Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
ABD modelini Türkiye’de uygulamak – 3
II. Dünya Savaşı’ndan dünyanın rakipsiz sanayi ihracatçısı olarak çıkan ABD’nin 1970’lerde Alman ve Japon sanayisinin rekabeti karşısında bu üstünlüğünü koruyamadığını, bu ülkelerin ihraç mallarının ABD pazarına bile nüfuz ettiğini, bu yüzden ABD ekonomisinde dış dengenin bozulduğunu ve isşizliğin arttığını, ABD yönetiminin bu sorunları çözmek için 1980’lerde siyasi gücünü kullanarak rakip ülkelere ekonomi dışı dayatmalar yaptığını önceki iki yazımda anlattım. Ancak hükümetler ABD ekonomisinin makro dengelerini kurmak için uluslararası alanda mücadele ederken böyle bir kaygısı olmayan ABD sanayi sektörü çoktan rekabet gücü kaybına kendi çözümünü üretmeye başlamıştı. ABD özel sektörü sanayi altyapısının eskiliğinin, işçi ücretlerinin yüksekliğinin ve devletin Japonya’da doğrudan (Dış Ticaret ve Sanayi Bakanlığı eliyle), Almanya’da ise dolaylı olarak (Alman bankalarının sanayi kredilerini yönlendirmek yoluyla) sanayiye verdiği desteğin ABD’de bulunmamasının yarattığı dezavantajlı ortamın kısa sürede düzelmeyeceğini gördü. Bu şirketlerin zaten birçok yabancı ülkede ticari bağlantıları, temsilcilikleri, ortaklıkları vardı. Bunlar bu kanalları kullanarak yavaş yavaş rakip ülkelerdeki şirketlere ortak olmaya, bunları satın almaya, daha sonra da oralarda yeni fabrikalar kurmaya, kısacası üretimi ABD’den yurtdışına kaydırmaya başladılar.
70’lerin sonundan başlayarak ABD’deki birçok sanayi tesisi (özellikle elektronik alanında) kapandı, birçok Amerikan şirketi ağırlıklı olarak Avrupa’daki tesislerinde üretim yapmaya başladı, bazıları da tesislerini Meksika’ya veya diğer Latin Amerika ülkelerine taşıdı. Böylece ABD’nin sanayisizleşmesi başlamış oldu.
ÇİN’İN KEŞFİ
Bu ilk dalga daha çok Japonya’nın elektronik ve Almanya’nın takım tezgâhlarındaki rekabetinden kaynaklandı. 1980’lerde ise ABD demir-çelik ve otomotiv sektörlerinin tasfiyesi hızlandı, bu süreçte kapanan yüzlerce fabrikadan, boşalan sanayi kasabalarından dolayı ABD’nin New York ve Pensilvanya’dan Michigan ve Wisconsin’e uzanan sanayi bölgesine Pas Kuşağı (Rust Belt) adı verildi. Ünlü ABD’li şarkıcı Billy Joel’un Allentown adlı bestesi, varlığını Bethlehem Steel adlı demir-çelik tesisine borçlu olan Pensilvanya’daki bu kasabanın fabrikanın kapanmasıyla çöküşünü anlatır.
1990’larda ise ABD sanayi şirketleri yeni üretim alanı olarak Çin’i keşfetti ve iğneden ipliğe her türlü üretimi Çin’e taşımaya başladı. 1990’larda ılımlı tempoyla seyreden bu süreç ABD’deki 2001 resesyonundan sonra hız kazandı, 2001-2010 arasında ABD sanayisinin Çin’e göçü sele dönüştü. Bu sürece bağlı olarak 1979 ABD’de sanayi istihdamı ve ortalama reel ücretler bakımından zirve yılı oldu. 1979’da ABD’de 19.6 milyon sanayi işçisi vardı, 2010’da bu sayı 11.5 milyona gerilemişti. ABD, Avrupa ve Japonya’nın tersine nüfusu artan bir ülke, o yüzden gerçek tabloyu görebilmek için ABD sanayi istihdamına nüfusa oran olarak bakmakta da yarar var: 1979’da yüzde 8.6 olan bu oran 2010’da yüzde 3.8’e gerilemişti.
İSTİHDAMDA SANAYİ SEKTÖRÜ
Sanayi üretiminde genel ekonomik kural verimliliğin sürekli artmasıdır. Artan verimlilik katma değerin de artması, dolayısıyla reel ücretlerin de artması demektir. Kalitesi objektif olarak ölçülemeyen hizmet sektöründe ise böyle bir süreçten söz edilemez. Dolayısıyla sanayide reel ücretler genel olarak artma eğilimindedir fakat hizmet sektöründe böyle bir genel eğilim yoktur. Bu yüzden bir ülkede istihdamda sanayi sektörünün payı sürekli azalır, buna karşılık hizmet sektörünün payı sürekli artarsa orada reel ücret artışı yavaşlar, hatta geriye gider.
1970’te ABD’de istihdamda sanayinin payı yüzde 30, hizmet sektörünün payı yüzde 60’tı. Bugün ise sanayi istihdamı toplamın sadece yüzde 10’u, hizmet sektörü istihdamı ise toplamın yüzde 80’i. Bu sürece bağlı olarak ABD’de ortalama reel ücret 1979’dan 1996’ya kadar sürekli düştü ve 17 yıl zarfında yüzde 14 geriledi. ABD’de ortalama reel ücret bugün bile 1979’daki zirvesinin yüzde 8 altında. Peki bu durumda ABD ekonomisi 1979’dan bugüne kadar nasıl büyüyebildi? Bu sorunun cevabını haftaya ele alacağım.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke