ABD PenceresindenSuriye'ye Son Bakış

13 Ekim 2012 Cumartesi
\n

\n

\n

ABD seçimlerine gün sayarken iki liderin ekranlar karşısında yarışmaları, seçim anketlerinde puan alıp vermelerinin haberleri önde. Oysa bizim açımızdan iki liderin kurmaylarının ekran önünde yarışırken Suriye üzerinden söyledikleri çok daha önemliydi. Ayrıntılı tartışmaları, olasılıklar üzerinde düşünmeyi ABD seçimleri sonrasına ertelediğimiz Suriye politikalarında nelerin değişip nerelerin değişmeyeceğinin ipuçlarını veriyordu...\n

\n

İki lider ve iki partinin ABDnin seçim sonrası Suriye politikalarına ilişkin bakışlarının özetlenmesinden çıkan sonuç, özetle seçim sonucuna bağlı olarak ABD politikalarının ana eksende değişmeyeceğinin ilanı gibiydi. Seçim öncesi, seçim yarışı tartışmalarında Suriyede yaşanan sıcak çatışmaların uzaması, çok kan dökülmesi, Esadın hâlâ iktidarda olması üzerinden taraflar kimi polemik niteliğinde karşılıklı suçlamalar yapmayı seçseler de iki lider, iki parti seçim yarışı sonrası gelecek yeni iktidarın Suriyeye bakışında, ana eksende anlamlı bir farkın olmayacağı, olamayacağının anlamlı ipuçları veriliyordu... Taraflar, Esadın sonunda iktidardan gitmesi gerektiği ana fikrinde buluşmanın ötesinde, ABDnin asla bir Irak-Afganistan benzeri işin içinde doğrudan, askeri müdahaleci olmayacağının kararlılığının altını çiziyordu... Doğrudan müdahalede ödenen büyük bedellere karşın yaşananlardan, en önemlisi de Irak ve Afganistan başta ortaya çıkan ABD karşıtlığından çok büyük dersler alındığının işaretlerini veren vurgulamalar ağır basıyordu.\n

\n

Suriyenin, Libyadan çok farklı konumda olduğunun, Ortadoğu dengelerini altüst edecek çatışmalara yol açabilecek kıvılcım çakılması tehdidinin altı çizilirken Esadın gitmesinden de daha önemli sorgulamanın yerine nasıl bir iktidarın geleceği üzerinden yapılması gerektiği, El Kaidenin iktidara gelmesi olasılığı yerine Suriye halkını bütünleştirecek meşru bir hükümet olasılığına kadar beklenilmesine öncelik verilmesi anafikrinde buluşuldu... Söz konusu bu tablodan Arap baharları sonuçlarından da dersler alınmış olarak, ABDnin seçimler sonrası iktidarının, kazanana çok da bağlı olmaksızın, Suriyede aceleci, doğrudan müdahaleci politikalardan uzak duracağı sonucu ortaya çıkıyor ki... Türkiyenin içinde olduğu çok acil, riskli Suriye politikaları açısından çok düşündürücü..\n

\n

***\n

\n

Başbakan Erdoğanın Suriyede daha çok kan dökülmemesi için Esadın en kısa zaman dilimi içinde düşürülmesi için ABD, BM, NATO, AB ülkelerinin müdahaleci olması...” çağrıları ile çelişen, çatışan bu tabloda, Türkiyenin siyaseten zor durumda kalması belki de ayrıntı... Asıl sorun öne çıkmaya zorlanmış ya da iktidarlarının attığı adımlarla içine düşülen, geri dönüşü olmayan sorumluluklar, zorluklar... Üstüne üstlük iktidarlarının yaşadıklarından ders alıp Niye tek başına Türkiyenin sorumluluğu?sorgulamasını yapmak yerine, deyimin tam anlamı ile balıklamayeni sorumlulukların üstüne atlamasıyla üstümüze binen yük katlandıkça katlanıyor...\n

\n

Görüldüğü üzere insan hakları gerekçeli taraf olmadaki çifte standartlar, akla zarar boyutlar, bir başka ülkenin iç siyaseti, savaşı, sorunlarına bağımsızlığı ile çelişen doğrudan müdahalenin kendi ülkemize, sorunlarına dönük boyutlarından hiç söz bile etmeden ortaya çok vahim sonuçlar çıkıyor... Şu yazıyı tamamlamaya çalıştığım dakikalarda televizyon kanallarındaki Suriye haberleri içinde, sınırın öteki yakasındaki son sıcak çatışmaların bilgisi eşliğinde, jetlerimizin sınırda uyarı uçuşlarından söz ediliyordu... Sanki iki gece önce Suriye uçağının jetlerimizle zorunlu indirilişinin panik atağı tartışmaları bitmiş gibi.\n

\n

Oysa zorunlu inişe zorladığımız uçak olayı ile dünyayı yeniden düzenleme hesaplarını yapan asıl güç odakları seyirci. En önde nasıl sorumluluk altında kaldığımızın boyutları hakkında henüz gerçek bir fikrimiz bile yok. Her kafadan bir ses çıkıyor. Besbelli Rusya-Suriye hattında silahlanma desteği üzerinden gerçeğin kendisinden çok dünya kamuoyunda tartışılma biçimi, güçler dengelerinin ağır basması, çıkar dengeleri pazarlıkları üzerinden, her ülke payına düşen artı ve eksileri alacak. Ders çıkarabilenler kazançlı, çıkaramayanlar zararlı, borçlu kalacak...\n

\n

Türkiye üzerinden sivil uçakla Esad yönetiminin silahlı gücünün desteklenmesi mi duracak? Yoksa Türkiye tuzak bir abartılı ihbarın kurbanı olarak Suriye halkının biraz daha karşısında, bölgenin bataklığına mı çekilmekte?.. Giderek bedelini çok ağır ödeyeceği yalnızlaşmanın ekonomik, sosyal, siyasal, silahlı yükünün altında açığa mı düşmekte?.. Sorulara gerçekçi yanıtlar bulmak için, ABD penceresinden Suriyeye son bakıştan bile, biraz ders çıkarmamız da mı gerekmiyor?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları