\n\n\n

Tam 2 hafta oldu yazı yazmadım. G.Saray’ın yeni yönetimine süre vereyim, biraz bekleyip icraatlarına göre yorum yapayım diye... 15 Mayıs’ta seçilen yeni yönetimin bugün işbaşındaki 50. günü doldu. Ortada dişe dokunur bir icraat yok ama 50 güne zor sığacak skandallar var. G.Saray’ın yeni başkanının en büyük icraatı bir gazeteye verdiği “Ben gençlere taş çıkartırım” havasındaki gerekliliği tartışmalı pozlar ve bunun yanında basına verdiği çelişkili beyanatlar olunca bize de artık ufaktan bazı hususları gündeme getirmek düştü.

G.Saray’ın transfer sezonunda zaman kazanması için Adnan Polat yönetimine baskı yapıp erken seçim kararı almasını sağlayan kongre üyeleri, şimdi bu zamanın yeni yönetim tarafından nasıl hovardaca kullanıldığını görüp kara kara düşünmeye başladılar. Öyle ya, şimdiye dek yapılan tüm transferler zaten önceki yönetim tarafından prensip anlaşmasına varılmış oyuncular. Henüz yeni G.Saray yönetiminin bu camiaya yakışır bir transferi yok ortalarda. Sadece rivayetler, beceriksiz girişimler ve yararı tartışmalı oyunculara yönelik başarısız transfer girişimleri var. Ama gelin görün ki tüm bu yapılamayan transferlere, yönetsel karışıklıklara, uyumsuz yöneticilere rağmen yeni yönetim 9 Temmuz’da G.Saray kongresinden olağanüstü yetkiler isteyecek. İstenen bu yetki öyle böyle değil, 250 milyon dolarlık Riva arazisinin satışı, 750 milyon dolarlık G.Saray hisselerinin satışı, bankalardan yeni alınacak milyonlarca dolarlık krediler yani toplamda milyar dolarlık G.Saray varlığıyla alakalı yetkiler söz konusu olan.

Halbuki geçmişte bir tek gün bile yöneticilik deneyimi bulunmadan başkan adayı olan Ünal Aysal, seçimden önce kendisine G.Saray’ın nakit zorluğunu hatırlatan sınıf arkadaşlarına “250 milyon doları göze aldım, üstü beni zorlar” demişken şimdi daha ortada dişe dokunur bir icraatı da yokken neden bu kadar geniş yetkiler istemekte acele ediyor anlamak mümkün değil. Oysa G.Saraylılar bu yetkileri ancak ‘yaptıkları yapacaklarının teminatı’ olan bir yönetime vermeyi düşünebilirler. Bu kadar acemi, bu kadar rüştünü ispat etmemiş bir yönetime bu yetkileri vermek isteyenlerin G.Saray’da çoğunluk olacağını zannetmiyorum. Buna bir de Ünal Aysal’ın fısıltı gazetesinden yaydığı ‘yetkiyi alamazsam bırakırım’ yaklaşımını eklerseniz G.Saray’ı yakın gelecekte çok sıcak günlerin beklediğini anlarsınız.

G.Saray, futbolun sıcak gündeminde kendi sorunlarına odaklanıp yola devam etmek yerine kendi yarattığı sorunlarla zaman kaybediyor. Kimse dikkat etmiyor ama G.Saray’ın yeni stadı gerçek anlamda bir sorun yumağı. Stattaki eksikler listesi sayfalar dolusu, stadın Beşiktaş’a tahsis edilme ihtimali Sarı-Kırmızılılar için büyük moral sorunu. Bu stat için G.Saray nelerden vazgeçti, itilip kakıldı... Şimdi bir de bunu başkalarıyla ortak kullanmak fikri tüm mali getirilere karşın pek hoş bir algılama yaratmadı camiada. Bir de bu stadın zemininden kaynaklanan bazı sorunlar olduğu ve bu yönde uzmanlarca rapor düzenlendiği yönünde duyumlar alıyorum. Umarım bunlar basit sorunlar olur da kimsenin canı sıkılmaz. G.Saray’ın uyum sorunu yaşayan yönetimine elimden geldiğince uyarıda bulunup silkinip kendine gelmeleri için bir nebze bazı hayati konulara ışık tutmak istedim. Umarım bunda başarılı olurum. Yoksa sular çok ısınır.