büyüdü. Bugün, ülke genelinde 200’den fazla şehirde gençler, hükümete karşı hukukun üstünlüğü talebiyle yürüyor. Güney Sırbistan’dan Belgrad’a doğru yürüyen öğrencilere halk evlerini açıyor, belediyeler engel çıkardıkça yurttaşlar devreye giriyor. Bir kitlesel uyanış hareketi.

Birkaç yıl önce Çin’de aşırı ve adil olmayan rekabete sahip iş ekonomisine; sabah 9, akşam 9, haftanın 6 günü gibi yorucu bir çalışma düzenine ve maaşların hiçbir şeye yetememesine karşı genç yetişkinler tarafından başlatılan bir protesto hareketi olan “bai lan” hareketi örneğin. Bu ve benzeri küresel örnekler, gençliğin mevcut düzene karşı giderek daha yaratıcı, barışçıl ve etkili direniş biçimleri geliştirdiğini gösteriyor.

AMERİKA’DAN YÜKSELEN ALARM

ABD’de ise 1 Nisan’da 2 bine yakın bilim insanı, Donald Trump’ın bilim karşıtı politikalarına karşı açık bir mektup yayımladı. “Bilim susturulamaz” diyen bu bildiride, bilimsel özgürlüklerin baskı altına alınmasının halk sağlığını, ekonomiyi ve ulusal güvenliği tehdit ettiği vurgulandı. Bu açık çağrı, özgür ve akla dayalı toplumsal düzenin hâlâ savunucularının olduğunu gösteriyor.

TÜRKİYE MODEL OLABİLİR Mİ?

“Türkiye’nin gerileyen demokrasisi Trump’ın Amerika’sına model mi oluyor?” Son zamanlarda bu soru dillendiriliyor. Pekâlâ karşıt bir soru da ortaya atabiliriz: Türkiye’de demokrasi ve hak arayışına yönelik bu sivil direniş dünyaya yeni bir demokratik mücadele modeli sunabilir mi?

Sırbistan’daki gençlik hareketi ve ABD’deki bilimsel direniş gibi örneklerle birlikte okunduğunda, Türkiye’deki tüketim boykotu ve barışçıl eylemler küresel bir uyanışın parçası haline geliyor. Gençlik, yalnızca yerel bir hak arayışında değil, uluslararası bir demokrasi kültürünün yeniden inşasında aktif rol alabilir.

Hep dediğimiz gibi Türkiye bir yol ayrımında. Ya haklarına sahip çıkan, barışçıl ama kararlı bir toplum olarak demokratik değerlerini savunacak ya da sessizliğe gömülerek otoriterliğin karanlık sularında yol alacak. Gezi’den Boğaziçi’ne uzanan çizgide olduğu gibi bu yeni “uyanış” da yalnızca bir tepki değil bir gelecek tahayyülüdür. Tüketim boykotu gibi eylemler küçük ama derin sarsıntılar yaratır. Çünkü demokrasi, sadece sandıkla değil, sokağın, rafın, kampüsün, bilimin ve vicdanın sesiyle yaşar.

Yazarın Son Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025
‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

Devamını Oku
21.02.2025