Turhan Yücel

Papa'nın Dediği Gibi

03 Şubat 2012 Cuma
\n

\n

\n\n\n

A. Madridden Ujfalusi, Reyes ve Forlan üçlüsünü transfer etmek için İspanyaya giden özel uçakta Ünal Aysal, Abdürrahim Albayrak, Ali Gürsoy ve Bülent Tulun vardı. Fatih Terim henüz G. Sarayın kendisine gönderdiği resmi sözleşmeyi imzalamamış, kulüpte belirsizlik ön plana çıkmıştı. Uçaktaki hava doğrultusunda Aysal, Tuluna hitaben Fatih Hoca gönderdiğimiz sözleşmeyi imzalamazsa yerine alternatif hoca adayın var mı dedi. Tulun, Başkanım, Terim size bir söz verdiyse imzaya gerek yok, hiç merak etmeyin diye yanıtladı. \n

\n

Zaman darlığı Aysalı zorluyor, ortada takımı emanet etmeyi düşündüğü hocayla imzalanmamış bir sözleşme duruyordu. Terimi henüz tanımayan Aysalın bu sıkıntısını, tereddütlerini hisseden Bülent Tulun dindirdi ve kısa süre sonra Fatih Hoca da kendisine gelen sözleşmeyi virgülüne dahi dokunmadan imzalayıp kulübe gönderdi. Ama basında o günlerde çıkan gazetelerin manşetlerine bakacak olursanız Bülent Tulun Fatih Terimin yerine alternatif hoca arayışındaşeklinde başlıklar vardı. Bu durum Amerika ziyaretinde New York Havaalanında basının sorularını cevaplayan Papaya bir gazetecinin Papa hazretleri, New Yorktaki genelevi de ziyaret edecek misiniz sorusu karşısında hayretle New Yorkta genelev var mı demesinin ertesinde gazetelerin Papa New Yorka iner inmez Genelev var mı?’ diye sordu şeklinde manşet atmasına benziyor. \n

\n

Diyeceğim o ki bugün G. Sarayda aslında var olmayan bir çekişmenin tohumları sinsice birileri tarafından atılmaya çalışılıyor. Fatih Terimin bugünlerde yanından ayrılmayanlar o günlerde defalarca Lucescuyla görüşüyor, ama ne hikmetse günah keçisi her defasında Bülent Tulun oluyordu. Benim anladığım, gördüğüm bu oyunu daha önce Adnan Sezgin-Adnan Polat ikilisi sahnelemiş ve Tulunu dışarı çıkartarak kendi bildiklerini uygulamışlardı. O senaryonun sonu ortada. Bugün de yine birileri bu kez Terimin üzerinden benzer bir oyun sahneye koymaya çalışıyor ve bundan G. Saray zarar görüyor. Tabii iş burada yine dönüp dolaşıp Ünal Aysala düşüyor. Bu kulübü G. Saray kongresi ona emanet etti. Geçen hafta görece ağırlıklı olarak Ali Dürüst ile ilgili yazımın üstüne kendisiyle uzun bir telefon görüşmesi yaptık. Dürüst, her zamanki inceliğiyle medeni bir şekilde bazı hususlarda bana fikirlerini aktardı. Ben Ali Dürüstü insan olarak sever, sayarım. Ancak üzerindeki Faruk Süren gölgesi, ki zaman zaman bundan Dürüst de rahatsız oluyor, hissediyorum onu, G. Sarayda çok zaman, zora sokuyor. Faruk Süren, görevini devrettikten sonra da diğer hiçbir G. Saray Başkanından görmeye alışkın olmadığımız bir biçimde sanki Sarı-Kırmızılıların başkanıymışçasına tavırlar sergiliyor. Özellikle Adnan Polata, şimdilerde ise Ünal Aysal yönetimine karşı takındığı tutum hiç eski bir başkana yakışmıyor. Baksanıza gazetelerde çıkan haberlere göre Faruk Süren, Floryaya gidip Fatih Terimle toplantı yapıyor ve bu durumdan Ünal Aysalın daha sonra haberi oluyor. \n

\n

Bu neresinden bakarsanız çok uygunsuz, yakışıksız bir durum. Asıl anlamadığım bu tür konularda çok dikkatli olan Terimin bu duruma nasıl düştüğü. Sanırım fiili bir durum oldu. Ama görüntü hiç hoş değil. Her türlü yanlış anlamaya müsait. Her neyse Türk futbolunun karanlık ve sıkıntılı günlerinde görece en rahat kulüp olan G. Sarayda işleri yoluna koymak için uygun ortam var. Ancak dilerim G. Saray bugün mazide kalması gereken eski aktörlerin kendi kişisel kavgalarını yaptıkları bir kulüp olmakla, G. Sarayı geleceğe taşımak isteyenlerin karşı karşıya geldiği bir arena olmaz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Papa'nın Dediği Gibi 3 Şubat 2012
BaşkanKim? 21 Ocak 2012

Günün Köşe Yazıları