Biden sahaya indi

18 Haziran 2021 Cuma

Seçimi kazandıktan sonra çalışmalarını tamamladı, stratejisini yayımladı. İlk hedef sırasına koyduğu Rusya’ya mesaj verdi: “Putin katil.” Çin’le geniş ittifakla, kapsamlı ve daha sonra ilgilenilecek...

Türkiye’ye yönelik yaklaşımını 23 Nisan’da, Ermeni iddialarının yanında yer alarak “soykırım” yalanını benimsediğini belirterek net bir şekilde açıkladı. Bu yaklaşım yalnızca Türkiye’deki iktidarı değil, “bütün Türkiye”yi hedefe koymaktır.

Biden, müttefikleriyle uygulamaya çalışacağı politikalarının müzakerelerini İngiltere’den başlattı. ABD, stratejik düzeyde İngiltere’yi, “anamız” diye nitelendirir. Daha önce “Trump’ın klonu” diye tanımladığı Johnson ile görüştü. İrlanda kökenli ve duyarlı olmasına karşın, Brexit sonrası Kuzey İrlanda konusunda oluşan olumsuz beklentileri gündeme getirmedi. İkili ilişkilerin önemi teyit edildi.

G7 toplantısının ardından Biden, Putin’in tutumunun “uluslararası normlara uymadığını”, Çin’in “Kuşak Yol” politikasının adil olmadığını söyledi.

Ancak Çin ilerliyor, durdurulamıyor. Her geçen gün dünyanın yeni bir noktasına giriyor. 2028’de dünyanın en büyük ekonomisi olacağı tahminleri yapılıyor. ABD’nin oluşturduğu koalisyona yanıtı net oldu:

“Küresel kararların küçük bir grup ülke tarafından dayatıldığı günler çoktan geride kaldı.”

‘SORUNU GÖRME, YENİ HEDEF KOY’

Hızlı günlerin heyecanlı toplantılarından biri de NATO liderler zirvesiydi. Türk kamuoyu Erdoğan-Biden görüşmesine odaklanmıştı. Biden dönemi politikasının çıkış noktalarından biri çatışmaları ön plana çıkarmadan ABD’nin gelecek hedefleri doğrultusunda müttefikleri yanına almak ve birleştirmek... Bu kapsamda Türkiye’ye fazla yüklenilmeyeceğini Fransa lideri Macron ve Yunanistan lideri Miçotakis de anladı. Erdoğan ile hemen randevu ayarladılar. Görüşmesinin bir tümceyle özeti şu: ABD, Türkiye ile sert şekilde kavga etmenin çıkarlarına ters düştüğünü düşünüyor.

Çünkü Rusya’ya karşı bölgesel bir yapıyı Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan’la kuramaz. Türkiye’siz olmaz.

Türkiye bir yandan da herkesin çekildiği Afganistan’da Kâbil Havaalanı’nı işletme ve koruma misyonunu üstlenmeye çalışıyor. Taleban karşı çıkıyor. Çekilmenin başlamasıyla ülkenin kuzeyinde; Mezarı Şerif ve Faryab merkezli Türk nüfusa Taliban baskısı da başladı. Saldırılar ve gösteriler Türk basınına yansımıyor. Umarız Türkiye, yeni dönem Afganistan dersini iyi çalışmıştır.

ABD’de Demokratların, uluslararası ilişkilerde diplomasiye öncelik verdikleri söylenir. Bu durum Biden-Putin görüşmesine de yansıdı, temasları sürdürme kararı alındı. Aynı Türkiye gibi uzlaşı yok, görüşmelere devam. 

Evet, Biden sahaya indi... Türkiye ile ABD arasındaki gerilim biraz hafiflemiş gibi. Bu rahatlamanın, Rusya ile ilişkilerde ve Afganistan’da yeni karabasanlara yol açmaması gerekiyor.


QEDİM ŞUŞA KİMİNDİR?

Türkiye ile Azerbaycan arasında “Şuşa Beyannamesi” imzalandı. İmza töreninde Azerbaycan lideri Aliyev, iki ülke ilişkilerini daha da derinleştiren beyannamenin temelini şöyle açıkladı:

“Beyanname; Atatürk’ün, ‘Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir’ sözü ile Haydar Aliyev’in ‘Bir millet, iki devlet’ sözü üzerine kuruldu.”

Beyanname, Ermeni işgalinde bir bölümü yıkılan Hanlık Sarayı önünde imzalandı. O yapıyı Penah Han yaptı. İşte o Penah Han, yazarlarımızdan Oktay Akbal’ın birkaç kuşak önceki dedesiydi. Ruslarla savaş sonrası aileden iki çocuk hayatta kaldı. Babaları birini “Ağbalam” diğerini “Karabalam” diye severdi. Soyadını “Ağbalam”dan alan Oktay Ağabey, yaşarken Karabağ’a duygusal bir ziyaret gerçekleştirdi.

Şimdi Azerbaycan Türkçesi ile başlıkta sorduğumuz sorunun yanıtını verelim: Şuşa Azerbaycan’ındır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriye dersleri 13 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları