Dış borçların yapılandırılması - 1
Selim Somçağ
Son Köşe Yazıları

Dış borçların yapılandırılması - 1

01.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP iktidara geldiğinde Türkiye’nin dış borç stoku USD 132 milyardı, 2021 III. çeyrek sonunda ise USD 453 milyar oldu.

Bu borç stokunun 2021 III. çeyrek itibarıyla son dört çeyrek milli gelirine (bu milli geliri aynı dönemin ortalama kurundan dolara çevirirsek) oranı yüzde 57’dir. Bazıları bu rakamın Dünya Bankası’nın dış borçlanmada risk sınırı saydığı yüzde 60’ın altında olmasından yola çıkarak bu düzeyde dış borcun yönetilebilir olduğunu ileri sürebilir ama bu yanlış olur.

Birincisi, Türkiye’de döviz kuru istikrarsız hale geldi, dolayısıyla borç/milli gelir oranı oynaklaştı. Bu yüzden 2021 milli gelirini 2021’in ortalama kurundan dolara çevirirsek USD 807 milyar ederken bugünkü kurdan dolara çevirirsek sadece USD 488 mia ediyor. USD 453 milyarlık dış borç stokunu USD 488 milyarlık milli gelire oranladığımızda ise yüzde 93 gibi çok yüksek bir oranla karşılaşıyoruz. Gerçi kopup giden enflasyonla 2022 yılı milli geliri de TL bazında epeyce şişecek ve dolar cinsi milli gelirdeki kurun sıçramasından kaynaklanan bu küçülmeyi belki telafi edecektir ama bu ancak dövizin bundan sonra fazla yükselmemesi halinde mümkün olur. Peki döviz kurunun bundan sonra yükselmeyeceğinin garantisi var mıdır? Dolayısıyla, geldiğimiz noktada “Türkiye’nin dış borç stoku milli gelirine kıyasla düşüktür, çevrilmesinde sorun olmaz” demek yanlıştır.

İkincisi, bu tür oranlar genel bir fikir edinmeye yarar, aslolan kapsamlı bir analizden çıkan sonuçtur. Türk ekonomisi 2003’ten beri sürekli cari açık vermekte olup Ocak 2003-Ocak 2022 arasındaki kümülatif net cari açık toplamı USD 651 milyardır. Aynı dönemde dış borçta ortaya çıkan USD 321 milyarlık artış bu cari açığın finansmanına gitti. Açığın USD 172 milyarlık kısmını ise yabancı sermayenin yaptığı doğrudan yatırımlar (daha çok mevcut varlıkların satışı şeklinde) karşıladı. Dış borçlanma ve doğrudan yatırım geliri dışında 19 yıllık cari açığın USD 158 milyarlık kısmı da ya portföy yatırımlarıyla finanse edildi ya da döviz rezervi olarak elimizde.

BENZİNSİZ OTOMOBİL GİBİ

Demek ki Türk ekonomisi kronik cari açık veren, dolayısıyla net bazda döviz üretemeyen bir yapıya sahip. Deposuna benzin koymadan yürümeyen bir otomobil gibi Türk ekonomisi de sürekli dış finansman akışı olmazsa yürüyememekte, krize girmektedir. Geçen sonbahardaki hatırı sayılır devalüasyondan sonra da bu durumun devam etmesi ekonominin döviz bağımlılığının kısa vadede çözülemeyeceğini gösterdi. O halde Türk ekonomisinin görünür gelecekte normal işleyişi içinde dış borç stokunu ödeme yoluyla azaltması mümkün değil. Bu yüzden aslında Türkiye’nin dış borç stokunun milli gelirin ne kadarına denk geldiğinin hiçbir önemi yok. Bugün için bu ekonomi döviz kazanma ve bu yolla dış borç ödeme kabiliyetine sahip değil.

Peki bu durumda yabancı kreditörler sonsuza dek Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu kadar döviz cinsi borç verecekler mi? Denebilir ki son 20 yılda USD 321 milyar borç verdiklerine göre bundan sonra da verebilirler. Ne var ki bu cahilce bir değerlendirme olur. Çünkü 2003 yılından başlayarak Fed büyük boyutlu bir kredi genişlemesi üreterek küresel dolar likiditesini çok artırdı. 2008 krizinden sonra ise Fed’e diğer büyük merkez bankalarının katılmasıyla küresel likidite artışı daha da hızlandı. Şöyle ki 2007’de USD 4 trilyonun altında olan Fed ve Avrupa, İngiltere ve Japonya merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü 2021 sonunda USD 27 trilyona ulaştı. Böylece Batı dünyasında II. Dünya Savaşı’ndan beri görülmemiş boyutta bir para arzı artışı meydana geldi ve bu paranın Batı’ya fazla gelen kısmı gelişen ülkelere doğru aktı. Türkiye de bu sayede son 20 yılda ürettiği USD 651 milyarlık cari açığı fazla zorlanmadan finanse edebildi.

Gelgelelim 2020 yazında bu denli büyük parasal genişlemenin kaçınılmaz yan etkisi olan küresel enflasyon emtia fiyatlarında yükseliş şeklinde kendini göstermeye başladı ve o günden bugüne gelişmiş dünyada enflasyon oranları 1970’lerden beri görülmemiş düzeylere ulaştı. Sonuçta Fed parasal genişlemeye son verip parasal sıkılaştırmaya geçmek zorunda kaldı; üç yıl aradan sonra geçen ay ilk kez faiz artırdı. Diğerleri de onu izleyecek. Demek ki artık önümüzde küresel likiditenin sürekli arttığı değil, sürekli daraldığı bir dönem var. Bu durumda Türk ekonomisinin geçtiğimiz 20 yılda izlediği yüksek cari açıkla büyüme rotasını sürdürmesi mümkün olmayacak çünkü daralan likidite ortamında dış finansman bulmak çok zorlaşacak. Bu yeni ortamda cari açık vererek büyümek bir yana, zaman zaman Türkiye’nin dış borçlarını ödemesi bile mümkün olmayabilir çünkü 20 yıldır eski borçlar hep yeni borçlanmayla çevrildi. 

Bu durumda Türkiye, ya yakın geçmişte Arjantin’in başına geldiği gibi moratoryuma giderek perişan olur ya da dış borçlarını yeniden yapılandırarak vadelerini uzatıp borç yönetimini kolaylaştırarak bir yol kazasına uğramadan düşük vitesle de olsa yoluna devam eder. Pek çok kişiye belki bugün imkânsız görünecek olan bu operasyonu yapmak bence mümkündür ve bu konuda rüzgâr bize doğru esmeye başlamıştır. Bu işin nasıl yapılabileceğini bir sonraki yazımda anlatacağım.

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılık çökerse Türkiye çöker

Hayvancılık çökerse Türkiye çöker

Devamını Oku
30.12.2022
Et ve süte neoliberal darbe

Et ve süte neoliberal darbe

Devamını Oku
23.12.2022
ABD’de Çin üzerinden iç savaş

ABD’de Çin üzerinden iç savaş

Devamını Oku
09.12.2022
COVID baskısı Çin’i deşifre etti

COVID baskısı Çin’i deşifre etti

Devamını Oku
02.12.2022
Küresel resesyon ufukta göründü

Küresel resesyon ufukta göründü

Devamını Oku
25.11.2022
Çin nereye koşuyor?-3

Çin nereye koşuyor?-3

Devamını Oku
18.11.2022
Çin nereye koşuyor? - 2

Çin nereye koşuyor? - 2

Devamını Oku
11.11.2022
Çin nereye koşuyor? - 1

Çin nereye koşuyor? - 1

Devamını Oku
04.11.2022
Fed faizi Yen’i çökertti

Fed faizi Yen’i çökertti

Devamını Oku
28.10.2022
İngiltere’de bütçe krizi

İngiltere’de bütçe krizi

Devamını Oku
21.10.2022
Alman ekonomik mucizesi zorda

Alman ekonomik mucizesi zorda

Devamını Oku
14.10.2022
ABD hem Rusya’ya hem Almanya’ya vurdu

ABD hem Rusya’ya hem Almanya’ya vurdu

Devamını Oku
07.10.2022
ABD modelini Türkiye’de uygulamak - 6

ABD modelini Türkiye’de uygulamak - 6

Devamını Oku
24.06.2022
ABD modelini Türkiye’de uygulamak-5

ABD modelini Türkiye’de uygulamak-5

Devamını Oku
17.06.2022
ABD modelini Türkiye’de uygulamak-4

ABD modelini Türkiye’de uygulamak-4

Devamını Oku
10.06.2022
ABD modelini Türkiye’de uygulamak – 3

ABD’nin sanayisizleşmesi

Devamını Oku
03.06.2022
ABD modelini Türkiye’de uygulamak – 2

ABD modelini Türkiye’de uygulamak – 2

Devamını Oku
27.05.2022
ABD modelini Türkiye’de uygulamak – 1

ABD modelini Türkiye’de uygulamak – 1

Devamını Oku
20.05.2022
Ekonomide büyük dönüşüm - 3

Ekonomide büyük dönüşüm - 3

Devamını Oku
13.05.2022
Ekonomide büyük dönüşüm - 2

Büyük dönüşüm - 2

Devamını Oku
06.05.2022
Ekonomide büyük dönüşüm - 1

Ekonomide büyük dönüşüm - 1

Devamını Oku
29.04.2022
Gıda krizi ufukta

Gıda krizi ufukta

Devamını Oku
22.04.2022
Dış borçların yapılandırılması - 3

Dış borçların yapılandırılması - 3

Devamını Oku
15.04.2022
Dış borçların yapılandırılması - 2

Dış borçların yapılandırılması - 2

Devamını Oku
08.04.2022
Dış borçların yapılandırılması - 1

Dış borçların yapılandırılması (1)

Devamını Oku
01.04.2022
Demir – çelikte kriz kapıda

Demir – çelikte kriz kapıda

Devamını Oku
25.03.2022
Türkiye kıtlık riskiyle karşı karşıya

.

Devamını Oku
18.03.2022
Elektrik sistemi acilen kamulaştırılmalı

Elektrik sistemi acilen kamulaştırılmalı

Devamını Oku
11.03.2022
Savaş ekonomisi

Savaş ekonomisi

Devamını Oku
25.02.2022
Japonya ile STA imzalanmamalı

Japonya ile STA imzalanmamalı

Devamını Oku
18.02.2022
Ukrayna ile STA imzalamak yanlıştır

Ukrayna ile STA imzalamak yanlıştır

Devamını Oku
11.02.2022
Sanayi fiyatlarında kur geçişkenliği

Sanayi fiyatlarında kur geçişkenliği

Devamını Oku
04.02.2022
Devalüasyon rekabet gücümüzü artırmadı

Devalüasyon rekabet gücümüzü artırmadı

Devamını Oku
28.01.2022
Faiz ne kadar düşükse o kadar iyi midir?

Faiz ne kadar düşükse o kadar iyi midir?

Devamını Oku
21.01.2022
Yeni ekonomik model yanlış başladı

Yeni ekonomik model yanlış başladı

Devamını Oku
14.01.2022
Yanlış teşhis iyileşecek hastayı öldürür

Yanlış teşhis iyileşecek hastayı öldürür

Devamını Oku
07.01.2022